| Filmi çok sevdiler! Buna "Blair fahişesi" adını taktılar! . | Open Subtitles | أعجبهم الفيلم.هذا الفيلم المجنون أعجب الصحافة يدعونه مشروع عاهرة بلير |
| Tek bacaklı Pigtown fahişesi gibi etrafta koşuşturup duracağız. Ne uğruna? | Open Subtitles | أنت تنتقّل مثل عاهرة لها ساق واحدة يوم الدفع ولأجل ماذا؟ |
| Sen alim bir kadınsın. Lübnan fahişesi gibi giyinmem ayıp kaçmış. | Open Subtitles | أنت امرأة حكيمة ، من المؤسف أنك ترتدين ملابس عاهرة لبنانية |
| Veya onun son fahişesi olabilir mi? | Open Subtitles | أو يمكنها أن تكون عاهرته الأخيرة |
| Ve Babil fahişesi üç kafalı yılana binecek ve tüm ülkede pürüzler çıkacak. | Open Subtitles | و ستتقدم عاهر بابل على... أفعى ذات ثلاث رؤوس وستعم الفوضى البلاد |
| Önce, Bayan Beaumont, sonra başkanlık fahişesi, yakında Paris'te bir numara olacağız. | Open Subtitles | أولا، السيدة بومون، ثم عاهرة الرئيس قريبا سنكون الوحيدين في باريس |
| Bir pisliğin fahişesi olmak için mi? | Open Subtitles | أتودّي أن تكوني عاهرة ذلك الجرذ الحقير؟ لا، انتظر. |
| Umarım onun lanet fahişesi, kaltağı olursun. | Open Subtitles | كما يفترض أن له الكلبة سخيف، له عاهرة سخيف. |
| Evin her yerinde sevişiyoruz.Sonra sabah, Park Caddesi fahişesi gibi taksiye binip eve gidiyorum. | Open Subtitles | نمارس الجنس بالشقة كلها ثم أعود للمنزل بتاكسي كأنني عاهرة |
| O iğrenç bir sokak fahişesi! Hayatımı mahvetti! | Open Subtitles | هى عاهرة تمص الزبد من على الطريق لقد خربت حياتى. |
| Seni hastalık taşıyıcı, şırfıntı, sokak fahişesi! | Open Subtitles | التناسلية الأمراض تنقل التي الحمقاء أيتها الشوارع في تمشي عاهرة |
| - Tanrım, ne kadar azgın bir kadın. - Ucuz bir Alman fahişesi. | Open Subtitles | ـ يا المسيح، يا له من حيوان قذر ـ عاهرة ألمانية قذرة |
| Sen ne saçmalıyorsun, ha? Ben kimsenin fahişesi değilim. Duyuyor musun beni? | Open Subtitles | ما الذي تقوله أنا لست عاهرة أحد هل تسمعني ؟ |
| Empoze edildi ama bunca zaman, gizli bir fahişesi varmış. | Open Subtitles | أثرت بي , و بعدها طوال هذه المدّة و هو يبقي عاهرة بجانبه ؟ |
| Bense birinin fahişesi olmayı seçtim. | Open Subtitles | وبدلاً من ذلك، إخترت أن أكون عاهرة أحدهم. |
| Vicdanın rahat mı, benzin fahişesi? | Open Subtitles | هل تشعرين بشعور رائع عن نفسكِ يا عاهرة البنزين ؟ |
| Eğer bir İtalyan fahişesi gibi giyineceksen en azından günümüz İtalyan fahişeleri gibi giyin. | Open Subtitles | إن كنتِ سترتدين مثل عاهرة إيطاليّة، فأقلّه ارتدي موضتهن لهذا العام |
| Ona? Sefil bir farenin fahişesi olmaya mı? | Open Subtitles | أفضل أن أكون عاهرته من أن أكون زوجتك |
| Basın fahişesi gibi hareket ettiğin için mi? | Open Subtitles | لتتصرف مثل عاهر تُهاجم المجموعه؟ |
| O sıçan beni benzinci fahişesi için terk ettiğinden beri. | Open Subtitles | منذ ذلك إبن الزنى تركني من أجل سافلة محطة الوقود |
| Dünyanın en güzel fahişesi. | Open Subtitles | أجمل غانية في العالم |
| Ayrıca sizin, meşhur suçlu Şeytanın fahişesi olduğunuz yönünde. | Open Subtitles | وأنكِ المجرمة الشريرة المعروفة بعاهرة الشيطان |
| Sana bir Çingene fahişesi gibi mi görünüyorum? | Open Subtitles | الذي أَبْدو مثل، a محظية غجري؟ |
| İkincisi bir kaldırım fahişesi bile olsaydın seni bedavaya cukka ederdim. | Open Subtitles | و ثانياً: حتى لو كنتِ فتاة ليل ستمارسين معي الجنس مجاناً |