| Geçen yıl, bir işin vardı ve erkek arkadaşınla beraber yaşıyordun. | Open Subtitles | حسناً, في العام الماضي كانت لديك وظيفة وكنت تعيشين مع صديقك |
| Popüler bloglara göre kıyafetin olmadan erkek arkadaşınla yaptığın rol seks kasediymiş. | Open Subtitles | لكن أراء المنتديات تقول أن التمثيل مع صديقك بدون ملابس أنه .. |
| Evet, bu yüzden hâlâ eski erkek arkadaşınla yatıyorsun. | Open Subtitles | حقا وهذا هو السبب الذي يجعلك تنامين مع حبيبك السابق |
| Belki eski erkek arkadaşınla daha fazla vakit geçirmeni istemiştir. | Open Subtitles | ربما أراد أن تكون قادرة على قضاء وقت أطول مع خليلك الآخر |
| Ve sonra, seni erkek arkadaşınla görünce, herşey kafamda birleşti. | Open Subtitles | ثم، لما رأيت مع صديقك الحميم إسترجعت كل شيء |
| Eski erkek arkadaşınla arandaki psikodramayı izlemek için iki saat yol gelmedim. | Open Subtitles | تعلمينماذا.. أنا لم أقود لمدة ساعتين كي أشاهد بعض الدراما النفسية مع خليلكِ السابق. |
| Peki, erkek arkadaşınla kafeterya da seviştiğinden dolayı eski okulundan atıldığın doğru mu? | Open Subtitles | حسنا، أصحيح أنك طردت من مدرستك القديمة لأنك فعلتها مع عشيقك في الكافتيريا؟ |
| Biriyle konuşmak istiyorsan, git erkek arkadaşınla konuş. | Open Subtitles | إذا أردتِ التكلم مع أحدهم تكلمي مع صديقك ماذا كان عليّ أن أفعل؟ |
| Hala NASA'daki eski erkek arkadaşınla konuşuyor musun? | Open Subtitles | الا لا زلت على علاقة مع صديقك في وكالة الفضاء ناسا |
| erkek arkadaşınla tartıştın mı? Konuşmuyor musunuz? | Open Subtitles | لقد تجادلت مع صديقك وأنتما لا تتحدثان مع بعض الآن؟ |
| Bunca yıldır ona yaptığın iyiliklerin sebebi buydu dimi hatta erkek arkadaşınla yattıktan sonra bile. | Open Subtitles | لهذا انت فعلتي لها كل تلك الخدمات طوال تلك السنوات حتى بعد ان نامت مع صديقك |
| Öğle yemeğini her gün erkek arkadaşınla yediğin için buradaki... - ...bazı şeyleri kaçırıyorsun. | Open Subtitles | أترين، تتناولين الغداء يوميّاً مع حبيبك وتفوّتين أمراً أو اثنين هنا |
| Kapında beni başıboş bırakıyorsun çekip gidiyorsun, erkek arkadaşınla yatıyorsun, kız arkadaşınla yatıyorsun. | Open Subtitles | ومن ثم تتركينني مع افعالك بي وثم تذهبين بعيدا و تمارسين الجنس مع حبيبك وحبيبتكِ |
| Bu konu annenin 25. yaş doğum gününde erkek arkadaşınla kaçıp evlenmesine benzemiyor. | Open Subtitles | هذا لايشبه هُروب والدتك مع حبيبك وزواجها منه في عيد ميلادك الـ25 |
| Masum biri olmadığını biliyorum şu Rivyera'lı baldırı çıplak erkek arkadaşınla konuştum. | Open Subtitles | أعرف بأنكٍ لستي بريئة لأني تكلمت في ذلك مع خليلك الذي إنتهى على شاطئ الريفييرا المتخلف |
| Sadece neden bir yere gerçek erkek arkadaşın dururken sahte erkek arkadaşınla gitmek istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | انا لا أفهم لماذا تريدين لتذهبي لمكان مع صديقك الحميم الخدعة بدلا من الحقيقي |
| Nasıl oldu da eski erkek arkadaşınla takıldın? | Open Subtitles | كيف امكنكِ الخروج مع خليلكِ السابق؟ |
| Bu erkek arkadaşınla daha fazla zaman geçirmeni sağlar. Sen neden bahsediyorsun? | Open Subtitles | هذا يمنحكِ وقتاً أكثر لتقضيه مع عشيقك |
| erkek arkadaşınla tanışmadın mı? | Open Subtitles | ــ أنتِ لم تلتقي بحبيبكِ ؟ |
| erkek arkadaşınla sen kale inşa edip kovboyculuk oynarken amcanın lazımlığını ben değiştiriyordum. | Open Subtitles | لقد غيّرت حفّاضات عمّك بينما أنت وصديقك تبنون الحصون وتلعبون دور رعاة البقر |
| Umarım erkek arkadaşınla eğlenceniz buna değmiştir. | Open Subtitles | آمل أن تكون رحلة المتعة الخاصة بكِ مع حبيبكِ قد كانت تستحق العناء. |
| Eğer erkek arkadaşınla birlikte, idam edilmek istemiyorsan, biraz düşünsen iyi edersin. | Open Subtitles | إذا كنت لا ترغب في مواجهة عقوبة الإعدام مع صديقها الخاص بك , كنت تعتقد أن أفضل وأصعب التفكير بسرعة |
| Ezik erkek arkadaşınla beraber berbat bir dairede kalıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في شقة حقيرة بغرفةنومواحدة.. مع صاحبكِ الفاشل. |