| Akşamları onlarla olmak için eve erken gelmeye çalışırdım, ama hep bir terslik olurdu. | Open Subtitles | وعندما أعود للمنزل مبكراً لأكون معهم كان يحدث خطأ ما دوماً |
| Sakalı kalemtıraşa sıkıştığı için bizi eve erken gönderdi. | Open Subtitles | ولقد صادر كل شيء مصنوع من القصدير ومن ثم سمح لنا بالرجوع للمنزل مبكراً لأن لحيته علقت في قلامة أقلام الرصاص |
| Çok heyecanlanmıştım... ve eve erken gelip sana sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | و كنت متحمسة جداً و كنت سأرجع المنزل مبكراً لأفاجئك بهم |
| Bu gece eve erken geleyim. | Open Subtitles | أتودّين مِنّي أن أعود للمنزل باكراً الليلة؟ |
| Lanet olsun, babam eve erken geldi. Başın belada. | Open Subtitles | تبًا ، أبي جاء للمنزل مبكرًا أنت في ورطة |
| eve erken geldim bugün. Yoktun evde. | Open Subtitles | جئت الى المنزل مبكرا اليوم لم تكونى موجوده |
| ..eğer babam o gece işten eve erken dönmemiş olsaydı. | Open Subtitles | إذا أبي مَا رَجعَ للبيت مبكراً مِنْ العملِ ذلك الليلِ. |
| Çocuklar için eve erken gitme olayı bir aldatmaca. | Open Subtitles | ذلك الأمر بشأن عودتها للمنزل مبكراً من المحكمة بشأن رعاية الأطفال كان كذباً. |
| Bugün eve erken gitmem ve bir daha hiçbir zaman dönmemem lazım. | Open Subtitles | ربما أذهب للمنزل مبكراً اليوم ولا أعود أبداً |
| Yapma Allah aşkına. Kırk yılda bir eve erken gitmek istiyorum. | Open Subtitles | هيا، أريد أن أصل للمنزل مبكراً لأغير ثيابي |
| Bir çocuğu moralsiz olduğu için nasıl eve erken gönderirler? | Open Subtitles | كيف يرسلون شخص إلى المنزل مبكراً بسبب حالته المزاجية ؟ |
| Sadece kontrol etmek istedim. Hemen bir duş alıp toplantıya gideceğim. Ama eve erken dönerim, yemeği ben hazırlarım. | Open Subtitles | حسناً لقد جئت لأطمئن عليكِ , وسأخد حمام سريع وسأذهب إلى الإجتماع , ولكننى سأكون في المنزل مبكراً سأعد طعام العشاء |
| Beyinsizler eve erken geleceğimi düşünüp oraya bırakmış olmalılar. | Open Subtitles | تركوها هناك ولا بد أنهم اعتقدوا أنني سأعود للمنزل باكراً |
| Beni duydun, Margaret. Hepiniz eve erken gidebilirsiniz. | Open Subtitles | لقد سمعتني يا مارجريت يمكنكم جميعاً الذهاب للمنزل باكراً |
| eve erken geleceğim. Arabayı alıp onu okuldan alırım ve doğru dürüst pasta yeriz. | Open Subtitles | سأعود للمنزل مبكرًا وأذهب لأقله بالسيارة |
| eve erken gelmeyecekler ve bunu zaten biliyorsun. | Open Subtitles | لن يعودوا للمنزل مبكرًا وأنت تعلم ذلك |
| Bunlara geç geldiğin vardiyalara bağlı olarak, eve erken dönmen de dahil oluyor.. | Open Subtitles | هذا يتضمن النوبة حيث جأت متاخر وذهبت الى المنزل مبكرا |
| Şehir dışındaydım, eve erken döndüm. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ خارج البلدةِ، رَجعتُ للبيت مبكراً. |
| İşin tuhaf yanı ise, bazen eve erken gelirdi ve ben uyuyormuş gibi yapardım. | Open Subtitles | شيء مضحك أحيانا كانت تعود الى البيت مبكرا و قد أدّعي أننى نائم |
| Dahası, anneme eve erken döneceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | كما أننى أخبرتُ أمى أننى سأعود إلى البيت مبكراً |
| Hayır, ben iyiyim. Sadece eve erken gelmem gerekti. | Open Subtitles | لا , أنا بخير فقط كنت أحتاج أن أعود إلى المنزل باكراً |
| eve erken gelmenizin nedeni. | Open Subtitles | أنا سبب عودتك مبكراً. |
| Bunu "Başım ağrıyor, eve erken gitmek istiyorum." cümlesi takip edecek diye endişeleniyorum. | Open Subtitles | ولكنني أعاني صداعاً وأودّ" العودة للبيت باكراً" بعد هذا |
| Matematikte bana öğretecekleri şey kalmadığı için eve erken gelmiştim. | Open Subtitles | عدت للمنزل باكرًا لأنهم لم يعد لديهم رياضيات ليعلمونني إياها |
| Ama eve erken geliyorum, yardım ederim ve Dink okuldan sonra eve gelir. | Open Subtitles | ولكني ، أعود إلى البيت في وقت مبكر حتى أتمكن من المساعدة |
| Bowling'den eve erken gelir. | Open Subtitles | أنه يعود الى المنزل باكراً منذ الجنس الفموي |
| Sizin nadiren eve erken geldiğinizde eşiniz onu dolaba saklanmıştı. | Open Subtitles | الرجل كانت مخبأة في خزانة الخاص بك على مناسبة نادرة حصلت المنزل في وقت مبكر. |