| Neyse ben bu ses faktörünü daha sessiz birşey önererek aşmaya çalıştım. | Open Subtitles | حسناً, لذا حاولت التحكم في عامل الضجيج بإقتراح استعمال شيء اكثر هدوءاً |
| Yani biz başarı elde ettiğimizde kendimize şu soruyu sorabilmek çok önemli: Bunun ne kadar bana özgü? Çünkü kazandığımız zaman egomuz şans faktörünü azaltmayı çok sever. | TED | لذا عندما نعيش النجاح، من المهم أن نأخذ لحظة نسأل فيها أنفسنا ما مقدار مايعود فضله علينا حقّا، لأنّ ذواتنا تميل إلى تجاهل عامل الحظ عندما نفوز. |
| Burada bulunuyorum, çünkü önemli bir mesajım var. Başarının en önemli faktörünü bulduğumuzu düşünüyorum. | TED | أنا هنا لأنني أحمل لكم رسالة مهمة جدا أعتقد أننا وجدنا أهم عامل من عوامل النجاح |
| Geçen gece, sürpriz faktörünü onlar kullandı. | Open Subtitles | الليلة الماضية، كان لديهم عنصر المفاجأة. |
| Çok da heyecan vericiydi. Ama tehlike faktörünü göz ardı etmeyelim. | Open Subtitles | أوه دعينا لا نزيل عنصر الخطر من الموضوع |
| Clark faktörünü unutmuşum. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب علي التركيز على العامل كلارك |
| ancak yine de, bunu canlı kılmak için nedense insan faktörünü eklemelisiniz. | TED | مرة أخرى، لنجعلها حيّة تحتاج، بطريقة ما، لاضافة العنصر الانساني. |
| O gece şu "eski" faktörünü düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لاحقاً بتلك الليلة, بدأت افكر بـ عامل الرفيق السابق |
| Büyük panik faktörünü anlamak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي أن عامل الهلع الرئيسي هو الذي سيطر هناك |
| Bu nedenle bugün ilham faktörünü bu bu küçük arkadaşımdan yardım alarak arttırıyorum: | Open Subtitles | لذا اليوم سأرفع عامل الإلهام إلى الدرجة القصوى بالقليل من مساعدة أصدقائي |
| Genetik modifikasyon, şaşırma faktörünü arttıracak. | Open Subtitles | تظن الشركات أن التعديل الوراثي سيرفع من عامل الإنبهار |
| Genetik modifikasyon, şaşırma faktörünü arttıracak. | Open Subtitles | شعرت الشركة أن التعديل الجيني سوف يزيد من عامل الإنبهار. |
| Yani, 75 kilogram bisikletçi ve 10 kilogram bisikleti ve hızlanma faktörünü hesaba katarsak hadi ama... demek istediğim bu basit lise fizik sorusu. | Open Subtitles | حسنا، نعم يعني السائق 170 رطل الدراجة 25 رطل عامل في معدل |
| 19. yüzyılın sonlarından başlayarak araştırmacılar; sözel muhakeme, kısa süreli hafıza ve görsel-uzamsal yetenekler gibi bilişsel yetilerin, temel zekayı ya da g faktörünü yansıttığına dair hipotezler kurdular. | TED | ابتداءً من أواخر القرن التاسع عشر، افترض الباحثون أن القدرات المعرفية مثل الاستنتاج اللفظي والذاكرة العاملة ومهارات التفكير المرئي تعكس ذكاءً عاماً ضمنياً، أو عامل جي. |
| Ama güven faktörünü için bir etkisi olmadı. | Open Subtitles | لكنه لا يجدى لمزيداً من عامل الثقة |
| Zaman, zaman faktörünü ekledin, şehir büyürken mimari düzenin hareketini. | Open Subtitles | الوقت . . لقد تجاوزت عنصر الوقت |
| Kurbanlarına yaklaşırken güç kullaması gerekiyor ve ayrıca sürpriz faktörünü kullanıyor. | Open Subtitles | واستخدم ايضا عنصر المفاجأة |
| Bu da bize sürpriz faktörünü bırakıyor. | Open Subtitles | إذًا نحن نملك عنصر المفاجأة |
| Genç olmaları faktörünü düşünemedim. | Open Subtitles | ..لقد نسيت العامل الذى يسمى شباب فى حساباتى |
| Fakat halen insan faktörünü hesaba katmamış olmanıza inanamıyorum. | Open Subtitles | لكن لا أصدق تمامًا أنّكم ما زلتم لم تأخذوا بعين الأعتبار العامل البشري. |
| İnsan faktörünü ortadan kaldırıp ve tamamen zamandan bağımsız evrenimizin fiziksel bir açıklamasını yapmak mümkün mü? | Open Subtitles | هل من الممكن إزالة العامل اللإنساني "و سحب الزمن كليا من تصورنا الفيزيائي حول الكون |
| Tüm iyi planlar insan faktörünü de içerir, ama bu konuda hakkın vardı. | Open Subtitles | جميع الخطط الجيدة تشمل العنصر البشري لكني أعترف إنك كنت على حق |