| Burası Uluslararası Üniversite'deki kızın iki yıl önce erkek arkadaşını öldürdüğü yer. | Open Subtitles | هنا الفتاة التي كانت منتسبة للجامعة الدولية التي قتلت صديقها منذ سنتين |
| Burası Uluslararası Üniversite'deki kızın iki yıl önce erkek arkadaşını öldürdüğü yer. | Open Subtitles | هنا الفتاة التي كانت منتسبة للجامعة الدولية التي قتلت صديقها منذ سنتين |
| Eğer gitmezsen, başından beri gizli erkek arkadaşını görmek için kaçıp durduğundan şüphelenecektir. | Open Subtitles | اذا لم تذهبي سوف يبدأ بالشكوك انت تتملصين لرؤية حبيبك السري من جديد |
| Geldiğimizden beri tek yaptığın şey çöp karıştırmak oluyor, kurbanın kız kardeşine laf atıp, erkek arkadaşını yalan şekilde suçluyorsun. | Open Subtitles | كل ما فعلته منذ اتيت تحثت في النفايات تغازلت مع اخت الضحية واتهمت خليلها بشكل خاطئ |
| Hey, erkek arkadaşını terkedip giden... ve lise öğretmeniyle düzüşen kişi ben değilim. | Open Subtitles | لست انا من تخلت عن حبيبها لتحصل على علاقة مثيرة مع معلم الانجليزية |
| - erkek arkadaşını bulmam lazım. - Şekerim, benim de onu bulmam lazım. | Open Subtitles | ـ على أن اجد خليلك ـ حلوتى أنا ايضاً على أن اجده |
| Yeni erkek arkadaşını kıskandırmak istemiyorsun yani. | Open Subtitles | ليس عليك أتريدين أن تجعلي صديقك الحميم غيور |
| Bir yıldan uzun bir süredir ortalarda yoksun ve şimdi de beni polisin erkek arkadaşını tutukladığı hikâyesiyle arıyorsun. | Open Subtitles | تختفين لأكثر من عام ثم تتصلي بي لتخبريني تلك القصه عن الشرطه التي اعتقلت صديقكِ |
| Beş yıl önce Laura, kendisini korumak için erkek arkadaşını vurmuş. | Open Subtitles | منذ خمس سنوات، وأصيب ورا لها صديقها في الدفاع عن النفس. |
| Annem, onun erkek arkadaşını merak ettiği için endişelendiğini biliyor. | Open Subtitles | أمي تعلم أنها كانت قلقة جداً بسبب صديقها. صديقها اسمه |
| Bu onları durdurur. İki, erkek arkadaşını vuracağım. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة لإيقافهم إثنان، أطلق على صديقها |
| İyi görünmüyordu. Muhtemelen de erkek arkadaşını görmediğimiz için memnun olmuştu. | Open Subtitles | كانت نواياها سيئة وقد فرحت أننا لم نكن صديقها |
| erkek arkadaşını, bu öğleden sonra eve gitmek üzere bir uçağa bindiriyorlar. | Open Subtitles | سوف يضعون حبيبك في الطائره كي يعود الى المنزل هذا الظهر |
| erkek arkadaşını işini iyi yapan bir müteahhit olarak görmek isterdim. | Open Subtitles | أريد أن أرى حبيبك متعهد البناء يقوم بعمل أفضل |
| erkek arkadaşını arabayla ezdiği için 5 yıl kasıtsız cinayetten yatmış. | Open Subtitles | دخلت السجن بتهمة القتل الخطأ لمحاولة دهس خليلها |
| Sanırım gizli erkek arkadaşını aldatacak türden bir kız değilim. | Open Subtitles | أعتقد أننى لست من نوع الفتيات التى تغش حبيبها الذى تغطية |
| erkek arkadaşını buradan canlı çıkartmanın tek yolu benim. | Open Subtitles | أنا الفرصة الوحيدة أمام خليلك ليخرج من هنا حيّ |
| Tamam, alıngan. erkek arkadaşını rahat bırakacağım. | Open Subtitles | حسناً ياسريعه الغضب, سأترك صديقك الحميم لحاله |
| Şu an seni öpüp kokluyorum ve sen de gidip eski erkek arkadaşını mı merak ediyorsun? | Open Subtitles | أنا أقبلكِ.. وتتسائلين عن خليلكِ السابق؟ |
| Az önce dün akşam senin peşine düşen erkek arkadaşını gördüm. | Open Subtitles | انني التقيت للتو بصديقك الذى لاحقك الليلة الماضية |
| Sadece anneme senin yeni erkek arkadaşını söylemenin ne kadar eğlenceli olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أفكر كم سيكون الامور مضحكاً عندما أخبر أمي أن لديكِ خليل جديد |
| Yani, erkek arkadaşını destekledin kardeşinin garajında uyumasına izin verdin. | Open Subtitles | أقصد، أنتِ دعمتِ حبيبكِ تسمحين لشقيقك بأن يسكن في المرأب |
| Hastaneye onu eski erkek arkadaşını öldürmekle suçlamaya gittiğim zaman. | Open Subtitles | حينما ذهبتُ إلى المستشفى مُتّهماً إيّاها بقتل عشيقها السابق. |
| Evet, evet. Devam et, erkek arkadaşını koru. | Open Subtitles | أجل، أجل، هيّا، احرس خليلكَ |
| Karev, erkek arkadaşını arayıp olanlardan haberdar et. | Open Subtitles | حسنا. (كاريف)، اتصل بخليلها وأعلمه بما يحدث. |
| Bu kulağa biraz kaltakça gelebilir ama birinin erkek arkadaşını çalmanın nasıl hissettirdiğini hep merak etmişimdir. | Open Subtitles | هذا سيجعلني أبدو كسافلة ، لكن كنت آتسأل دائماً ما شعور سرقة الصديق الحميم لشخصٌ ما |