| fakir insanların sadece üretim esnasında zarar görmediğidir. Fakir insanlar ürünlerin kullanılması | TED | ان معاناة الفقراء لا تتوقف فحسب على الانتاج بل هي تنسحب أيضاً |
| Hayır hepimiz, her neredeyseler ekonomik olarak fakir insanların bilgisindeki tevazuyu öğrenmek zorundayiz. | TED | لا، إن علينا أن نتحلى بالتواضع للتعلم من معارف الفقراء في كل مكان |
| Elbette fakir insanların da en azından elektriğe kavuşacağını umud ediyoruz. | TED | ونحن نأمل ان الفقراء سوف تصلهم الكهرباء .. لاستخدام المصابيح |
| Benim bakışıma göre, bu fakir insanların ruhlarını kurtarabilmeniz için dünya bu tarzda olmalı. | TED | في وجهة نظري، هذا هو العالم الذي يمكنه ان يخلص ارواح الفقراء. |
| fakir insanların dünya klasında teknolojiyi öğrenememeleri için hiç bir sebep yok. | TED | ليس هنالك سبب بلا شك يمنع الفقراء من تعلم التكنولوجيا العالمية. |
| Biz kimiz ki fakir insanların en iyi tedaviyi alamayacaklarına karar veriyoruz? | TED | من نحن لنقررأن هؤلاء الفقراء لا يمكنهم الحصول على أفضل رعاية؟ |
| İlki, fakir insanların şehirlere göç etmesinin problem olduğu gibi bir algının olması. | TED | الخرافة الأولى هي اعتقادنا بأن هجرة الفقراء للمدن تُعد مشكلة. |
| Biz profesyonellerin, başkalarının yerine seçim yapmayı sevmesi. Özellikle de fakir insanların yerine seçim yapmak. | TED | حيث نحب اتخاذ القرارات نيابةً عن الغير، خاصةً الفقراء. |
| Bu tüm dünyadaki şehirlerde ve kırsal kesimde yaşayan fakir insanların en çok istediği şeylerden biridir. | TED | إنها أحد أكثر الأشياء المرغوب بها من قبل الفقراء في كل العالم، في المدن وفي الأرياف. |
| yenilenebilir enerjiye yatırım garantili fiyattan veriliyor ama siz bunu fakir insanların elektrik ihtiyacını karşılamakta kullanabilirsiniz. | TED | حيث تدفع ثمناً معتدماً بإستثمارك في الطاقة المتجددة، و لكنك تقوم بدعم الكهرباء لتصل إلى الفقراء. |
| fakir insanların parasını alan yerlerden daha harika değilim. | Open Subtitles | لست معجباً بالاماكن التي تسلب الناس الفقراء أموالهم |
| fakir insanların bağış almaları gerektiğine inanmıyorlar. | Open Subtitles | الأمر فقط أنهم لايؤمنون بأن الناس الفقراء يجب صدقتهم |
| Vietnam'da fakir insanların katliamına yardım etmeyeceğim | Open Subtitles | للمساعدة على الإجرام وقتل الناس الفقراء الآخرين |
| Vietnam'da fakir insanların katliamına yardım etmeyeceğim | Open Subtitles | للمساعدة على الإجرام وقتل الناس الفقراء الآخرين |
| Çamaşırhane çok fakir insanların kıyafetlerini yıkamaya gittikleri yerdir. | Open Subtitles | المغسلة هي مكان يغسل فيه الفقراء ملابسهم |
| Hayalet, bu fakir insanların kendi yemeklerini pişirecek imkânları yok. | Open Subtitles | أيها الشبح، هؤلاء الفقراء ليست لديهم وسائل لطهي طعامهم |
| fakir insanların çöplüklerinde her zaman çer çöp vardır. | Open Subtitles | صناديق قمامة الفقراء دائماً ما تجدها مليئه |
| Cidden fakir insanların ne düşündüğünü umursadığımızı falan mı sanıyorlar? | Open Subtitles | هل يعتقدون حقاً أننا نهتم بآراء الأشخاص الفقراء ؟ |
| 1070 yasası var, BP, ve fakir insanların doktorlara tavukla ödeme yapmasını öneren bir senatör adayı var. | Open Subtitles | لدينا كٌلٍ من قرار 1070,شركة النفط والمرشح الرئاسي يقول أن الفقراء باستطاعتهم الدفع للاطباء عن طريق المبادلة بالدجاج. |
| fakir insanların benim boktan kıyafetlerimi giymesini istemiyorum. | Open Subtitles | لأ أظن أن الفقراء بحاجة الى أرتداء ملابسي الرثّة القديمة |