| erzakları yiyip ve ipleri kemiriyorlardı, bu nedenle uzunca bir süre kediler, gemiciliğin vazgeçilmezi olmuşlardı. | TED | فقد التهمت المؤن وقرضت الحبال، وبالتالي فقد أصبحت القطط رفقة لا غنى عنها للبحارة منذ زمن بعيد. |
| Zaten şu toprak mevzusundan dolayı ite kaka cezalandırılıp, erzakları kesintiye uğradı. | Open Subtitles | صفقة الارض وقد زجت في احلاقهم ومازالوا معاقبين بقطع المؤن |
| erzakları yüklemek istersen kamyon hazır. | Open Subtitles | الشاحنات جاهزه إذا كُنت تُريد البدء فى نقل المؤن خاصتك |
| Hazırlanalım, yanımıza alabileceğimiz erzakları alıp çıkalım. | Open Subtitles | ,دعونا نستعد دعونا نجد اي مؤن ولوازم لدينا |
| Sert kışlardan birinde, bir adam açlıktan ölmek üzere olduğunu hisseder.erzakları ve yardımlar tükenmiştir... hayatta kalabilmek için, kamptaki diğer arkadaşlarını yiyen bir yamyama dönüşür. | Open Subtitles | خلال شتاء قارس يجد الرجل نفسه جائعا ومقطوعا من الإمدادات أو المساعدة فيتحول لآكل لحوم البشر كي ينجو فيأكل الأفراد الآخرين من مجموعته أو قبيلته |
| erzakları israf etmeye ve istediği her şeyi yemeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول ان يتخطى الحصص ويريد ان يأكل ما يريد فحسب. |
| erzakları depoladığımız yerde buluşalım. | Open Subtitles | ونجتمع فى المكان الذى نخبأ فيه المؤن |
| Hollister, gerekli erzakları var mı? | Open Subtitles | هوليستير " ، هل حصلت على المؤن التي يحتاجونها ؟ " |
| Her yaz, traktörlerden oluşan bir konvoy McMurdo Güney Kutbu Yolu denilen uzun ve karlı bir yoldan geçerek erzakları getiriyor. | Open Subtitles | تأتي قافلة من القاطرات لجلب المؤن هنا كل صيف مسافرةً عبر طريق جليدي "يُسَمَّي "مكمردو أو الطريق القطبي الجنوبي السريع |
| erzakları bırakıp hemen geri geliyorsun. | Open Subtitles | فقط قومى بتوصيل المؤن وعودى عَلى الفور |
| Ceplerine erzakları doldurup ortadan kaybolacaksın. | Open Subtitles | ستقوم بتحميل المؤن وتأخذها وتختفي |
| Ben parayı alıyorum, sende erzakları. | Open Subtitles | هيا, سأحضر المال... و تحضر أنت المؤن. |
| erzakları pay ediyorum. | Open Subtitles | أقوم بتقنين المؤن |
| erzakları mı çalıyorlar? | Open Subtitles | أهم يسرقون المؤن الإحتياطية؟ |
| Acil durum erzakları ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن مؤن الطواريء ؟ |
| -Sadece taze erzakları alıyordum. | Open Subtitles | -كنت أحضر مؤن طازجة و حسب |
| Gerçek erzakları. | Open Subtitles | مؤن حقيقيّة |
| Sadece erzakları bırakmak için dururlar ve boş şekilde uçuşa geçerler. | Open Subtitles | توقفت فقط لإسقاط الإمدادات وتركوها عندما غادرت, فارغه |
| erzakları atölyeye götürüyorlar. | Open Subtitles | يأخذون الإمدادات وصولا الى ورشة عمل. |
| Haritalara çalıştık, ekipmanları hazırladık, erzakları ve malzemeleri toparladık sonra da yerel dağlarda alıştırma yaptık. | Open Subtitles | قمنا بدراستهم وتأمين العتاد وجمع الحصص والمؤن ثم التدرب على جبال محلية |
| aksi taktirde yiyecek erzakları yok edilecek, misafirlik hakları iptal edilecek ve ağır cezalar başlayacak. | Open Subtitles | إذا لم يتم ذلك , من الحصص وجبة أن تؤخذ بعيدا , ونفى امتيازات الزائر... ... وشرع كم الثابت. |