| Ya da gözü bir tehdidi görsel olarak veya skoplarından birinde algılar algılamaz pilotun düşünce itkileri, tehdide füze yolluyor. | Open Subtitles | أو سرعان ما تدرك عينه خطراً إما بصرياً, وإما على إحدى شاشات الرادار إندفاعات أفكاره توجه الصواريخ على ذلك الخطر |
| Komuta/Silah: Stratejik füze fırlatımı için... 1SQ'ya geçişin tahmini süresi, 14 dakika, efendim. | Open Subtitles | من غرفة التسليح للتحكم الوقت المتوقع للأستعداد لإطلاق الصواريخ هو 14 دقيقة سيدي |
| Seninle anlaşma yapıyoruz fakat, eğer füze daha önce patlarsa, iptal edeceğiz. | Open Subtitles | نحن نحاول عقد اتفاق معك, ولكننا سنسحبه لو أصاب الصاروخ هدفه أولاً. |
| Bu odayı füze ambarındaki o küçük olaydan sonra yaptırdım. | Open Subtitles | لقد صممت هذه الغرفة بعد حادث صغير في صومعة الصاروخ |
| Rusların bir füze üssünü yörüngeye oturtmasına neden yardım ediyoruz? | Open Subtitles | لماذا نساعد الروس على وضع منصة صواريخ على مدارها ؟ |
| Rusya ile ABD arasındaki gerilim Küba füze Krizinden bu yana sürekli yükseliyor. | Open Subtitles | التوتر بين الولايات المتحدة وروسيا لم يبلغ هذه الحدة منذ أزمة الصواريخ الكوبية |
| En iyi ihtimalle hepimizi Liberya'ya füze yapalım diye götürürler. | Open Subtitles | بهذه الحالة سنذهب إلى ليبيرا ونصنع له المزيد من الصواريخ |
| Antibalistik füze programında çalışan bir Hava Kuvvetleri İstihbaratı albayı. | Open Subtitles | عقيد، في مخابرات الدفاع الجوي ويعمل على برنامج الصواريخ الدفاعية |
| Antibalistik füze programında çalışan bir Hava Kuvvetleri İstihbaratı albayı. | Open Subtitles | عقيد، في مخابرات الدفاع الجوية ويعمل على برنامج الصواريخ الدفاعية |
| Şimdiyse dokuz tane kısa menzilli nükleer füze teröristlerin elinde. | Open Subtitles | تسعة من الصواريخ النووية قصيرة المدي في أيد الارهابين الأن |
| Bu füze, iki dakikadan daha kısa süre içinde vuracak, | Open Subtitles | هذا الصاروخ سيضرب هدفه فى أقل من دقيقتين, سيدى السفير |
| Ama füze savunma planlarını çalmak kaza değildi, değil mi? | Open Subtitles | لكن سرقة خطط برنامج الصاروخ الدفاعي لم يكن حادثاً، صحيح؟ |
| Ama bu füze şokuydu, onun için babanız kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | لكن الصدمة الناجمة عن الصاروخ هي التي أصابت والدك النوبة القلبية. |
| Dört yandan üzerimize kıtalar arası füze çevirmişler. | Open Subtitles | لديهم صواريخ موجهة نحو كل شيئ اي سي بي ام اس |
| Ben Kaptanınız. Stratejik füze fırlatımı için 1SQ durumuna geçin. | Open Subtitles | الكابتن يتحدث ، أنتقل إلى المرحلة الأولى ، للأستعداد لأطلاق صواريخ |
| Yüksek ateş gücü sağlayan, küçültülmüş füze güdüm sistemi içeriyor. | Open Subtitles | تكتنف نظام إرشاد قذائف مصغر بوسعه إطلاق قذيفة شديدة الانفجار |
| Neyse ki, füze vinç tarafından yer altı ambarına yüklenirken bu görüntüleri alabildik. | Open Subtitles | فى مركز قذف يونجيرى نحن محظوظون لالتقاط هذه الصور عندما كانت الرافعة تحمل القذيفة الى مستودعها تحت الارض |
| Üçüncü dünya için ucuz gözlük ve füze güdüm sistemleri yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع نظارات غير غالية للعالم الثالث ونظام القذائف الموجهة للناتو |
| - Füzeye geç. - Anlaşıldı. füze ateşlemeye geçiliyor. | Open Subtitles | . ـ التحويل للصواريخ . ـ عُلِم هذا, إثنان |
| Bunun gibi bir çip arıyorlar, aktivasyon kodu ile programlanmış, 2005 yılındaki Yıldız Savaşları füze savunma sisteminin kodları barındırıyor. | Open Subtitles | إنهم يبحثون عن تلك الرقاقة المبرمجة مع رمز التفعيل. حرب النجوم لنظام الدفاع الصاروخي التي عادت في الخمسينيات. |
| Ve füze birlikleri alarma geçirilecek. | Open Subtitles | والقوات الصاروخية ستكون في وضع الإستعداد لحالات الطوارئ |
| Her filonun amiral gemisine bir füze at. | Open Subtitles | أطلقوا صاروخاً على الباخرة القيادة من كل أسطول |
| O çılgın füze iki bulmaca daha yazdı. | Open Subtitles | هذا مجنون بالصواريخ وكتبت اثنين من أكثر الألغاز قبل أن انفجرت. |
| Tsunami, füze saldırısı genetik olarak değiştirilmiş süper zeki dağ gelinciği istilası. | Open Subtitles | أعني، تسونامي، هجوم صاروخي غزو البعوض فائق الذكاء المعدّل وراثياً |
| İki füze hedefe kilitlendi. | Open Subtitles | وكنت عبقري الفعلية. يتم تأمين صاروخين على الهدف. |
| Powers'ın uçağını düşürmek için bir füze yetmişti. | Open Subtitles | صاروخًا واحدًا كان كافيًا لإسقاط طائرة باورز |