| Xanadu'nun sahibi tıpkı Firavunlar gibi mezarını belirlemek için sayısız taş bıraktı. | Open Subtitles | مثل الفراعنة مالك زنادو ترك العديد من الحجارة لتزيين قبره |
| Firavunlar, mezar, anıtlar büyük medeniyet oluşturanlar senin bunlarla ilgin yok. | Open Subtitles | .عن الفراعنة والمقبرة والآثار . هذه الحضارة العظيمة ومن بناها يبدو انك بالفعل لا تهتمين |
| Yardımlarıyla ilk Firavunlar, günümüzde 80'i ayakta kalan yüzden fazla piramit inşa etmişlerdir. | Open Subtitles | بمساعدة هؤلاء قام الفراعنة الاوائل ببناء مايزيد عن مائة هرم بقي منها ثمانين حتى اليوم |
| Eski Firavunlar dünyanın sonunu sabırsızlıkla bekliyordu. | Open Subtitles | فراعنة قدماء تتطلع لنهاية العالم |
| Bu sütunlarla desteklenen büyük tapınaklarda- şimdiye kadar inşa edilmiş en büyük ibadet yerleri arasında- yaşayan Firavunlar teklif sundular tanrılar ve diğer dünya ile iletişim kurarak ve lütfunu arayarak. | Open Subtitles | فى هذه المعابد الضخمة ذات الاعمدة الشامخة تم بناء اعظم دور للعبادة لكي تكون وسيلة الفراعنة |
| Boyuna asılan altın bir parça. Firavunlar göğüslerine bunu takardı. | Open Subtitles | إنها عليقة ذهبية كان الفراعنة يلبسونها على صدورهم |
| Bilirsin, Firavunlar antik mısırlılar tarafından yarı tanrı olarak kabul edilirdi ve altın da tanrının bedenini simgelerdi. | Open Subtitles | . . أنظر، الفراعنة إعتبروا نصف قديسين من قبل المصريين القدماء و يمثل الذهب لحم الآلهة |
| Bu Firavunlar dönemi öncesine ait, Zekhen'lerin kutsal altın akrebi. | Open Subtitles | انه عقرب ذهبى مقدّس من عصر زيكنز, سلالة ما قبل الفراعنة |
| Firavunlar bunu nasıl yaptı? | Open Subtitles | كيف هؤلاء الفراعنة يفعلون هذه الأهرامات ؟ |
| Firavunlar ve tanrılar, uyanmış enerji ile betimlenir. | Open Subtitles | تم تصوير الفراعنة والآلهة مع الطاقة الباعثة على اليقظة |
| Firavunlar kendilerini yaşayan tanrılar sanıyorlar, et ve kemikten fazlası değiller. | Open Subtitles | أولئك الفراعنة الذين يتصورون أنهم آلهة أبدية ليسوا أكثر من مجرد بشريين. |
| Biliyorsun, Eski Mısır'da Firavunlar kendi köle merkezlerini İsrailoğullarına yaptırırdı. | Open Subtitles | انتتعلم, في مصر القديمة الفراعنة كانو يجعلون الاسرائليين يبنون مهجع العبيد الخص بهم |
| Piramitlere baktığında aklına Firavunlar gelir ama bütün Firavunlar artık öldü. | Open Subtitles | عندما تنظر إلى الأهرامات، كنت تفكر الفراعنة، لكن الفراعنة هم جميعا في عداد الأموات الآن. |
| Ben yıl önce Firavunlar gelene kadar, Bravos büyük patrondu. | Open Subtitles | والبرافوس هم ارفع الكلاب حتى أخذ الفراعنة مكانهم. منذ خمس سنوات مضت |
| Firavunlar bir şiddet dalgasıyla Vegas'ı kontrol ettiler ve o zamandan beri acımasızca bunu ellerinde tuttular. | Open Subtitles | تولى الفراعنة السيطرة على لاس فيغاس خلال موجة العنف وعقد على ذلك بقسوة منذ |
| Firavunlar tarafından yönetildikleri günlerde sadece zenginler şarap içerdi. | Open Subtitles | سابقاً عندما كان الفراعنة يديرون المكان الناس الفاخرة تشرب النبيذ |
| Firavunlar dünyanın sonunu iple çekerdi. | Open Subtitles | فراعنة قدماء تتطلع لنهاية العالم |
| - Tıpkı eski Firavunlar gibi. | Open Subtitles | مثل فراعنة "أودين". |
| Firavunlar mezarları garip bir şekilde gizlemezler miydi? | Open Subtitles | ألم تكن لدى الفراعنه طريقة غريبة في إخفاء القبور؟ |