| Bana şirket defterlerini de vereceksiniz ve Lord Fisher'ın istediği gibi şirket deposunun anahtarını da. | Open Subtitles | ستتيح لي كذلك إمكانية الوصول لدفاتر الشركة ومفتاح لمخزنها كما آمر اللورد فيشير |
| Boby Fisher'ın imzalı fotoğrafı. | Open Subtitles | أوه، أوه، أوه. توقيع بوبي فيشير. |
| Bizde birbirimize güveniriz Fisher... | Open Subtitles | نحتاج للإئتمان بعضهم البعض، فيشير. |
| Bu benim için sıra dışı bir zevkti Fisher. | Open Subtitles | لقد كانت فرحة استثنائية بالنسبة لي يا فيشر. |
| Üsteğmen Fisher koordinatları size zamanında verecektir. | Open Subtitles | الملازم "فيتشر" ستزودكم بالإحداثيات في الوقت المناسب |
| Fisher'ın adamları tarafından fark edilmeden 7inci Caddeye çıkarsak güvendeyiz demektir. | Open Subtitles | اذا كنا نستطيع الوصول الى الشارع السابع بدون ان نكشف من قبل جماعة فيش .. لدينا بيت مجانا |
| Shelley Fisher zamanından çok önce vefat etti. | Open Subtitles | شيلي فيشر كان امامها فترة طويلة قبل ان يحين وقتها. |
| Güvenirsin? Hoş. Bizde birbirimize güveniriz Fisher... | Open Subtitles | تَثق به, صحيح لكننا نحتاج ان نثق ببعضنا البعض ، "فيشير" |
| İlk hedefimiz Fisher Kalesi. Wilmington Limanı'nı koruyor. | Open Subtitles | "هدفنا الأول هو "فورت فيشير "إنها تحمي ميناء "ويلمنغتون |
| Her neyse, Lord Fisher gelişmeleri duymak için sabırsız. | Open Subtitles | بأي حال لورد فيشير متلهف لسماع تطوراتك |
| Lord Fisher ona zafer yürüyüşü yapmalı. | Open Subtitles | يجدر بلورد فيشير تخلصه بإستعراضه اللعين |
| Onun sözleri, Lord Fisher'ın emriyle. | Open Subtitles | كلماته بالحرف، وفق أوامر لورد فيشير |
| Bak... Fisher kayıp, Hadgens'de öyle. | Open Subtitles | أنظر ، فقد "فيشير" و "هودجينس" |
| Lord Fisher saygılarını sunuyor. | Open Subtitles | لورد فيشير يرسل تحياته |
| Dünyayı dize getirdim Fisher. Kısa ve kıvırcık. Bu, gördüğüm en beceriksiz polis işi. | Open Subtitles | أنا أملك العالم من خصيتيه يا فيشر. لقد كان هذا أكثر عمل شرطة أخرق شاهدته في حياتي. |
| Bu yüzden sınırı aşma Fisher. Böyle bir iş gerçekten tuttuğunda ben orada Tanrı'yı dolandırıyordum. | Open Subtitles | لذا، لا تتعد حدودك يا فيشر. فعندما يتم إنجاز مهمة كهذه، |
| -Eddie Fisher. Senin? | Open Subtitles | -أيدي فيتشر), وأنت؟ |
| Sence Carrie Fisher... | Open Subtitles | هل تعتقدين أن (كاري فيتشر) |
| Fisher bağlantı kurmamış. Biliyorum. | Open Subtitles | لدينا مشكله - فيش لم يتصل - |
| Bayan Fisher, gelin lütfen. | Open Subtitles | آنسة (فيش) إذا سمحت ؟ |
| Vortex üç adamdan oluşuyor. Biri Fisher'dı, Karlenko da bir diğeri. | Open Subtitles | إن عصابة فورتكس عبارة عن ثلاثة رجال فيشر كان واحدا و كارلنكو الثاني |
| Feingold, Bay Fisher, şu kapının arkasında... - Bir oyuncu o. | Open Subtitles | انه السيد فيشر أنه على الجانب الآخر من الباب إنه ممثل |
| Bay Fisher polis tarafından değil, kanunsuzlar tarafından yakalanmıştır. | Open Subtitles | لم يتأثر التخوف السيد فيشر من قبل الشرطة، ولكن بدلا من المعتدين. |