| Buzluktaki buzlar ise bir kaç saat içerisinde eriyordu. Oldukça fena bir durumdu. | TED | الثلج في الحافظة ذاب في غضون ساعات، وكان الأمر فظيع للغاية. |
| Istakoz yahnisi yok mu. Resmen ağzımda eriyordu. | Open Subtitles | وسرطان البحر هذا ذاب في فمّي فعليـًا |
| Yağlarım, tıpkı güneşte kalan kar gibi eriyordu. | Open Subtitles | أشعر أن جسدي كما لو أنه يذوب مثل رجل ثلج موضوع في الشمس |
| Balmumu, ağaçların içinde eriyordu. | Open Subtitles | كل الشمع كان يذوب على الأشجار |
| O şeyi ayarlamaya uğraşırken baktı ki karlar kuma değdiği an, eriyordu. | Open Subtitles | حاول الحفاظ علي هذا الشيء ولكن في الدقيقه التي صدم بها الثلج الارض... انصهرت |
| İnsanlar içeriden eriyordu. | Open Subtitles | أجساد الناس انصهرت من الداخل |
| Kaz ciğeri ağızda eriyordu. | Open Subtitles | ذاب كالأرز على لساني |
| Jöle garip bir şekilde eriyordu ben de... | Open Subtitles | لقد ذاب الجيل الأخضر لذا .. . |
| Buz av hayvanının bedeninde eriyordu. | Open Subtitles | الثلج... يذوب داخل جثّة الذبيحة |