| - evlenmek için vaktim olmadı. - Vakti daralan birine benzemiyorsun. | Open Subtitles | لم أجد وقتاً لكى أتزوج انت لا تبدو مشغولا لهذه الدرجه |
| evlenmek için geri döndüğünü söylemiştin. Nişanlın ne iş yapıyor? | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك أتيت هنا كي تتزوج ماذا تعمل خطيبتك؟ |
| 4 yıl bekledik. Bir dakika bile beklemek istemiyoruz. evlenmek istiyoruz. | Open Subtitles | انتظرنا لأربعة أعوام ولا نريد الإنتظار لدقيقة أخرى، نريد أن نتزوج. |
| Evet. İki insanın nişanlanması hemen evlenmek zorunda oldukları anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون إثنان مخطوبان أن يقوموا بالتسرع بالزواج |
| Bana sorarsan demir gibi bir kadınla evlenmek için özbeöz erkek olmak lazım. | Open Subtitles | حسنا , إذا تسألني , أنه يأخذ رجل حقيقي للزواج من أمرأة قوية |
| Seni seviyorum ve çoğu zaman beni çok yorsan da seninle evlenmek istiyorum. | Open Subtitles | و أنا أحبك و أريد أن أتزوجك حتى و لو أحبطتنى نصف الوقت |
| Bil diye söylüyorum bir tanesi ile evlenmek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | ما أعرفه قد يكون لديك أن يتزوج واحدة من 'م. |
| evlenmek isteyen bendim. O pek hevesli değildi ama kabul etti. | Open Subtitles | كنت أنا الذى أردت أن أتزوج ، وكنه لم يرد ذلك |
| evlenmek isteyen bendim. O pek hevesli değildi ama kabul etti. | Open Subtitles | كنت أنا الذى أردت أن أتزوج ، وكنه لم يرد ذلك |
| Kızından önce evlenmek istiyorum. Olur mu? | Open Subtitles | .أنا أريد أن أتزوج قبل إبنتك هل تعتقد أنهُ مُمكن؟ |
| Hayatta hoşnut olmanın tek yolu en iyi dostunla evlenmek. | Open Subtitles | أن أفضل طريقة للهدوء فى حياتك أن تتزوج أفضل أصدقائك |
| Bu yüzden niyetimi sizinle paylaşmak istedim ki niyetim onunla evlenmek. | Open Subtitles | و أود مناقشة نواياي معك و هي سؤالها بأن تتزوج مني |
| evlenmek istiyor ve "ya ben ya hiç" olayı gündeme gelmiş. | Open Subtitles | هي تريد ان تتزوج واعطته انذارا اما ان يقبل او تتركه |
| Çünkü hasta karın daha ölmeden benimle evlenmek istemen çok şüpheli. | Open Subtitles | بسبب اقتراحك بأن نتزوج بمجرد ان تموت زوجتك.. هذا سريع جدآ |
| Fakat hemen evlenmek yerine bazen öyle olur ki, biz en son evleniriz. | Open Subtitles | و لكن بدلاً من الزواج بسرعة يحدثُ أحياناً أننا نتزوج أخيراً |
| Senin Kundan sanki Shahrukh Khan tüm kızlar onunla evlenmek istiyor. | Open Subtitles | كما ان لو كان كوندان نجماً وكل الفتيات يرغبن بالزواج منه |
| ki baştan çok sevdiğiniz birisi ile evlenmek için oldukça çekici bir iddia. | TED | وهو حجة قاهرة فعلاً للزواج من شخص تحبه جداً في المقام الأول |
| Ona benimle görüştüğünü, seninle evlenmek istediğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريه أنني قابلتك. وأنني أريد أن أتزوجك |
| - Kızımla evlenmek istedi. | Open Subtitles | واراد ان يتزوج ابنتى لاتنقصه الشجاعه يجب القول بذلك |
| - Biliyorum, bunu biliyorum ve evlenmek zorunda olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم, و أتفهّم بأنّ عليكِ أنْ تتزوجي أحقّاً ؟ |
| Şöyle böyle bir şey, "Doktor Murtaugh ile evlenmek istiyorum." | Open Subtitles | ستقول لي شيئ مثل ايها الطبيبه اريد ان اتزوج مورتو |
| Seninle evlenmek için kaçması gerekmiş. | Open Subtitles | يقولون أيضـاً أنها كانت تحاول دائماً أن تبقيه دون زواج |
| Benimle bu kadar evlenmek istiyorsan neden beni sürükleyip götürmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تسحبني فقط إذا أردت أن تتزوجني بهذه السرعه؟ |
| Carmel'a geldiğimizde benimle evlenmek istedi. | Open Subtitles | مع الوقت أثناء ذهابنا إلى كارمل أراد أن يتزوجني |
| Geçen hafta onunla evlenmek istedi, şimdi havale etmek istiyor. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي أراد أن يتزوجها والآن يريدها أن يودعها مصحته |
| Peki sen neden onunla evlenmek istiyorsun? | Open Subtitles | لكن لما ترغبين في الزّواج من رجلٍ مُماثل؟ |
| Sana öyle aşıktım ki, evlenmek istiyordum. | Open Subtitles | كنتُ منغمساً في الحب جداً و أردتُ أن أتزوجكِ |