| Jim, eğer evliliğine bu gece verdiğin uğraşın yarısını bile versen | Open Subtitles | جيم،إذا وضعت نصف الطاقة إلى زواجك كما وضعتها في تلك اللّيلة، |
| evliliğine de bu kadar enerji harcarsan seni kutsayabilirim evlat. | Open Subtitles | جيم، إذا وضعت نصف الطاقة إلى زواجك كما وضعتها في تلك اللّيلة، فكن واثق بأنني سأعطيك تأييدي. |
| Kastettiğim sence bu adamın evliliğine karışmak doğru bir fikir mi? | Open Subtitles | أنا فقط متوسط، تَعْملُ الشيء الصحيح، تدخّل في هذا زواج الرجلِ؟ |
| Chantal'ın yeşil canavarı kız kardeşinin evliliğine de... yansıdı. | Open Subtitles | تاريخ شانتال الوحش ذو العين الخضراء0000 يمتد إلي يوم زواج أختها |
| Gayet iyi gidiyorsun. Peki, evliliğine ne oldu? | Open Subtitles | أنت تبلي بلاءاً جيداً، ماذا جرى لزواجك إذاً؟ |
| Ortalığı siker atar, kaçar suçu evliliğine ya da babasıyla olan ilişkisine atar. | Open Subtitles | أنها تفسد الأمور ة ترحل و تلقي اللوم على زواجها أو علاقتها بوالدها |
| Bir saniye. Bu fotoğraf ikinci evliliğine ait. Hiç çocuğu yoktu. | Open Subtitles | إنتظري لحظة، هذه صورة من زواجه .الثاني، لم يكن يملك أطفالا |
| Peki aldatma halinde pop evliliğine ne olur? | Open Subtitles | وفى حالة الزنا ما الذى يحدث لزواج البوب ؟ |
| Kapatmam lazım, sen de bu saçmalığı kes ve evliliğine odaklan. | Open Subtitles | يجب عليّ ان أذهب لذا أوقف حماقاتك وركز على زواجك |
| Şunu söylemeliyim, bu iş kişinin kendisine, ailesine ve evliliğine zarar veriyor. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول لك, بأن هذا العمل يسحبك صحتك, زواجك |
| Ama o kafesten çıktığın gün işine, evliliğine ya da seni o kutuya hapseden her neyse ona elveda dersin. | Open Subtitles | لكن يوم خروجك من ذلك القفص، قل الوداع لوظيفتك، زواجك أو مهما يكن ما يحبسك، |
| Bu ortaya çıkarsa, kariyerine ve evliliğine ne olur dersin? | Open Subtitles | ما الذي تعتقد أنّه سيحصل لحياتك المهنية، أو زواجك إذا كُشف أمرك؟ |
| İşindeki inatçı kovalaman evliliğine mal olmuş bile. | Open Subtitles | سعيك الدؤوب في العمل بالفِعل كلفكَ زواجك |
| Bu iğrenç yalanlar bu genç adamın evliliğine zarar verebilirdi. | Open Subtitles | هذة الأكاذيب الوحشية كادت أن تدمر زواج الشاب الموهوب |
| Babamın kalbini kırdım, ve ailemin evliliğine mal oldu. | Open Subtitles | فطر ذلك قلب والدي وكان الثمن زواج والديّ |
| Bayanlar ve baylar, bugün burada Deb ve Leonard'ın evliliğine tanık olmak için toplandık. | Open Subtitles | سيداتي سادتي نجتمع هنا اليوم من أجل مشاهدة زواج |
| Bugün burada iki genç insanın evliliğine şahit olmak için bulunuyoruz. | Open Subtitles | نحن هنا اليوم لشهود زواج هاذيين اليافعيين |
| Gey evliliğine karşı kullanılabilecek bir mesele bulmaya çalışıyordun. | Open Subtitles | بل كنت تحاول إيجاد قضية محشورة ضد زواج الشواذ |
| evliliğine önem vermek istiyorsan bir önceki gün hovarda, ahlaksız ve bok içinde bir domuz olmanın hiçbir mantıksız tarafı yok. | Open Subtitles | لذا، ولا أجد مفراً منطقياً من قول هذا إن كنتَ تريدُ إضفاء الأهمية لزواجك فعليك أن تكون شبقاً، مرحاً |
| Eğer evliliğine izin vermeseydim hâlâ Fransa'da Tanrı'nın unuttuğu bir yerde... | Open Subtitles | هل لم أكن مرتب لزواجك نحن ما زلنا نود العيش في زاوية بعيدة لفرنسا |
| Şu an içerde evliliğine saldıran iki alfa erkek var. | Open Subtitles | 'في الوقت الحاضر اثنان من الرجال نوع 'ألفا متورطان في ذلك مهاجمة زواجها سيجعلها ذلك تتفاعل بنفس طريقة |
| Ondan haber alamadığım için evliliğine bir fırsat daha verdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | نعم , أنا راسل المحامي المسؤول عن طلاق روس أخبريه أنني أفترض أنه يود منح زواجه فرصة لأنه لم يتصل بي |
| Yani, anne babamın veya 30 yıldan fazladır evli olan herhangi bir çiftine evliliğine bakıp "Bana da böyle bir şey lazım" diye hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أنظر قط لزواج والداي و لأيّ شخص متزوّج منذ 30 سنة " وفكرّت " يجب أن أفعل ذلك |
| Ve ondan başkası bu serveti harcayamaz, evliliğine büyük bir miktar para getirecektir. | Open Subtitles | وليس لديه من ينفق ثروته عليه سواها سوف تجلب المال الوفير لزواجها |
| Başkanlığın sana evliliğine ve çocuklarına mâl oldu. | Open Subtitles | أعتقد أن الرئاسة كلفتكِ زواجكِ وأولادكِ |
| evliliğine değer veriyorsan, o yüzüğü bana getirirsin! | Open Subtitles | لو تهتم بزواجك سو تحضر لي الخاتم |