| Stanley, kendini bir ev için öldürtme lütfen. | Open Subtitles | ستانلي , لاتقتل نفسك من اجل منزل |
| Ailenin ev için verdiği peşinatın, senin erken mirasın olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | حسبت أن الرهن العقاري الذي منحنا إياه والديك لأجل المنزل كان إرثك المبكر |
| - Böyle bir ev için oldukça büyük. - Çok terliyorum. | Open Subtitles | ـ جهاز كبير جداً على منزل بهذا الحجم ـ أشعر بالحر |
| Önümüzdeki iki hafta içinde ölürse ev için vergi ödemene gerek kalmaz. | Open Subtitles | إذا ماتت في الاسوعين المقبلين لن تضطر أن تدفع ضرائب على المنزل. |
| Çünkü her ev hanımı bilir ki ilk ödediğiniz para ev için ikincisi de evin sigortası içindir. | Open Subtitles | لانه و كما تعلم جميع ربات المنازل ان اول شيك بنكي تكتبه يكون للرهن العقاري و لكن الشيك البنكي الثاني هو للتأمين |
| Ve sana ev için olmayan güzel hediyeler alacağıma | Open Subtitles | وأن أبتاع لكِ الهدايا القيّمة والتي ليست من أجل المنزل |
| En azından sen bir ev için evleniyorsun. | Open Subtitles | على الاقل انت ستتزوج من اجل منزل |
| Howard, ev için para biriktiriyoruz. | Open Subtitles | هاوارد انت تعلم اننا ندخر من اجل منزل |
| Paris'ten ev için bir şeyler alırım. | Open Subtitles | سأحضر لكَ شيئًا لأجل المنزل من "باريس". |
| ev için mi? | Open Subtitles | لأجل المنزل ؟ |
| Bu maaşımla başka bir ev için kredi başvurumuz kabul edilmeyecek. | Open Subtitles | لن نكون قادرين على منزل آخر بالإعتماد على مرتبي فقط |
| Eğer bir ev için benden daha iyi bir teklif bulursanız şapkamı yiyeceğim. | Open Subtitles | لذا، اذا وجدت صفقة افضل على منزل سوف أكل قبعتي. |
| Hayatım, annem bu ev için çok para ve zaman harcadı. | Open Subtitles | أمي تقضي وقتاً طويلاً و تنفق الكثير على المنزل |
| Bence bu, ev için çok iyi bir teklif. | Open Subtitles | أنا أعتقدُ أنَ هذا عرضٌ جيدٌ على المنزل. |
| bir diğer 2 terawatt saatlik elektrik tasarrufu oluşturacağız. Şimdi, buradaki enerji uzmanları 2 terawatt saati biliyor, ama geri kalan bizler için, 2 terawatt saat St. Louis ve Salt Lake City'deki her ev için bir yıldan fazla süre için | TED | الآن، "مهووسي" الطاقة في هذه القاعة يعرفون التيراواط ساعة و لكن لبقيتنا، 2 تيراواط ساعة هو أكثر مما يكفي من الطاقة لتشغيل كل المنازل في كلا مدينتي سانت لويس و و سالت ليك مجتمعتان لأكثر من عام |
| Bayan Tranton, ev için gelmedik. | Open Subtitles | - قد أعيد فرشه مؤخراً. سيدة "ترانتون" لسنا هنا من أجل المنزل. |
| Insanlar krediyi ya ev için ya da eğitim için isterler. | Open Subtitles | سيدتي ، الناس يحصلون على القرض إما لشراء بيت أو من أجل التعليم |
| Senin yapacağın bir ev için deli olacaklardır. | Open Subtitles | يجب أن تعلم الحثاله يَشْتَرونْ إنهم يَفْقدونَ عُقولَهم على بَيْتٌ مِثْلَ بَيْتِكْ |
| Lanet olası işi de bırakamam çünkü bu ev için avans çektim. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع ترك عملى اللعين لانى اخذت قرض لهذا المنزل |
| - Amcanızla satılık ev için konuşmuştum da satılık ev bu mu? | Open Subtitles | أنا "فيبيك" قد تحدثت مع عمّك بخصوص المنزل |
| Üstelik sadece 52 pound. Mobilyalı bir ev için çok az bir para. | Open Subtitles | و اثنان وخمسون فقظ ، هذا رخيص جداً بالنسبة لمنزل مفروش |