| Her neyse, ona verdiğimiz yatıştırıcı bize Evanston'dan ayrılmak için yeterli zaman verdi. | Open Subtitles | على اى حال المسكن الذى حقناه به اعطانا وقت كافى للخروج من ايفانستون |
| Evanston'daki o adam üniformasının gittiğini fark ettiğinde neler hissedecek merak ediyorum. | Open Subtitles | تساءل كيف سيشعر الرجل في ايفانستون عندما يكتشف اختفاء زيه الرسمي |
| Yani, eğer... buradayken saldırganlaşırsan, veya Evanston'dan | Open Subtitles | لذا اذا اصبحت عنيفا وانت هنا او تحاول اى محاوله لمغادره ايفانستون |
| Evanston'dan LouisZehner, 37 yaşında. | Open Subtitles | "لويس زينر"، 37 عاماً، من "إيفانستن". |
| Evanston'un yukarı taraflarında Vivian Simmons'un kalıcı ikamet adresini bulduk. | Open Subtitles | "لدينا عنوان دائم لـ(فيفيان سيمونز) في "إيفانستن |
| Evanston'daki Bingo turnuvası için. | Open Subtitles | بطوله البنغو في أيفانستون |
| Evanston hiçbir zaman daimi bir yerleşim yeri olarak düşünülmemişti. | Open Subtitles | ايفانستون لم يكن من المقدر لها ان تكون مستوطنه دائمه انها كانت فقط بروفه بدائيه للجنه |
| Burada Evanston'da daha iyi bir şey yarattılar. | Open Subtitles | لقد صنعوا شيئا ما افضل هنا فى ايفانستون |
| Benim yüzümden Evanston'u kaybettik. | Open Subtitles | نحن خسرنا ايفانستون بسببى |
| Anne, Evanston'dan bahsediyoruz. Paris'e taşınmıyorum ya. | Open Subtitles | إنها "ايفانستون" يا أمي. |
| - ... Evanston'dakilere değil. | Open Subtitles | -وليس في "إيفانستن" " |
| Dr. Evanston? | Open Subtitles | دكتورة (أيفانستون) ؟ |