| Neden kadın ve erkeğin benzer olduğunu düşünmek isterler bilemiyorum. | TED | ولا أدري لماذا يفكرون فى أن الرجل و المرأة متماثلان |
| Farz edelim ki erkek kızın değil de kız erkeğin peşini bırakmıyor. | Open Subtitles | بدلاً من أن يلاحق الرجل الفتاة لنفترض أنها كانت هى من تلاحقه |
| Fakat bu asla olamaz, çünkü gerçek bir erkeğin istediği gerçek bir kadındır. | Open Subtitles | لكن هذا مستحيل الحدوث لأن الرجل الحقيقي هو ذاك الذي يرغب بامرأة حقيقية |
| Yüzlerce erkeğin ve kadının hayatlarından sorumlusunuz ve üssünüz saldırı altında. | TED | أنت مسؤول عن حياة مئات من الرجال والنساء، وقاعدتك تتعرض لهجوم. |
| Viagra, değil mi? Neden? Çünkü çoğu erkeğin ihtiyacı var. | TED | الفياقرا, أليس كذلك؟ لماذا؟ لأن الكثير من الرجال يحتاجون إليه. |
| Bu, erkeğin cinsel zevk kapasitesini azaltan travmatik bir prosedür. | Open Subtitles | إنه إجراء مؤلم والذي يجعل متعة الجنس عند الذكر تقلّ |
| Bir kadın, bir erkeğin ağırlığını nasıl kendi avantajına çevirir. | Open Subtitles | كيف يمكن للمرأة أن تستخدام الوزن المتفوق للرجل كميزة لها |
| Biranızı yudumlayıp, rezil hikâyeler anlatırken aklınızdan çıkarmayın güruh olarak yaptığınız bu iş, bir erkeğin düştüğü en aşağılık durum. | Open Subtitles | تحمل في ضميرك، مثل ما تجرعت جعتك ونشرت شائعاتك القذرة أن جزاء العنف من الجماعة لا يكفي بأن يثني الرجل |
| Frank, normal bir erkeğin günün iki saatini ereksiyon halinde geçirebildiğini söyler. | Open Subtitles | يقول فرانك الرجل المتوسط يحمل حول ساعتان على صعبتان خارج كلّ يوم. |
| İstediğiniz kadına "bir erkeğin sahip olabileceği en çekici özellik nedir," diye sorun. | Open Subtitles | اسأل إي إمرأة ما هو الشي الوحيد والأكثر جاذبية من الرجل بالنسبة لك |
| Bir erkeğin bir başka kadın için karısını terk etmesini doğal karşılarız. | Open Subtitles | ما أخذناه كحقيقه بأن الرجل كان سيترك زوجته من أجل المرأه الأخرى |
| Çünkü, bir erkeğin atlama havuzunda görmek isteyeceği en son şey, kankasının takımlarının saatte altmış kilometre hızla üzerine gelmesidir. | Open Subtitles | لأن آخر شيء يريد أن يشاهده الرجل وهو في المسبح.. هو مؤخرة صديقه منطلقة نحوه بسرعة 40 ميلاً في الساعة |
| Bir erkeğin kadın dırdırının içinde sıkıştığı zaman hissettiği şey. | Open Subtitles | إنه ما يشعر به الرجل بعد أن يقع بفكي الرحى. |
| Bir erkeğin, her ay yaşadığımız şeyleri anlamasına imkân yok. | Open Subtitles | الرجل ليس لديه أي فكرة عما نعانيه في كل شهر |
| Etrafta bir sürü erkeğin olduğu bir yerde yaşamak hoş olmaz mıydı? | Open Subtitles | لا يكون لطيفا للعيش حيث أن هناك الكثير من الرجال الآخرين حول؟ |
| Bunu sadece çalışırken takarım. O kadar erkeğin arasında korunmama yardım ediyor. | Open Subtitles | اٍننى أرتديه فقط حين أعمل اٍنه يعطى حماية قليلة مع كل الرجال |
| Pratik insanları mükemmelleştirir. Sence de çoğu erkeğin biraz pratiğe ihtiyacı yok mu? | Open Subtitles | الممارسة تجعلك ممتاز ، معظم الرجال يحتاجون للممارسة قليلاً ، أليس كذلك ؟ |
| Dişi tek bir yumurta yapar ve erkeğin ayaklarına doğru yuvarlar. | Open Subtitles | الأنثى تضع البيضها في أحضان الذكر الذكر يحضن البيض لمدة طويله |
| Onunla, bir erkeğin karısına yapması gereken şeyi yapma arzusu olmuyor. | Open Subtitles | معها ليس لدي أي شهية للقيام بما ينبغي للرجل العمل بزوجته |
| Coleman, bir erkeğin yaptığı her hatanın genelde cinsel bir nedeni vardır. | Open Subtitles | كولمان. . عادة كل خطأ يحدث لرجل يأتى من سرعة التفاعل الجنسى |
| Klişe olan şey bir erkeğin bir kızı etkilemek için okulu sevmesidir. | Open Subtitles | المُبتذل هو ان يحاول شاب نيل إعجاب فتاه عولاً على شيء مدرسيّ. |
| Anlayacağınız üzere yaşlı erkeğin inanılmaz bir gücü var, çünkü alfayı o alfa yaptı. | TED | ولك أن تتخيل هذا العجوز يتمتع بسطوة هائلة، لأنه من جعل ذكر الالفا بهذه المكانة. |
| Dinle, tatlım. erkeğin aşkı ile kadının aşkı arasında büyük fark var. | Open Subtitles | أصغِي يا طفلتي بين حبّ إمرأةِ و حبّ رجلِ هناك إختلاف ضخم |
| Bana ülkenin bu kısmında şık görünümlü bir erkeğin hep hoş karşılandığı söylendi. | Open Subtitles | قيل لي أن الذكور المؤهلين هم علاج نادر في هذا الجزء من البلاد |
| bu adam sizin Fakat bir erkeğin bulunduğu bir erkeğe kavuştuğunda bir şekilde çok endişeli değildir. | Open Subtitles | أيها الضابط، رجلك هذا يصبح مهووس بالمسدس أمام فتى أعزل لكن بشكل ما لا يكون متلهفاً أمام رجل حاملاً لمسدس |
| New York'ta şu anda 150'den fazla erkeğin ve 6 kadının anıtı var ve hâlen köle sahiplerini kamusal alanda kabul ediyor. | TED | لذا مدينة نيويورك الآن بها أكثر من 150 تمثال للرجال وستة للنساء وحالياً يعترف بهم أصحاب الرقيق في الأماكن العامة. |
| Hiç bir erkeğin penisini ağzına aldın mı? Seninle konuşuyorum. | Open Subtitles | هل مصيتي قضيب رجلٍ من قبل ؟ أنا أتحدث إليك, هل مصيتي قضيب رجلٍ من قبل ؟ |
| Bir erkeğin gücü zevkleriyle ölçülebilir. | Open Subtitles | قوّة الرجلِ يُمْكِنُ أَنْ تُقاسَ بشهياتِه. |
| Bugüne her ofisteki, her erkeğin tacizci bir domuz olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | أما اليوم. يُعتَقَد أنَ كُل رجُل في كُل مَكتَب هوَ مُتَحرِّش جِنسي |
| Her erkeğin lezbiyen fetişi olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت ان جميع الشبان يريدون رؤية الأشياء الغريبة |