| Yoruldular ve erkenden yatacaklardır, ben de erken yatmak istiyorum. | Open Subtitles | أنهم متعبون و أنهم سينامون مبكراً، و أنا سأنام مبكراً |
| Yoruldular ve erkenden yatacaklardır, ben de erken yatmak istiyorum. | Open Subtitles | أنهم متعبون و أنهم سينامون مبكراً، و أنا سأنام مبكراً |
| Babama erkenden kalkıp garaj yolunu onarırken yardım edeceğime söz verdim. | Open Subtitles | أخبرت والدي أنني سأستيقظ مبكرا لأساعده في ترميم الممر الخاص به. |
| Yatı aramaktan o kadar çok yorulmuştum ki erkenden yattım. | Open Subtitles | كنت متعباً من البحث عن اليخت لذا ذهبت للنوم باكراً |
| Yani, bu beni erkenden matematik ve kimya alanlarına itti. | TED | لذلك، في وقت مبكر جدًا، دخلت مجال الرياضيات والكيمياء. |
| Beachwood'daki bir restoran erkenden kapatıldığında insanlar ters giden bir şeyler olduğunu anlamışlar. | Open Subtitles | الجيران اصبحوا يعلمون بوجود شيء خاطئ عندما اغلق مطعم محلي في بيتشوود باكرا |
| Anlaşıldı ki, erkenden kalkıp akşamdan kalma başağrısı yüzünden ağrı kesici almış. | Open Subtitles | كما أتضح, أنها استيقت مبكراً وأخذت مسكناً بسبب صداع متعلق بشرب الكحوليات |
| Biliyor musun? Yarın yapacağım. Söz veriyorum, erkenden kalkıp yağacağım. | Open Subtitles | أتعرفين، سأفعل هذا صباحاً أعدك، سأستيقظ مبكراً و أفعل هذا |
| - Oh, hayır, hayır, hayır. erkenden çok fazlasını veremezseniz. | Open Subtitles | لا لا لا لايمكنك أن تقوم بأكثر , لازال مبكراً |
| Vekalet dilekçesini doldurması karşılığında, erkenden şartlı tahliye olmasını sağladılar. | Open Subtitles | لقد أخرجوها مبكراً.. طالما أنها كانت راغبة بملء عريضة الوصاية. |
| Çocuklara da bugün gece yarisinin erkenden geleceğini söyle lütfen. | Open Subtitles | وأرجوك أخبري الرفاق بأن منتصف الليل سيحل مبكراً هذه الليل |
| Henüz ayın 18'i olduğunun farkındayım ama ya hediyelerimizi erkenden açarız ya da havaalanındaki güvenlik görevlilerinin önünde açmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | انا اعلم بأننا مازلنا بـ 18 من الشهر لكن يفضل أن نفتح الهدايا مبكرا أو نجبر على فتحها امام عملاء الجمارك |
| Sence diğer iş yerleri erkenden çıkarak mı başarıya ulaştılar? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن الأعمال الأخرى ستحصل على النجاح بالخروج مبكرا |
| Ve bu ve benzeri pek çok ölçüm yöntemini kullanarak bulduğumuz şey şu ki, aslında elimizdeki bilim, bu durumu çok erkenden teşhis edebiliyor. | TED | وباستخدام هذه الأنواع من الأدوات, وأخرى كثيرة, ما وجدناه كان أن العلم يستطيع, في الحقيقة, التعرف على هذه الحالة مبكرا. |
| Sabah erkenden trene bindik, çünkü saat 1:00 den sonra başka tren yok. | Open Subtitles | أخذنا قطاراً باكراً لم يكن هناك أى قطار حتى الواحدة |
| T-ball için kaydımızı yaptırdığımızda... bana yardım etmek için erkenden evde olacağına dair söz vermiştin... ve her şeyi ben yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | عندما سجلنا لبيسبول الصغار وعدتني بأنك ستعود للمنزل باكراً لكي تساعدني وكان علي أن أجهز كل شيء؟ |
| Yumuşak kalplilerin daha çok acı çektiklerini erkenden öğreniyoruz. | TED | نتعلم في وقت مبكر أن ذوي القلوب الرقيقة يعانون. |
| Çünkü bana daha ziyade eve erkenden dönüp beni yakalamak istermişsin gibi geldi. | Open Subtitles | لأنه يبدو بأنك حضرت إلى المنزل باكرا لإمساكي بشئ و لكن إمساكي بماذا؟ |
| Sabah erkenden koğuşa gittim. | TED | ففي الصباح الباكر كنت أزور الجناح الخاص بالمعدمين |
| erkenden bu oyunların aslında bazı anahtar yetileri anlamaları için yardım ettiğini görebildik. | TED | تمكنّا مبكرًا من رؤية أن هذه الألعاب ساعدت في الحقيقة الأطفال في فهم بعض المهارات الأساسية. |
| diye düşünüyordum. erkenden gidip yük rampası bulup üstüne bindim ve harika bir görüşmeydi. | TED | ذهبت مبكرة واستخدمت حامل أغراض وقمت بمقابلة مذهلة. |
| erkenden eve göndereceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني سوفَ أرسلهُ إلى المنزل مُبكراً |
| Her gün erkenden kalkar, okula gider, sırama oturur ve asla bir şey öğrenmezdim. | TED | لذلك كنت أنهض باكرًا كل يوم، أذهب للمدرسة وأجلس بمقعدي، ولا أفهم أيّ شيء. |
| İkinci olarak sistematik bir şekilde erkenden devletin avukat vermesi | TED | والثاني هو التأكد من الحصول المبكر للإستشارة بصورة منهجية |
| Bu sabah erkenden çekip gitti. | Open Subtitles | لقد ابتعد عن هنـا في وقت مبكّر من ذلك الصبـاح |
| Dün gece kutlamalara Zoey ile beraber erkenden başladınız sanırım. | Open Subtitles | يبدو أنكما بدأتما الإحتفال مبكّراً ليلة أمس. |
| Yarın sabah erkenden oraya gidip bir bakmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك الذهاب هناك باكر غد لإلقاء نظره |
| Büyük Sam, herşeyini kaybetti ve bu onu erkenden mezara soktu. | Open Subtitles | ولقد خسر سام العجوز كلّ شيء, وقاده إلى قبره مُبكرًا. |