| Hayır. Oraya giden iki beyazı yakalayıp, Kızıl Bulut'a teslim etmek zorundayım. | Open Subtitles | لا, أريد اثنين من الرجال البيض الذين هما هناك لا بد لي من تسليمهما إلى السحابة الحمراء |
| Sayın Hâkim, bu beklenmedik kararlar karşısında, uzatma talep etmek zorundayım. | Open Subtitles | يا سيادتك ، في ضوء هذه الأحكام الغير متوقعة لا بد لي من طلب الإستمرار |
| Her zaman kendimi kontrol etmek zorundayım. | Open Subtitles | لا بد لي من السيطرة على نفسي في كل وقت. |
| Senin gibi delirmiş bir katille beraber olduğumdan berli seninle geçinmek için sürekli taklit etmek zorundayım! | Open Subtitles | لأنني عالقة مع قاتل جنون مثلك، يوم في، يوم... لا بد لي من التظاهر للحصول على جنبا إلى جنب مع لكم! |
| Paulie'yi terk etmek zorundayım. | Open Subtitles | " لا بد لي من مغادرة "بولي |