| En derin acın, benim sebep olduğum fiziki yara değildi. | Open Subtitles | ألمك العميق لم يكن الإصابة الجسدية التي سببتها لك |
| Hayatınızın en zor fiziki ve akli sınavından çıktınız ve bunu ispatlamak için bütün yapmanız gereken bir kaç çürüğünüzü göstermek. | Open Subtitles | لقد نجوتن من أكثر أيام حياتكن تحدياً من الناحية الجسدية والعقلية ولم تصبن سوى ببضع كدمات |
| Tekrardan bu uygulamaların her biri için aynı statik fiziki forma sahipler. | TED | لكن ومرة أخرى، لديها نفس الشكل المادي الثابت لكن من هذه التطبيقات |
| dil, fiziki dünyanın sembollerle anlatılmasıdır bu araç sayesindedir ki fiziki dünyayı değiştirdik. | TED | إنه حرفياً تمثيل رمزي للعالم المادي، ومن خلال هذا الجهاز، نغير العالم المادي. |
| Şahsen, bunun bize gelecekte fiziki yapıların, binaların ve makinelerin kendi kendine kurulumları, çoğalmaları ve onarımları ile ilgili yeni olanaklar sağlayacağını düşünüyorum. | TED | أعتقد أنه يخبرنا أن هناك إمكانيات جديدة للتجميع الذاتي والتكرار والإصلاح في بنياتنا المادية ومبانينا وآلاتنا. |
| Ama gerçek şu ki, titizlikle seçilmiş, her biri birer süper mükemmel fiziki örnek olan 18 adama komuta ediyorum. | Open Subtitles | وصادف أني قائد لـ 18 شابا تم انتقاؤهم بحرص بحالة جسدية تفوق الكمال ومتوسط أعمارهم 24 عاما |
| fiziki olarak, ülser ya da tümör varmış gibi ağrıyor ama yok. | Open Subtitles | اعني الألم الجسدي الفعلي مثل.. مثل قرحة زو ورم، لكنه ليس كذلك |
| İpte yürümek, fiziki olduğu kadar akli de bir şey. | Open Subtitles | والآن المشي على الحبل يحتاج التركيز الذهني، كما الحالة البدنية |
| Ceset parçalarını buraya taşımak güç ister zanlı ya fiziki açıdan uygun ya da bir ekip olarak çalışıyorlar. | Open Subtitles | القوة المطلوبة لتقطيع جثة و حمل الأجزاء تشير إلى أن الجاني ذكر بحالة بدنية لائقة أو عمل فريق |
| Hepimiz ölmüş olacaktık. fiziki durumunun kusursuz olduğunu mu iddia edeceksin? | Open Subtitles | و لكن هل ستجادل معي بأن حالتك الجسدية كانت ثابتة |
| Bu ihlal durumunda bilgi değil de fiziki bir delili kabul etmek haksız bir kelime oyunu gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبرير هذا الخرق على أنه تسريب للأدلة الجسدية , ليست معلومات , يبدو غير عادلا. |
| Hayır, bu senin akli ve fiziki sağlığınla ilgili gerçek bir endişe. | Open Subtitles | لا , إنه قلق حقيقي على صحتك الجسدية والعقلية |
| fiziki varlığım ve ben ofisimizde olacağız, eğer bize ihtiyaç duyarsanız. | Open Subtitles | حضوري المادي و أنا سنكون في مكتبي ؛ في حال تَحتاجَني |
| Dolayısıyla, yaşadığımız yerlerin fiziki yapısını, o anda yaşadığımız diğer şeylerden ayırmamak önemlidir. | TED | لذلك من المهم أن لا نفصل البناء المادي للأماكن التي نعيش فيها عن الأمور الأخرى التي تحدث في الوقت ذاته. |
| Tüm insanlık tarihi boyunca, ışık bize görüş alanı ve ısı sağlamıştır, keşfettiğimiz ve yerleştiğimiz fiziki dünyada güvenilir bir arkadaş olmuştur. | TED | طوال تاريخ البشرية، منحنا الضوء الرؤية والحرارة، وكان بمثابة رفيق وفي في استكشافنا للعالم المادي. |
| Görünüşe göre fiziki güç kullanan bir tek o değilmiş. | Open Subtitles | يبدو أنه لم يكن الوحيد للحصول على المادية. |
| Bulunan tüm fiziki delillerin gittiğini mi söylüyorsun bana? | Open Subtitles | أتخبرني بأن كل سجلات الأدلة المادية التي وجدت على المتوفاة قد اختفت؟ |
| Çünkü güçlerim zihinsel küçük hanım, fiziki değil. | Open Subtitles | لأن قواي ذهنية يا سيدتي الشابة و ليست جسدية |
| Böylece Bank fiziki görünüşlerini gözlemleyebiliyor. | Open Subtitles | لهذا لهم الحق في طردهم تبعا لادائهم الجسدي هذا عمل وقح وقح |
| Böylece temel fiziki seviyenizi yeterli bir düzeye getireceğiz. | Open Subtitles | هذه هي لذلك نحن نبني قاعدت اللياقة البدنية حتى تصل الى مستوى لائق |
| Sanki şuanki ifadesi en iyi fiziki halde olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | أنها لا تبدو وكأنها في أفضل حالة بدنية |
| Yargılama duruşmasına geçilmeden önce, fiziki yeterlilik duruşması istiyoruz. | Open Subtitles | قبل أن نبدأ بالجلسات القضائية, نرغب بطلب جلسة لملائمة المتهمة |
| Düşünüyordum da, eğer hayalet fiziki bir varlığa sahipse ve kendini gösteriyorsa, onu birinin peşinden gitmekten ne alıkoyabilir ki? | Open Subtitles | إذا كان الشبح يتواجد جسدياً ويظهر نفسه فما الذي يمنعه من الخروج لملاحقة شخص ما |