| Tek bir göksel Varlık'ın böyle bir girişime yetecek gücü yoktur. | Open Subtitles | السماوية واحدة لا تملك ما يكفي من القوة لمثل هذه المؤسسة. |
| Gezegenimizin fiziksel görüntüsünün ardında, bazı çok ünlü göksel imgeler kesişimlerdir. | TED | وأبعد من المناظر الطبيعية الموجودة على كوكبنا، تمثل بعض الصور السماوية الأكثر شهرة التقاطعات. |
| Bu onun, göksel havâlimizdeki en büyük nesne ve en güçlü kütleçekim etkisine sahip olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | أي أنها أكبر الجيران السماوية لنا صاحبة أكبر تأثيـر للجاذبية |
| Hiç bir insan ya da k öpeğin görmediği göksel olaylara tanık oluyoruz. | Open Subtitles | نحن نشهد أحداث سماوية لا شخص، أو كلب، رأها من قبل |
| Güneyin göksel kutbunu gördünüz, galaksi yükseliyor. | TED | سترون القطب السماوي الجنوبي، سترتفع المجرة. |
| Hepsi bu uzak, göksel buz makinesi sayesinde... | Open Subtitles | .جائت كلها من ماكينة صنع الثلج السماوية هذه |
| Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, ...hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, ...kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır." | Open Subtitles | بأن لا نقوم به حفيف ضد اللحم والدم أو ضد إمارات القوى "وضد المضيف الروحي في هذه الأماكن السماوية" |
| Eski astronot Rusty Schweickart ilk elden göksel objelerin ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyor. | Open Subtitles | رائد فضاء سابق يدعى "روستي شويكارت" هو أول من أدرك مدى خطورة الأجرام السماوية |
| Hiçbiri göksel Varlık genlerini taşımadı. | Open Subtitles | لم يكن أحد منهم يحمل الجينات السماوية. |
| Bu aşk beni meraklı, yıldızları izleyen genç kızdan, göksel keşfi yakından takip eden profesyonel bir astrofizikçiye dönüştürdü. | TED | هذا الحب حولني من فتاة صغيرة فضولية تحب التديق بالنجوم الى عالمة فيزياء فلكية محترفة، مهتمه فيما يخص الاكتشافات السماوية . |
| 1543 yılında, Nicholas Copernicus (Kopernik) "göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine" adlı eserini yayımladı ve Dünya'yı merkezden çıkarıp Güneş'i Güneş Sistemi'nin merkezine koyarak çok küçük bir kısmını oluşturduğumuz çok daha büyük bir evrene gözlerimizi açmamızı sağladı. | TED | ففي عام 1543 ، نشر "نيكولاس كوبيرنيكوس" كتابه بعنوان " الثورات من الكرات السماوية" وبوضع الكرة الأرضية خارج المركز ، ووضع الشمس في وسط المجموعة الشمسية ، كان قد فتح أعيننا لكون أكبر بكثير ، والذي نشكل منه جزءا بسيطا. |
| İşte burada, göksel mumun. | Open Subtitles | هـاهي ... شمعتك السماوية |
| ♫ [anlaşılmıyor] dünya dışından, göksel manzara ♫ ♫ O günlerde, piramitlerde oturup meditasyon yapardım ♫ ♫ Kafamda fır dönen iki mikrofonla ♫ ♫ Bakalım hala dinleyebilecek miyim ♫ ♫Neye sırıttığını görebilecek miyim♫ ♫Sınıfın arka sıralarındakilere öğretiyorum♫ ♫İlahi mesajı♫ ♫Aslında öyle değil, çünkü basit tutmak zorundayım♫ | TED | ♫النورانية .. خارج الارض ..مشهد السماوية ♫ ♫قديماً .. كنت اجلس في الاهرامات واتأمل♫ ♫واضع سماعتين في أُذني ♫ ♫لأرى ما اذا كانت استطيع الاستمرار في التأمل .. واصدر بعض الاصوات♫ ♫لأرى ما الذي يجعلك تبتسم ..♫ ♫كنت اعلم الاطفال في المدرسة ♫ ♫عن كيفية التنبؤ بالكوارث ♫ ♫وكنت لا انجح .. لانني اقوم بذلك مبتسماً ♫ |
| "göksel ruhumun tapınağı ve... | Open Subtitles | الى السماوية |
| Birbirleri etrafında dönüyorlar ve göksel bir savaş pozisyonunda kilitlenmişler. | Open Subtitles | يدورون حول بعضهم متشابكين في مواجهة سماوية |
| Dragon Yıldız'ına, Kış Kraliçesi'nin göksel Kuşağı'na. | Open Subtitles | لنجم التنين و سماوية الحزام لملكـــــــــــة الشتاء |
| Aslında burada göksel bir mum olması gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كانت، كان يفترض أن تكون شمعة سماوية |
| İşte bu yüzden bu gece onun göksel doğum gününü kutlayacak havamda değilim. | Open Subtitles | ولهذا لا أشعر أني في مود الأحتفال بميلادها السماوي اليوم |
| göksel gizemin başladığı yer. | Open Subtitles | في هذا المكان بدأ اللغز السماوي بالتجلي |