| Parmak uçları lekeli Kırmızı fosforlu gibi görünüyor | Open Subtitles | اطراف اصابعه ملوثة انظر ، يبدو انه الفوسفور الاحمرِ |
| Deniz fosforlu gibi parıldıyordu. | Open Subtitles | وكان اللون الفوسفوري اللامع يغطي البحر كله |
| Götümde fosforlu bir çubukla günü bitirebilecek miyim? | Open Subtitles | أنا ستعمل في نهاية المطاف بعصا توهج ما يصل مؤخرتي ؟ |
| Her birinizin bir tüfeği, bir tabancası ve bir beyaz fosforlu el bombası var. | Open Subtitles | كل واحد منكم مسلح ببندقيه اليه ومسدس وقنبله فسفوريه |
| Tanıklar alevi söndürmekte zorlanmışlar çünkü kurban fosforlu maddeyle yakılmış. | Open Subtitles | قضى الشهود وقتاَ عصيباَ في إخماد اللهب لأن النيران كانت ناتجة من الفسفور |
| Japon bilim insanlarının fosforlu denizanası DNA'sını başka hayvanlara enjekte etmeleriyle ilgili bir makale okudum. | Open Subtitles | قرأت مقالة حول علماء يابانيين أضافوا حمض قنديل البحر المضيء النووي لحيوانات أخرى |
| fosforlu çubukları getirin ki sizi tanıyabilelim. | Open Subtitles | حسناً، أحضر الأعواد المضيئة لكي نتعرف على جثثكم. |
| fosforlu taşlar. | Open Subtitles | أحجار فوسفورية |
| fosforlu bantları olması iyi. | Open Subtitles | من الجيد أن يكون لديك معطف بأحزمة عاكسة - أحزمة مضيئة لتفادي حوادث السيارات - |
| Beyaz fosforlu bir bomba aracı bir kenara dursun bununla dolu nakliyenin sokaklarda olması... | Open Subtitles | الفوسفور الابيض في سيارة مفخخة هو أمر اما إن كانت كامل الشحنة في الشوارع |
| fosforlu ayakkabı uyarsa... | Open Subtitles | إذا كان الحذاء الذي يحتوي الفوسفور متطابقا... |
| Beyaz fosforlu All-star. | Open Subtitles | كل النجوم مع الفوسفور الابيض |
| Ekibinizin geri kalan üyeleri geldiğinde, Doktor Curtis fosforlu vernik için biyokimyasal boyaları dengeleyecek. | Open Subtitles | حينما يصل بقيّة أعضاء فريقكم، الد. (كورتيس) سيُوزن الصبغات الكيميائيّة الحيوية للورنيش الفوسفوري. |
| Ciddi mi? Çünkü fosforlu verniğiniz işe yaramayacak. | Open Subtitles | لأنّ الورنيش الفوسفوري لن ينجح . |
| Evet, ama o fosforlu çubuğu tutan adam, senin gelecekteki kocan olabilir. | Open Subtitles | نعم ولكن الرجل القابضة التي توهج عصا قد يكون مجرد زوجك في المستقبل |
| Kırılmış bir fosforlu çubuk. | Open Subtitles | إنه قضيب توهج فسفوري مكسور |
| Herkes fosforlu çubuk alsın, mutlaka kullanın. | Open Subtitles | الجميع، توهج العصي. استخدمهم. |
| Kendall fosforlu bir bombayla yandığını söylemişti. | Open Subtitles | كاندال قال انه احترق بقنبله فسفوريه |
| Ya fosforlu el bombasından ne haber? | Open Subtitles | وماذا عن قنبله الفسفور |
| fosforlu balık üzerine çalışıyordum, sonra düşündüm ki "dokuma tezgâhı". | Open Subtitles | كنت أعمل على دراسة السمك المضيء ... ثم فكرت نساجة |
| fosforlu balık gibi. | Open Subtitles | مثل السمك المضيء |
| Partide salladığınız o fosforlu çubuklar bir eş bulmanıza yardım edebilir ama biyolüminesans başka nasıl hayatta kalmanızı geliştirebilir? | TED | تلك العصا المضيئة التى تأرجحها بلا هدف قد تساعدك فى العثور على رفيق، و لكن كيف يمكن للإضاءة الحيوية أن تحسن من بقاءك على قيد الحياة؟ |
| El fenerleri. Saatler için fosforlu kadranlar. | Open Subtitles | المصابيح الكاشفة الأوجه المضيئة للساعات |
| Bu fosforlu ama. | Open Subtitles | هذه فوسفورية |
| fosforlu bantı olan ceket giymek akıllıca. | Open Subtitles | من الذكاء أن تشتري معطفاً بأحزمة عاكسة |