| birçok sebep bulunuyor. Sosyal bilimciler, vücut dilimizin veya başkalarının vücut dillerinin kişinin yargı mekanizmasındaki etkilerini incelemek için çok zaman harcadılar. | TED | صحيحة للنظر الى ذلك ، لذا قضى علماء الاجتماع الكثير من الوقت يفحصون تأثير لغة جسدنا أو لغة جسد الاخرين على أحكامنا |
| Herkesten önce sen, geçmişin etkilerini hatırından çıkaran biri olmamalısın. | Open Subtitles | أنت قبل كل الناس لا ينبغى أن تغفل تأثير الماضى |
| Öncelikle, tipik sosis proteininin, mide özsuyundaki etkilerini simule edeceğim. | Open Subtitles | حسنا,أولا سأقوم بمحاكاه آثار العصارات الهضميه على بروتينات نقانق نموذجيه |
| Erkekler ideal savaşçıyı gösterdiler, ardından kadınlar bu tür şiddetin etkilerini gösterdiler. | TED | إذا أظهر الرجال مفهوم المقاتل، فإن النساء أظهرن تأثيرات مثل هذا العنف. |
| Kuantum etkilerini ölçen cihazlar yüksek hızda sonsuz akışta rastgele numaralar üretebilir. | TED | أجهزة بإمكانها قياس التأثيرات الكمية تستطيع إصدار عدد لا منتهٍ من الأرقام العشوائية بسرعة عالية. |
| Benim üzerimdeki etkilerini görmek için beklerken Dorothy L. Sayer'ın dramatik hikayesini izleyin. | Open Subtitles | بينما انت تنتظر لترى التأثير المحتمل علىّ يمكنك ان تشاهد احدى قصصنا الدرامية. |
| Cevabımla hayal kırıklığına uğradığını biliyorum ama görüntümüzün etkilerini biliyoruz. | Open Subtitles | أعرف أن إجابتى مخيبة لآمالك لكننا رأينا تأثير ظهورنا عليكم |
| Okulda, sinir gazinin insan bedenine etkilerini... - ...detaylica anlatmak münasip mi sence? | Open Subtitles | في المدرسة، أتعتقد أنّه مُلائم الشرح بالتفصيل تأثير غاز الأعصاب على الجسد البشري؟ |
| Kum saatinin etkilerini daha da artırmak için buradaki enerjiyi kullanmak isteyecektir. | Open Subtitles | الطاقة التى سيستخدمها لتضخيم القوة الكامنة بداخل الساعة الرملية .لأحداث تأثير أكبر |
| Çalışmalar suyun içine dalmanın veya sadece duruşu değiştirmenin etkilerini büyük oranda azaltabileceğini göstermiştir. | TED | أظهرت الدراسات أن الغمر في الماء أو فقط تغيير موقعك يمكن أن يقوم بخفض آثار دوار الحركة بشكل كبير. |
| Bilinçsiz ön yargı, sınırlı ahlaklılığın etkilerini gördüğümüz bir yer. | TED | الانحياز اللاشعوري هو إحدى الحالات التي نرى من خلالها آثار الأخلاقية المحدودة. |
| Yine sık kullanılan bir diğer tedavi yöntemlerine, dopaminin etkilerini değiştiren antipsikotikler ve bazen akut tedavi olarak kullanılan, beyinde kontrollü yaratılan nöbet şeklinde işleyen elektroşok tedavisi dâhildir. | TED | الأدوية الأخرى المستخدمة بشكل متكرر تشمل مضادات الذهان، الذي يغير من آثار الدوبامين، والعلاج بالصدمات الكهربائية، والذي يعمل كنوبة مخططة بعناية في الدماغ، يستخدم أحيانًا كعلاج في حالات الطوارئ. |
| Birçok gencin danışmanı olarak mükemmelliğin bu etkilerini birinci elden görebiliyorum. | TED | بدوري كمرشد للعديد من الشباب أرى تأثيرات الكماليات هذه بشكل مباشر |
| Şimdi kendi beynime tırmanacağım ve şekerin beynime olan etkilerini göreceğim. | Open Subtitles | الآن سوف اصد إلى دماغي وأرى ما هي تأثيرات السكر عليه |
| Yaklaşık 15 yıl önce, doğada var olmayan kuantum etkilerini yaratmanın bir yolunu bulduğumuzu öğrendiğimde heyecanlanmıştım. | TED | قبل 15 سنة تقريبًا، عندما علمت بقدرتنا الجديدة لصنع تأثيرات كمية غير موجودة في الطبيعة، كنت متحمس. |
| Dört dereceyi düşünerek geriye bakarsak, bunun sadece doğrudan değil aynı zamanda dolaylı olarak da etkilerini göreceğiz. | TED | اذن، إذا رجعنا للوراء وفكرنا في الدرجات الأربع، ليس فقط التأثير المباشر، ولكن أيضا بعض التأثيرات غير المباشرة. |
| Healthium diye bir vitaminin kardiyovasküler etkilerini düşünerek başlayalım. | TED | لنبدأ بالنظر إلى التأثيرات على القلب والأوعية الدموية لفيتامين محدد؛ الهيلثيوم. |
| Ormanı yeşil renkte 3B olarak görüyorsunuz ve toprak yüzeyinin altında yapılan altın madenciliğinin etkilerini görüyorsunuz. | TED | ترون الغابة باللون الاخصر في الصورة ثلاثية الابعاد وترون التأثير الناتج من التنقيب عن الذهب تحت سطح التربة |
| Eğer, tüm bilgiler elimizin altında olmazsa, reçete ettiğimiz ilaçların gerçek etkilerini bilemeyiz. | TED | لا يمكننا أن نعرف الآثار الحقيقية للأدوية التي نقوم بوصفها ما لم يكن لدينا طريقة للوصول الى كامل المعلومات |
| Federal yasalar bu deneyin bütün yan etkilerini belirtmemizi istedi. | Open Subtitles | الأنظمة الفيدارلية تتطلب مني بسرد كافة الأعراض الجانبية المحتملة من هذه التجربة |
| Ve biz bu değişimi Kepler sayesinde kusursuz bir şekilde ölçüp, etkilerini takip edebiliriz. | TED | ويمكننا قياس هذا في غاية الدقة باستخدام كيبلر وتتبع آثاره. |
| Sence Wraith cihazının etkilerini hissetmeye başlamışmıdır? | Open Subtitles | أتعتقدُ بأنّه بْدأُ يشعر بتأثير جهاز الشبح؟ |
| Ama tabii ki biz plaseboların kendi etkilerini kullandığını da biliyoruz. | TED | ولكن بالطبع، نحن نعرف أن العلاجات الوهمية لها تأثيرها الخاص أيضًا. |
| Belki de henüz etkilerini hissetmiyor olabilirsin, ancak hücresel düzeyde vücudunda bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | ربما لم تشعر بالتأثيرات بعد لكن شئ ما يحدث لجسدك على المستوى الخلوى |
| Hedefin kendini elinde olmadan yüksek dozda radyasyona maruz bıraktığına ve etkilerini önlemek için beslenmeye ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن الهدف عرّض نفسة لجرعات عالية من الأشعاع و تغذّى لمواجهة الأثار |
| Bir iğne yapabilirim ama yan etkilerini beğenmezsiniz. | Open Subtitles | يمكنني اعطائك منشط لكن لن تفضلي الاثار الجانبية |
| Bu zehrin etkilerini biliyorum kararma ve menekşe kokusu. | Open Subtitles | عندما أعلم بآثار هذا السم. السواد، رائحة البنفسج. |