| - Çünkü belgeselin evsizleri ifşa ettiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | لأنها ظنت بأن الفيلم الوثائقي كان يسيء إلى المشردين |
| Blackfriars'da dolaşıp, çocuk kaçıranlar gibi evsizleri topluyorlar. | Open Subtitles | ذهبوا إلى بلاكفرايرز، وأخذوا يجمعون المشردين كأنهم يصطادونهم |
| Wilhelmina Slater bütün gününü evsizleri giydirerek, şehrimizi güzelleştirerek, hatta hastaları teselli ederek geçirdi. | Open Subtitles | وليمينا سليتر قضت اليوم .. تلبس المشردين , وتجعل مدينتنا أجمل. وتزور المرضى أيضاً. |
| evsizleri korumak için yapabileceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | أهناك إجراءات أخرى تمكّنك من حماية المشرّدين ؟ |
| Simon Epstein bu evi Güney Yakası evsizleri için satın aldı. | Open Subtitles | سيمون ابستين اشترى هذا المنزل للمشردين في الجانب الجنوبي |
| Ama evsizleri besleme işinde çalıştığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لكنك تعلم أنه كان يعمل فى إطعام المشردين .. أليس كذلك ؟ |
| Belediyenin evsizleri şehirden kovuyor gibi görünmesini istemiyor. | Open Subtitles | لايريد أن يترك إنطباعًا بأن البلدية تطرد المشردين من وسط المدينة |
| Hükümetin evsizleri tahliye etmek için neden bu kadar uğraştığı anlaşılıyor. | Open Subtitles | يمكنك أن ترى بسرعة ما تعانيه الحكومة من مشكلة كبيرة جداً في طرد المشردين. أقصد، محاول إحتياز من خلال |
| evsizleri beslemeye ya da özürlü rahibelerin karşıdan karşıya geçmesine yardım etmiyorsan cezalısın demek evde kalacaksın demek. | Open Subtitles | إلا إن خرجتِ لإطعام المشردين ,أو ساعدتِ المسنين بقطع الشوارع الإحتجاز يعني أن تكوني بالمنزل |
| Waldorf Astoria'nın balo salonlarını kiralar ve evsizleri doyururduk. | Open Subtitles | كنا نؤجر قاعة احتفالات والدورف استوريا ونطعم المشردين |
| Han, şükran günü hürmetine dükkânda bir şeyler yapmak istiyorsan kapıları açıp evsizleri doyurabilirsin. | Open Subtitles | هان، اذا كنت تريد حقا القيام بشيء في المطعم لتكريم روح عيد الشكر يمكنك فتح أبوابك وإطعام المشردين |
| evsizleri nasıl umursamıyorsa hız limitlerini de öyle umursamadı. | Open Subtitles | لقد كانت تتجاهل اشارات السرعه المحدده كما تفعل مع الناس المشردين |
| Sayenizde evsizleri doyurmak için mutfağı yeniledik. | Open Subtitles | اتعلم نحن الان نقوم ببناء مطبخ جديد لاطعام المشردين شكراً لك |
| Gönder bana onları, evsizleri, fırtınadan harabeye dönmüşleri, Lambamı altın kapının yanına doğru kaldırıyorum!" | TED | أرسلي المشردين الذين تقاذفتهم أعاصيرك إلي، فها أنا أرفع مصباحي بجانب بابكم الذهبي!" |
| Sanırım soğuk havanın bütün evsizleri öldürdüğü günden beri. | Open Subtitles | حين أتت موجة برد وقتلت كل المشردين |
| evsizleri ve aç insanları doyuruyorum. | Open Subtitles | انا اطعم المشردين واساعد الجائعين |
| Polislerle devriyeye çıkabilirim. Onları evsizleri uyarırken izleyebilirim. | Open Subtitles | ربما سأرافق الشرطة وهم يحذّرون المشرّدين |
| Tanrının verdiği hakkı bile yok sayıp evsizleri parklardan attı bunlar. | Open Subtitles | ويقومون بطرّد المشرّدين من من المنتزه .. وكأنّه ليس لهم أيّ حقّ بالنوم هناك |
| evsizleri doyuracağız. | Open Subtitles | في مطبخ الحساء، تغذية الطعام للمشردين. |
| Yoksul ve evsizleri evinizde barındırın. | Open Subtitles | وفروا الحماية للفقراء والمشردين |
| Oynamayı bırakalım ve attığınız karpuzları toplayarak evsizleri besleyelim. | Open Subtitles | لدي فكرة لنتوقف الأن ولنجمعكلهذاالطابوق... ولنبني منزل للمتشردين لكي تتمكن أمك من العثور على مكان للعيش فيه |
| Hayır, Jerry, yardım kuruluşu adına çıkıyorsun evsizleri giydirmek için. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلبس هذا بالبرنامج |
| Parkta uyudukları için evsizleri tutukladık ve birkaç sersemi yolun ortasında yürürken gördük. | Open Subtitles | نحن نجبر الأشخاص الذين بلا مأوى علىالنومفي الحديقة،أو... نقوم بالقبض على غريبو الأطوار المخالفون، |