Ve takımımla beraber bunun cevabını mücadeleye devam etmek zorundayız şeklinde verdik. | TED | وكان جوابي وجواب الفريق الذي أعمل معه هو أنه يجب علينا أن نستمر بالقتال |
Demek ki küresel kuruluşlarımızı günümüzün zorluklarına uygun olarak yeniden inşa etmek zorundayız. | TED | لذا يجب علينا أن نعيد بناء مؤسساتنا العالمية، و نبنيها بطريقة تلائم تحديات هذا العصر. |
Fakat bu sohbetimize başka bir yerde devam etmek zorundayız. | Open Subtitles | لكن أخشى أنه يجب علينا أن نكمل حديثنا في مكان آخر |
Onun yolunda ilerleyen bir Sandstorm ekibi var. Devam etmek zorundayız. | Open Subtitles | يُوجد فريق تابع للمُنظمة يتقدم الطريق ، يتوجب علينا مُواصلة التحرك |
Dostlarınız hayatta, ancak çabuk hareket etmek zorundayız. | Open Subtitles | نعم. أصدقائك على قيد الحياة، لكن علينا أن نتحرك بسرعة. |
Bakın protomolekülün artık evrene yayıldığını kabul etmek zorundayız. | Open Subtitles | انظر، جزيء بروتو اصبح خارجاً في العالم الآن علينا فقط أن نتقبل ذلك |
Kararını değiştirmesini istiyorsak, ikna etmek zorundayız. | Open Subtitles | إن أردنا أن يزيل التعديل فعلينا أن نكون مقنعين جداً |
Bu son kapı. Devam etmek zorundayız. | Open Subtitles | إنه الباب الأخير يجب أن نتابع المضي قدماً |
Boşanacak kadar zengin değiliz o yüzden kavga etmek zorundayız. - Ne dememi istiyorsun? | Open Subtitles | لنتطلق، لذلك علينا أن نتشاجر مالذي تريدني أن اقول؟ |
Daha ne kadar Toprak Kralı'na hizmet etmek zorundayız? | Open Subtitles | كم من الوقت الذي يجب علينا أن نمضيه في خدمة ملك الأرض |
William, neden sürekli kavga etmek zorundayız? | Open Subtitles | وليام ،لماذا يجب علينا أن نتشاجر طوال الوقت؟ |
William, neden sürekli kavga etmek zorundayız? | Open Subtitles | وليام ،لماذا يجب علينا أن نتشاجر طوال الوقت؟ |
Daha önce kimseye anlatmadığımız şeyleri itiraf etmek zorundayız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نعترف بأشياء لم نقلها من قبل لأي أحد |
etmek zorundayız. Bu Marsten. Lütfen yeter! | Open Subtitles | لكن يجب علينا أن نفعل ذلك انها مارستون من فضلك، توقف بما فيه الكفاية |
Bu yüzden renk için savaş etmek zorundayız. Kardeşimin saçları ve sakalları açık renk. | Open Subtitles | لذلك يجب علينا أن نتعارك على الألوان. كما ترى، أخي كان لديه شعر فاتح اللون ولحية. |
Efendim, kondansatörler aşırı yüklendi. Burayı hemen terk etmek zorundayız. | Open Subtitles | سيدي , المكثفات تتعرض لحمل زائد يتوجب علينا الخروج من هنا الآن |
Tatlım, zor olduğunu biliyorum ama şimdilik hepimiz arkadaşlarımıza veda etmek zorundayız. | Open Subtitles | حبيبي، أعلم أن هذا صعب عليك لكنه يتوجب علينا كلنا أن نودع أصدقاءنا في الوقت الراهن |
Maça yarın devam etmek zorundayız. | Open Subtitles | يتوجب علينا استكمال المباراة غداً. |
Fakat hızlı hareket etmek zorundayız öyleki ne olduğunu anlayamamalılar. | Open Subtitles | لكن علينا التحرّك بسرعة فهم لا يعرفون ما يحصل |
Hayır, kesinlikle her şey normal değil fakat yine de kahvaltı etmek zorundayız. | Open Subtitles | كلا، من الواضح أن الأمور ليست هكذا، لكن علينا تناول الفطور |
İlerlemeye devam etmek zorundayız. | Open Subtitles | علينا فقط أن نستمر في المضي قدماً. |
İlerlemeye devam etmek zorundayız. | Open Subtitles | علينا فقط أن نستمر في المضي قدماً. |
Kararını değiştirmesini istiyorsak, ikna etmek zorundayız. | Open Subtitles | إن أردنا أن يزيل التعديل فعلينا أن نكون مقنعين جداً |
Olmaz, yola devam etmek zorundayız. Birileri yardıma gelir. | Open Subtitles | لا، يجب أن نتابع طريقنا، سيأتي أحد لمساعدتهم |
Videoda paraşütün yırtıldığını gördünüz. Olsaydı kötü bir gün olurdu olurdu, bilirsiniz, eğer olursa diye test etmek zorundayız, çünkü bu paraşütü ses hızının üstünde hızlarda açıyoruz. | TED | رأيتم في الفيديو تمزق المظلة، و هذا سيكون كارثيا على المهمة فيما لو حدث، لذلك علينا أن نقوم بالتجارب، لأننا نقوم بإطلاق هذه المظلة على سرعات فوق صوتية. |