| Bizi öldürme fırsatı vardı ama kullanmadı. O tetiği çekmesi mümkün değil artık. | Open Subtitles | كانت لديه الفرصة لقتلنا ولم يفعل فمن المحال أن يضغط ذلك الزناد الآن |
| - Evet. Ne olmuş? Tamam, fırsatı vardı ama sebebi yok. | Open Subtitles | حسنا لديه الفرصة ولكن ليس لديه الدافع |
| Kimin sebebi ve fırsatı vardı? | Open Subtitles | من الذي لديه الدافع ومن لديه الفرصة ؟ |
| Hepsinin bir gerekçesi ve de fırsatı vardı. | Open Subtitles | جميعهم لديه الدافع وجميعهم لديه الفرصة |
| Onu öldürmek için bir fırsatı vardı ama tereddüt etti. | Open Subtitles | وكانت لديه الفرصة لقتله لكنه تردد |
| Sizi öldürmeye fırsatı vardı ve bunu boşa harcadı. | Open Subtitles | كانت لديه الفرصة لقتلك ولكنّه أهْدرها. |
| Zack'in kimyasallarını değiştirme fırsatı vardı. | Open Subtitles | -كانت لديه الفرصة لتبديل مواد (زاك) الكيميائيّة |
| fırsatı vardı. | Open Subtitles | وكانت لديه الفرصة وماذا حدث؟ |
| Poe'nun uçaktan inme fırsatı vardı. | Open Subtitles | (بو) كان لديه الفرصة ليترك الطائرة |
| fırsatı vardı. | Open Subtitles | و لديه الفرصة |