| Tarihi fanatikler yazar. General Patton da bir fanatikti. Onu mükemmel yapan buydu. | Open Subtitles | لكن المتعصبين هم من يصنعون التاريخ كولينيل باتون كان متعصب وجعله ذلك عظيم |
| fanatikler O'nu öldürmek için her şeyi yapar. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع المتعصبين الذي سيفعلون أي شيء لموتها |
| Beş para etmez fanatikler için enayi zengin çocuk olmaktan vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد تركونى لاننى ابن ذلك المغفل الغنى لباقة من المتعصبين عديمي الفائدة |
| fanatikler, bir oyun veya sporun bir diğerinden doğal olarak daha iyi olduğunu tartışabilir. | Open Subtitles | الآن ، المتعصبون قد يقولون بأن رياضة أو لعبة هي أفضل من أخرى |
| Onları her zaman toplantı yaparken görüyorum,gerçek birer fanatikler. | Open Subtitles | أَعْني، أَراهم في الإتفاقياتِ كُلّ الوَقت، وهم متعصّبين حقيقيينَ. |
| fanatikler. Yehova akıllarını başlarından alıyor. | Open Subtitles | إنهم متعصبون أعمياء ، يهوه" يقودهم إلى الجنون" |
| Kontrol etmeniz gereken ilk kişiler kapıdaki tavuk karşıtı fanatikler. | Open Subtitles | أول الأشخاص الذين ينبغي التتحقق منهم هم أعداء الدجاج المتعصبين عند البوابة |
| fanatikler, amaçları uğruna ellerini masumların kanıyla yıkar. | Open Subtitles | كل المتعصبين يغسلون أيديهم بدماء الأبرياء بإسم الضرورة. |
| Bunların hepsi, 21. yüzyıla kadar fanatikler yüzünden geldi. | Open Subtitles | نعيشُها في القرن الـ21. فقط بسبب تأثير المتعصبين. |
| Çöldeki o fanatikler konusunda ne yapacaksın? | Open Subtitles | . ماذا كنت تنوي القيام به حول هؤلاء المتعصبين في الصحراء؟ |
| Düzgün işleyen demokrasiler uzmanlar, politikacılar, fanatikler ve yönetime katılmayan seyircilerden oluşamaz. | TED | المشكلة هو عدم وجود شيء من هذا القبيل بوصفها دولة ديمقراطية قابلة للحياة تتألف من خبراء، المتعصبين والسياسيين والمتفرجين. |
| Asla bilmedikleri Tanrı adına insanları cinayete... teşvik eden, senin gibi bağnaz dini fanatikler hariç! | Open Subtitles | المتعصبين الدينيين الذين يحرضون على القتل... من أجل الرب الذى لم يعرفوه ابدا. |
| O, fanatikler için... adaletsizliğin sembolüdür. | Open Subtitles | وكان بين المتعصبين... رمزاً للظلم والخطيئة. |
| "Partizanlar, her şeyden çok seyirci kitlesi için can atarlar." "fanatikler, kalplerinin derinliklerinde, dünyaya hocalık ettiklerine inanırlar." | Open Subtitles | "المتعصبين, في جوهرهم, يؤمنون "بأنهم يمتلكون شئ, ليُعلمون العالم به |
| Onlar kendilerini çok düşünen bir demet fanatikler. | Open Subtitles | هم - مجرد حفنة من المتعصبين, تنظر لنفسها ان تكون في غاية الأهمية. |
| Salak fanatikler. | Open Subtitles | المتعصبون هنالك |
| O fanatikler İran'da annemi öldürebilirlerdi. Aynı fanatikler eğer Omar Irak'a dönerse onu da öldürürler. | Open Subtitles | أولئك المتعصبون الذين كانوا سيقتلون أمي في (إيران) هم نفسهم الذين سيقتلون (عمر) لو عاد إلى (العراق) |
| fanatikler, Etiyopya ile ittifak kurdu. | Open Subtitles | أبدا! شكلت المتعصبون تحالف مع إثيوبيا. |
| Sağcı fanatikler. | Open Subtitles | هم متعصّبين يمينيينَ |
| Arshad Al-Masri gibi İslâmi liderler ülkelerinin iyiliği için çalışan kişiler mi yoksa, yaşam tarzımızı yok etme amacı güden tehlikeli fanatikler mi? | Open Subtitles | رجال الدين الإســلامـي ( مثل ( أرشـد المصري يعملون لمصلحة بلادهم أَم أنهم متعصّبين خطرين |
| Ulusal Bayramın arifesi olan bugün Ermeni fanatikler, İstanbul'da Türkiye Merkez Bankası'nı ateşe verme cüretini göstermişlerdir. | Open Subtitles | في هذا اليوم ( و عشية عيدنا الوطني ( بيرام تجرأ متعصبون أرمن على اضرام النار في مقر البنك الوطني التركي في القسطنطينية |
| Hepimiz kafiri öldürmek isteyen kızgın fanatikler değiliz. | TED | فلسنا كلنا متعصبين غاضبين متعطشين لقتل الكفار. |
| Küçük bir grup fanatikler var ve, daha karanlık bir yola inanırlar. | Open Subtitles | هناك مجموعة صغيرة مِنْ المتعصّبين الذي يُؤمنُ بالطريق الأظلم |