| Fakat sonra 200 dolara beni etkilemeyi başardı. | Open Subtitles | أعطاني 200 دولار إكرامية ليحاول إبهاري. |
| - Tesekkür ederiz Dr. Wells. - Beni etkilemeyi hiç kesmiyorsun Caitlin. | Open Subtitles | حسنُ، لا تتوقفين عن إبهاري يا (كيتلين) |
| Ve aynı zamanda arabama binen yakışıklı erkekleri etkilemeyi de. | Open Subtitles | و احب ابهار الرجال الوسيمين الذي يركبون سيارتي |
| siz bilirsiniz, bir yol gösterildi. sofistike ve kosmopolitan olduğunu: eğer sen bir adam olsaydın ve sen isteseydin bir kızı etkilemeyi, sen onu chop suey tarihinde alabilirdin. | TED | "و لقد أصاب المدينة جنون قطع السوي تعلمون ، في الماضي هي كانت الوسيلة لإظهار أنك متطور وعالمي : إذا كنت رجل وتريد ابهار فتاة ، فتقوم بدعوتها للخروج في موعد ''شوب سوي'' |
| Harikayız biz! Tamam, birbirimizi etkilemeyi bırakabilir miyiz? | Open Subtitles | نحن مذهلون امممم حسنًا , هلّا توقفنا عن محاولة إثارة إعجاب بعضنا البعض؟ |
| 600 kişilik yemek hazırlamalısın ve eger onları etkilemeyi başarırsak 5 yıllık sözleşme imzalayacağiz endişelenmeyin onlar yemeklere bayılacaklar | Open Subtitles | سيكون هناك 600 شخص على الغداء وإذا أعجبهم الطعام سيتعاقدون معنا لمدة خمس سنوات! لا تقلقي سينال الطعام إعجابهم |
| Sanırım o tipleri 1937'de falan etkilemeyi bıraktık. | Open Subtitles | أظننا اعتزلنا محاولة إبهار المومسات عام 1937 تقريبًا |
| - Teşekkür ederiz Dr. Wells. - Beni etkilemeyi hiç kesmiyorsun Caitlin. | Open Subtitles | حسناً، لا تتوقفين عن إبهاري يا (كيتلين) |
| Eğer dünyayı etkilemeyi deniyorduysak. | Open Subtitles | اذا كنا نريد ابهار العالم |
| Sanırım hoppa kadınları etkilemeyi 1937'de falan bıraktık. | Open Subtitles | أعتقد أنّنا توقّفنا عن محاولة إثارة إعجاب بائعات الهوى في حواليّ عام 1937. |
| - Onları etkilemeyi başardım. | Open Subtitles | -لقد إستطعت إعجابهم |
| Çocuklar, bizim konuğu etkilemeyi istiyor. | Open Subtitles | هيا توقفوا أن إبهار ضيوفنا |
| Bay Jahane'yi etkilemeyi çok istiyorum. | Open Subtitles | -حاضر حقا أريد إبهار السيد "الرائع" |