| Bazıları da uyurken neler kaçırdıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | تخيل هذا . الذين ينامون لا يعرفون ما يفوتهم |
| farkında değiller ama istiyorlar. | Open Subtitles | انهم يعملون عليها و هم لا يعرفون لكن ذلك ما يريدون |
| Güçlerinin kendi halkından geldiğinin farkında değiller. | Open Subtitles | لذلك هم لا يدركون أن قوتك يأتي من مجتمعك. |
| Çok insan yaşadıkları anın dahi farkında değiller. | Open Subtitles | غالبية البشر لا يدركون بصورة كافية حتى ملاحظة اللحظة الراهنة. |
| Onları affet çünkü ne yaptıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | اغفر لهم، لأنهم لا يدرون ماذا يفعلون. |
| Kana susamış salaklar. Ellerinde ne olduğunun farkında değiller. | Open Subtitles | أولئك الحمقى الداميين هم لا يعلمون ماذا عندهم |
| Normal insanlar sanatımız için ne fedakârlıklar yaptığımızın farkında değiller. | Open Subtitles | واحد من أظافري المزيفة أياً كان الناس العاديون فقط لايدركون |
| Herkesin mücadele etmesi ve savaşması gerek, sadece henüz bunun farkında değiller. | Open Subtitles | كُل شخص يَجِب أن يُكافح ويُحاربَ هم فقط لم يدركوا لحد الآن |
| Diğer insanların çoğu büyülü bir dünyada yaşadığımızın farkında değiller. | Open Subtitles | الكثير من الاشخاص لم يدركو أننا نعيش في شبكة من السحر |
| Şu aptal ergenler kimle uğraştıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | نحن كنا نتكلم إلى رأس عملاقة معلقة المراهقين الأغبياء لا يعرفون مع من يعبثون |
| Evet, Sam, kimle dalaştıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | أجل ، سام ، إنهم لا يعرفون مع من يتعاملون |
| Büyük bir potansiyelleri var. Sadece bunun farkında değiller. | Open Subtitles | لديهم الكثير من الإمكانيات لكنهم لا يعرفون الكثير |
| Kafaları o kadar iyi ki hangi gezegende olduklarının bile farkında değiller. | Open Subtitles | أنت تعرف أنهم في أمستردام محبطون جداً و لا يعرفون ما الذي يريدونه |
| Ama bunun benim için bir şaka olmadığının farkında değiller. | Open Subtitles | و لكنهم لا يدركون أن الأمر ليس مجرد مزحة بالنسبة لي. |
| Konuştuğum kişilere beni kontrol ettikleri için kızgınım ama bunu yaptıklarının bile farkında değiller zaten. | Open Subtitles | اجد نفسي استشيط غضبا من كل الذين اتعاطى معهم بسبب سيطرتهم علي او ماشابة لكنهم لا يدركون حتى انهم يفعلون ذلك |
| O dağın için koca bir ordu var ve bunun farkında değiller. | Open Subtitles | هنالك جيش كامل داخل الجبل لكنّهم لا يدركون ذلك فحسب |
| Onları affedin çünkü ne yaptıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | اغفر لهم، لأنهم لا يدرون ماذا يفعلون. |
| Onları affet çünkü ne yaptıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | اغفر لهم، لأنهم لا يدرون ماذا يفعلون. |
| Çünkü ne yaptıklarının farkında değiller. | Open Subtitles | لأنهم لا يدرون ماذا يفعلون. |
| Neler olduğunun farkında değiller, kendilerinden geçmişler. | Open Subtitles | إنهم لا يعلمون حتى ماذا يحدث. إنهم بذلك حثالة. |
| Aptallar gelecek Mesih'i görmekle ne kadar mübarek olduklarıın farkında değiller. | Open Subtitles | المغفلون لا يعلمون كم هم مباركون حتى يمكنهم أن يتباركوا حتى قرن أخر |
| Burdaki insanlar ne kadar şanslılar farkında değiller. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص لايدركون كم هم محظوظين |
| Muhtemelen gerçek olduğunun farkında değiller. | Open Subtitles | إنهم على الأرجح لم يدركوا أنه حقيقي |
| Diğer insanların çoğu büyülü bir dünyada yaşadığımızın farkında değiller. | Open Subtitles | الكثير من الاشخاص لم يدركو أننا عشنا في هذه الشبكة من السحر |