| Katılıyorum, hemen t-shirt'ünü giy, burası federal bir bina, spor salonu değil. | Open Subtitles | أوافقك, إرتدي قميصك ثانية هذا مبنى فيدرالي و ليس ساحة لرفع الأثقال |
| Ama sanırım, federal bir savcının oğlu aklı selimliğin önemini anlar. | Open Subtitles | ولاكني لا أعتقد أن ابن قاضي فيدرالي سيفهم التصرف بحرية الرأي |
| - Adam kaçırma federal bir suçtur. Bu FBI meselesi. | Open Subtitles | الخطف هو جريمة فيدرالية إنها مسألة تخص الأف بي أي. |
| Belki biraz klişe olacak ama bu federal bir soruşturma sayılmaz. | Open Subtitles | حسناً، لا أقصد وصف أسلوبك بالنمطي، ولكن هذه ليست قضية فيدرالية. |
| Uçak tuvaletindeki duman dedektörünü etkisizleştirmiş ki bu federal bir suç. | Open Subtitles | قدّ أبطلت كاشف الأدخنة بمرحاض الطائرة، و هذهِ تُعدّ جنحة فدرالية. |
| Hücresine getireli bir hafta bile olmadı. Ben federal bir ajanım. | Open Subtitles | لقد انتقل لهذا القطاع منذ أقل من أسبوع أنا عميل فيدرالى |
| federal bir araştırma sırasında, bilgi saklamanın yasa dışı olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أجل، حسناً، تعلمين أنه مخالف للقانون حجب معلومات خلال تحقيق فدرالي |
| federal bir soruşturmada işbirliğin karşılığında kantinden malzeme bahşetmeye geldim. | Open Subtitles | أتيت لتقديم العون مقابل مساعدتك لنا في تحقيق فيدرالي .. |
| Bir şey daha var : yetkililer federal bir şerifte yolluyor. | Open Subtitles | وشيئاً أخر ايضاً سيرسلون مارشال فيدرالي. |
| Buraya öylece park edemem. Burası federal bir bina! | Open Subtitles | أسمع ، أنا لا أستطيع أن أركن أمام مبنىً مثل هذا ، إنه مبنىً فيدرالي |
| Bu federal bir tekne bile olsa, Left... diğerlerinin peşine düşerler. | Open Subtitles | حتى لو كان هذا قارب فيدرالي لقد خدعوا هؤلأ الناس لكن لم يخدعونا |
| federal bir ajanın ölümüne şahit olmak bu adamları suç ortağı yapar. | Open Subtitles | مشهد مقتل عميل فيدرالي سيجعل هؤلاء الرجال مساعدين بالقتل. |
| Sanal zorbalık federal bir suçtur, İsmail. federal bir suç. | Open Subtitles | البلطجة عبر الإنترنت هي جريمة فدرالية يا اسماعيل جريمة فيدرالية |
| FBI'ı arayamazsın. Bu federal bir dava değil. | Open Subtitles | لا يمكنك الاتصال بمكتب التحقيقات الفيدرالي هذه ليست قضية فيدرالية |
| Onunla federal bir vaka hakkında acilen konuşmak zorundayım. | Open Subtitles | أريد التحدث إليه بصفة عاجلة بشأن قضية فيدرالية |
| Savcı sadece sizin sözlerinize dayanarak federal bir dosya oluşturamaz. | Open Subtitles | لا يستطيع الادعاء بناء قضية فدرالية استناداً إلى شهادتك وحدها. |
| federal bir yargıcın işin içinde olması olayı daha da gösterişli yapacak. | Open Subtitles | تجعل قضيتك فاتنة أكثر بتورط قاضى فيدرالى |
| Neden bilmiyorum ama bence sen, federal bir davaya ait bilgileri saklıyorsun. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا، لكنك تحجب معلومات عن تحقيق فدرالي |
| federal bir memur olmana rağmen bizim için her zaman | Open Subtitles | لأن بالرغم من انكِ عميله فيدراليه إلينا , ستكونين دائماً غرايسي لو فريبوش |
| Artık birinin arabasını çizmek, federal bir suç mu? | Open Subtitles | خدش سيّارة شخص ما تعتبر جريمة فيدراليّة الآن؟ |
| Bu işe polisi karıştırırsak, federal bir davanın içinde oluruz. | Open Subtitles | واذا ورطنا الشرطه في هذا , هذا يعني قضية فدراليه |
| federal bir soruşturmaya mani olmaktan hepinizi raporlayacağım! | Open Subtitles | سأضع تقارير عن جميعكم لعرقلتكم تحقيقاً فيدرالياً. |
| federal bir konu, FBI demek. | Open Subtitles | فهو إتحادي يعني تابع لمكتب التحقيقات الفيدرالي |
| federal bir hakim bu konuşmaları duymanızı istemiyor. | TED | قاض اتحادي لا يريد لكم أن تسمعوا عن هذه المحادثات |
| Artık savaş kaçağı askerler ve bazı Arizona'lı kızılderililer için federal bir hapishaneleri var. | Open Subtitles | الأن لديهم سجن فدرالى هناك يضعون فيه الجنود الأسرى والهنود من ولاية أريزونا |
| Bu kadın federal bir yargıca vurdu. | Open Subtitles | تلك المرأة لكمت قاضياً فدرالياً.. |
| Yani bu da federal bir kurumun bilgisayarlarına girdim demek oluyor ki beni bir anlamda siber terörist yapıyor. | Open Subtitles | بما يعني أنّي اخترقت للتوّ وكالة فدراليّة. ذلك يجعلني آثمة لجناية إلكترونيّة إرهابيّة. |
| İki kaçağın yakalanmasına yardım eden federal bir ajanım. | Open Subtitles | أنا مساعدة وكيل إتحادية في المطاردة لسجينين. |