| Ormanda hoşça vakit geçirmekle evlenmek arasında büyük bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك إختلاف كبير بين الشخص الصالح للزواجِ والعلاقة المؤقّتة في الأدغال |
| Numara yapmakla yalan söylemek arasında büyük bir fark vardır. | Open Subtitles | تعرفين، هناك إختلاف كبير بين الكذب والأفتراء |
| Steroid aldığı için birkaç yıllığına pipisinde kıllanma olan bir oğlanla, performansını geliştirmeye, spordaki seviyesini yükseltmeye çalışan olgun bir erkek arasında büyük fark vardır. | Open Subtitles | هنالك فرق كبير بين طفل يتعاطى السترويد الذي بالكاد وصل لسن الحلم مقابل رجل بالغ يطمح لأن يكون أداءه أفضل |
| Baksana, havalı bir geç kalmayla hiç gitmemek arasında oldukça fark vardır. Yogi bir de ne demiş biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم، هنالك فرق بين أن تكون متأخرا بأناقة و بين ألا تحضر على الاطلاق |
| Bir şeyi dilemekle elde etmek arasında çok fark vardır. | Open Subtitles | هناك اختلاف كثير بين الرغبة وما نريد الحصول عليه |
| Ama yapmak ve düşlemek arasında fark vardır. | Open Subtitles | لكن هناك فارق بين أن نحلم و أن نفعل |
| Ama bir yetişkin olmakla, bir çocuğun üzerine piyano atmak arasında fark vardır. | Open Subtitles | لكن هناك فرق بين أن تكون بالغًا وأن تلقي كارثة على رأس طفل. |
| Yüksek tansiyonun iki çeşidi arasında fark vardır. | Open Subtitles | بص هناك إختلاف بين الإثنان مِنْ أنواعِ إرتفاع ضغط الدمِ. |
| Kendini savunmakla, ölüleri canlandırmak arasında büyük fark vardır. | Open Subtitles | هناك إختلاف كبير بين النظرات السيئة وترفع الموتى. |
| Evet ama anlayacağın, beğenmek ve bayılmak arasında fark vardır. | Open Subtitles | نعم، لكن أترى، هناك إختلاف بين الإعجاب والحبِّ. |
| Tekniklerini kullanamama ile onları kullanmana izin verilmemesi arasında fark vardır. | Open Subtitles | هناك إختلاف بين غير قادر على إستعمال التقنيات وان لا يسمح لإستعمالهم |
| Bir numara olmakla iki numara olmak arasında dev bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك إختلاف كبير ما بين أن تكون رقم واحد وأن تكون رقم إثنين |
| Çünkü kendine güvenle kendini kandırma arasında büyük fark vardır. | Open Subtitles | لأنه هناك إختلاف كبير بين الثقة بالنفس والوهم. |
| Benzer gibi görünseler de hayatını tehlikeye atmakla hayatını çöpe atmak arasında dağlar kadar fark vardır. | Open Subtitles | ربّما يرونه متماثلًا، لكن هنالك فرق مهيب بين المجازفة بالحياة وهدرها. |
| Emirler ve amaçlar arasında fark vardır, efendim. | Open Subtitles | هنالك فرق بين الأوامر و الهدف يا سيدي |
| Bir şeye bakmakla bir şeyi görmek arasında çok fark vardır. | Open Subtitles | هنالك فرق كبير بين رؤية شيئ وإدراكه |
| Eşcinsel seksi ile tecavüz arasında büyük fark vardır. | Open Subtitles | هناك اختلاف بين الجنس الرومانسي والإغتصاب. |
| İyi bir fikirle iyi bir ürün arasında bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك اختلاف بين الفكرة الجيدة والمنتج الجيد |
| Ama yapmak ve düşlemek arasında fark vardır. | Open Subtitles | لكن هناك فارق بين أن نحلم و أن نفعل |
| Özgürlükle ahlaksızlık arasında dağlar kadar fark vardır. | Open Subtitles | هناك فارق شاسع بين الحرية والفجور |
| Estetik açıdan, dünya kadar fark vardır | TED | ومتى يعزفه. من الناحية الجمالية، هناك فرق ضخم |
| Alınma ama avlanıyor gibi yapmakla gerçekten avlanmak arasında fark vardır. | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة، لكن يوجد فرقٌ شاسع بين القراءة عن الصيد والصيد الفعلي |