| Neden bana haftasonunu sadece Finn ile geçirmek istediğini söylemedin? | Open Subtitles | لما لم تخبريني .فقط اردتِ قضاء العطله مع فين ؟ |
| Bak belki Finn ile bir şeyler yapma olayında ipin ucunu kaçırdım. | Open Subtitles | انظر ربما كنت اهتم بفعل بعض الأشياء مع فين |
| - Finn ile konuşmadığını biliyorum. - Yalan söylüyorum, öyle mi? | Open Subtitles | (أعلم أنك لم تكن تتحدث مع (فين - تقصدين أنني أكذب؟ |
| Bu şarkıyı kesinlikle Finn ile söyleyebilirim. | Open Subtitles | استطيع تماما غناء تلك الأغنية مع فين |
| Finn ile futbol konuşmaya başlayınca, senin alınacağını biliyordum. | Open Subtitles | بكرة القدم مع فين تأخذه بشكل شخصي |
| Öğle tatili sırasında Finn ile yemek için hep Café Paradis'e giderler. Yani alarmın başında kimse olmuyor. | Open Subtitles | خلال وقت الغداء دائما ما يذهبون إلى مقهى"الفردوس" لتناول الطعام مع(فين) |
| FINN İLE ARABAYA GİT | Open Subtitles | اذهبي مع فين للسيارة |
| Sen, Finn ile birlikte Barney'nin arabasındasın. Hadi! | Open Subtitles | انتي في سيارة بارني مع فين |
| Ee, Finn ile işler nasıl gidiyor? | Open Subtitles | حسنا كم تمضي الامور مع فين ؟ |
| FINN İLE ARABAYA GİT | Open Subtitles | اذهبي مع فين للسيارة |
| Yani Pete olmadığı için, Finn ile bana yardım etti. | Open Subtitles | عندما ذهب (بيت) كان يساعدني كثيراً مع (فين) |
| Alicia'nın Finn ile yattığını. Öyle bir şey yokmuş. | Open Subtitles | أن (اليشيا) على علاقة مع (فين) هذا ليس صحيحاً |
| Sence Finn ile konuşmadım mı yani? | Open Subtitles | - ألا تظنين أنني كنت أتحدث مع (فين)؟ |
| Benden 50 papel, Shepherd'ın Finn ile düellosunda ona meydan okumasına. | Open Subtitles | تراهنت على 50 دولاراً أن (شيبارد) سيأتي(و يخرب موعدها مع (فين . . |
| Finn ile konuşma şansın oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل حضيت بفرصة للتحدث مع (فين)؟ |
| - Finn ile. | Open Subtitles | (مع (فين - خذ. |