| Bazıları beni sonradan tanıdı, fakat sanırım çok mutluydular. | TED | وبعضهم تعرف عليَّ لاحقاً، ولكن أعتقد أنهم كانوا سعداء. |
| Biliyorsun,İbne tarzı sesleri sevmem ve hiçbir şey, fakat sanırım Depeche Mode iyi bir grup. | Open Subtitles | أنت تعرف، أنا لا أريد أن الصوت مثل عليل أو شيء '، ولكن أعتقد الديرة الوضع هي الفرقة الحلو. |
| Sana dava açabilir miyim bilmiyorum. fakat sanırım yapabilirim. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي أستطيع أن أفعله لكن أعتقد أنني أستطيع |
| Senin yumurtalar ve sosis için de evde olduklarını düşünüyordum fakat sanırım yanılmışım. | Open Subtitles | ذلك ما أعتقدته بشأن طرقاتك هناك لكن أعتقد بأننا مخطئين |
| fakat sanırım oğlu bunu anlayacak ve kin duygusu olmayacak veya ihmal edilmiş olmayacak. | TED | و لكني أعتقد بأن ابنه سيتفهم ذلك و لن يكون لديه أي شعور بالحسد أو الضغينة أو إحساس بالإهمال |
| fakat sanırım seni öldürmeyen şey seni bir ucube yapar. Son karşılaşmamızdan sonra kanalizasyona kaçtım. | Open Subtitles | لكني أظن بأن ما لا يقتلك يجعل منك مسخاً. |
| Evet, fakat sanırım, haberimiz olmadan hâlâ kızla görüşüyorlar. | Open Subtitles | نعم, ولكني أظن أنه لا يزال يقابلها بالرغم منا |
| Bağışlayın Bayan Padmé, fakat sanırım birşey bizi takip ediyor. | Open Subtitles | اعذرني , الانسة بادمي لكني اعتقد ان هناك شئ ما يتبعنا |
| Joe, bu delilik, fakat sanırım haklısın. | Open Subtitles | جو، وهذا هو حقا مجنون، ولكن أعتقد قد يكونون على حق. |
| Fakat, sanırım benim için şimdi esas gizem bunun içinde ne var? | Open Subtitles | ولكن أعتقد أن اللغز الحقيقي بالنسبة لي الآن هو، ما هو بالداخل هنا؟ |
| fakat sanırım biraz ön planda olmayı hakediyorumdur. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنني أحتاج إلى بطاقة لتواجدي هنا |
| İkinizin arasına girmek istemem fakat sanırım gitmeliyiz. | Open Subtitles | و انا لا اريد أن اتدخل بينكما لكن أعتقد, يجب أن نذهب |
| fakat sanırım yarın fidanlığa gideceğim bu yüzden senin bu Begonvil'deki işi bitirmeni istiyorum. | Open Subtitles | لكن أعتقد سَأَذْهبُ إلى روضةِ الأطفال غداً. أريد بأن توقع على هذه الاستمارة. |
| Fakat, sanırım benim de biraz ara vermem lazım her şeye burada olmaya. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنّي في حاجة لإجازة لبعض الوقت أيضاً، من كلّ ذلك، من وجودي هنا. |
| fakat sanırım, ah, küçük Macbeth kopyası... şu sıralar 20,000 ya da 30,000 değerinde. | Open Subtitles | لكني أعتقد تلك النسخة تطبع بـ 20 ألف أو 30 ألف الآن |
| O da, "Hiçbir fikrim yok, fakat sanırım bir gün birisi faydasını bulacaktır." | TED | فقال: "حسناً, ليس لدي فكرة, لكني أعتقد أن أحدهم سيستفيد منها في يوم ما. |
| fakat sanırım, sanki eliniz mahkum gibi böyle bir adım atabilecek birisiyseniz, bir şekilde dışarıda yaşamaya alışırsınız. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنك لو كنت ذلك الشخص الذي مضى قُدماً، الدكتورلويسساس عالمنفستحليلي فبشكل ما أنت محكومٌ عليك بالفشل بالعيش خارجاً بطريقة أو بأخرى. |
| fakat sanırım şimdi daha mutlular. | Open Subtitles | و لكني أظن بأن كلاهما سعيد الآن. |
| Evet, fakat sanırım, haberimiz olmadan hâlâ kızla görüşüyor. | Open Subtitles | نعم, ولكني أظن أنه لا يزال يقابلها بالرغم منا |
| Size göre çok küçük olabilir, fakat sanırım ben sıkışarak geçebilirim. | Open Subtitles | صغيرة جدا لك ربما , لكني اعتقد انني يمكنني ان اعصر نفسي للداخل |