| Bu mürettebatın her biri zaten iki kez gönüllü oldu. | Open Subtitles | كل فرد من هذا الطاقم سبق و أن تطوع مرتين |
| Evan, Helping Eyes Initiative'in iki haftalık çalışması için gönüllü oldu. | Open Subtitles | تطوع ايفان ليكون جزءا من مبادرة عيون العون، دراسه لمده أسبوعان |
| Millet, şu anda doğum gününde DJ olmak için birisi gönüllü oldu. | Open Subtitles | يا جماعة، أحد ما قد تطوع بأن يكون منسق أغاني أعياد الميلاد |
| 30 yaşındaki bu kadın beyin hasarı olan ve gece gündüz ağlayan dört aylık bir bebeğe bakmak için gönüllü oldu. | Open Subtitles | هذه المرأة عمرها ثلاثون سنة تطوعت لتعتني بطفل عمره أربع شهور مصاب بدماغه, ويصرخ ليلاً ونهاراً |
| Ve yine, dünya çapında sürdürdüğümüz, A.B.D. 'de de yürüttüğümüz öncü bir çalışmada gönüllü oldu. | TED | ومرة أخرى، تطوّع لدراسة محوريّة نقوم بها في جميع أنحاء العالم، أيضا في الولايات المتحدة |
| arıyorduk. 75 kişi gönüllü oldu, kişilik testleri yaptılar. | TED | 75 شخصا تطوع للمشاركة، وتقدموا لاختبارات كشف الشخصية. |
| Binbaşı Shears, bana köprüyü uçurmaya yardımcı olmaya gönüllü oldu. | Open Subtitles | لقد تطوع توه للعودة معى ومساعدتى لتفجير جسر كواي |
| Gerek kalmadı. Kendisi gönüllü oldu. Hangi oyuncu olmaz? | Open Subtitles | لم اضطر لذلك هو تطوع اي ممثل كان سيتطوع؟ |
| Kale inşaatı için 39 kişi burada kalmaya gönüllü oldu. | Open Subtitles | لقد تطوع تسعة و ثلاثون رجلاً للبقاء هنا و بناء قلعة |
| O çoktan gönüllü oldu.En yakın gezegene geçit yoluyla gideceksiniz,.. | Open Subtitles | لقد تطوع بالفعل. سيتم تسفيرك الى أقرب كوكب, |
| - Bazılarımız bu görev için gönüllü oldu. | Open Subtitles | كما تعلمين , البعض منا تطوع حقاَ لهذه المهمة |
| Daha iyi olabilir diye düşünüp yardım etmek için gönüllü oldu. Çok kısa bir zamanda da bir gösterinin müzik yönetmeni bir diğerinin ise yönetmeni oldu. | Open Subtitles | لذا تطوع لتقديم المساعدة وسرعان ما أصبح المخرج الموسيقي للعرض |
| Patronum, banka personelinin yardımcı olması için kilisedeki eşya satışına gönüllü oldu. | Open Subtitles | تطوع رئيسي مع موظفي البنك للمساعده في بيع متفرقات في الكنيسه |
| Onu tedavi edecek kaynaklarımız yoktu. Denek olmak için gönüllü oldu. | Open Subtitles | افتقرنا للموارد التي تخولنا علاجه، لذا تطوع ليكن مشروع اختبارنا |
| Yardıma ihtiyacımız olduğunu söylediğimde, gönüllü oldu. | Open Subtitles | ،وأخبرتها أننا قد نحتاج لمن يساعدنا وهي تطوعت |
| Gidecek birini bulamadığım için gönüllü oldu o kadar. | Open Subtitles | تطوعت فقط لأني لم يكن عندي أي أحد أذهب معه |
| Evet, sanırım o aynı zamanda Matty'nin dizinin dibinde olmak için de gönüllü oldu. | Open Subtitles | نعم، أعتقد بأنها تطوعت أيضاً لتكون قطعته الجانبية الجديدة. |
| Sonrasında, paraşüt prototip deneyleri için gönüllü oldu. | Open Subtitles | بعد ذلك، تطوّع لاختبار المظلات التجريبية. |
| Sonrasında, paraşüt prototip deneyleri için gönüllü oldu. | Open Subtitles | بعد ذلك، تطوّع لاختبار المظلات التجريبية. |
| - Emilie klinikte çalışmaya gönüllü oldu! | Open Subtitles | ايميلي سوف تتطوع للعمل في العياده الطبيه |
| Hayır. Aslında kız kardeşin bu iş için gönüllü oldu. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة، أختك تطوّعت لذلك العمل |
| Sosyal hizmetlerden Cynthia, bu gece ben işteyken seninle oturmaya gönüllü oldu. | Open Subtitles | " وتطوعت عاملة قضيتك " سنثيا للجلوس معك الليلة وأنا في العمل |
| Adam sıkıntımız yok. Yetmiş beş kişi gönüllü oldu. | Open Subtitles | لا أحد متخاذل 75 رجلا وضعوا أسمائهم للإقدام على هذا العمل |
| Bir ülke çoktan kendi yüksek mahkemesinin, oradaki yeni tüzel sistem için son temyiz mahkemesi olmasına gönüllü oldu. | TED | احدى الدول قامت بالتطوع لجعل محكمتها العليا ان تكون هي محكمة الاستئناف في النظام القضائي هناك. |
| Troy ve Cindy sana yardım etmek için gönüllü oldu. | Open Subtitles | (ما أقصده هو أن (تروي) و(سيندي تطوعا لمساعدتك |
| Adamlardan bazıları nöbet tutmak için gönüllü oldu. | Open Subtitles | بعض الرجال تطوعوا لمهمة الحراسة. |