| - Biriyle görüşmem gerekiyor. - Kutlama yaparız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ـ يجب عليّ مقابلة أحد ـ ظننت إننا كنا سنحتفل |
| Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı. | TED | الاجتماع الذي اتضح بأنه مقابلة إنهاء خدمتي. |
| İş görüşmem var ve halime bak. | Open Subtitles | وبالاضافة لذلك لدي مقابلة توظيف وعلي ان اذهب بهذا الشكل |
| 3 dakika geciken bir telefon görüşmem var ve dürüst olmak gerekirse... | Open Subtitles | لديّ مكالمة اجتماع كما تعلمين وأنا متأخر عنها 3 دقائق، لأكن صريحاً.. |
| Ama gidip yönetmenle görüşmem lazım. Şu işi hızlıca halledelim. Tamam. | Open Subtitles | بس لازم أروح أقابل المخرج ده فعايزين نخلص الموضوع ده بسرعة |
| Bir bilim adamı ile görüşmem var. Bunun için Rusya'ya döneceğim. | Open Subtitles | انا لقاء مع عالم عندما أكون مرة أخرى في روسيا و |
| Bugün beni biri aradı. Bir oyun dizayn firmasıyla iş görüşmem olacak. | Open Subtitles | تلقيتُ اتصالاً اليوم، لدي مقابلة عمل في شركة تصميم الألعاب |
| Raheem, biliyorsun bugün iş görüşmem var. | Open Subtitles | رحيم هل تعلم يوجد لدي مقابلة وظيفة هذه الصباح؟ |
| Bir iş görüşmem var demiştim. | Open Subtitles | اتذكرين اني قلت لك انه كانت لدي مقابلة عمل ؟ |
| 1 0 dakika sonra bir görüşmem var ve biraz önce soyuldum. | Open Subtitles | ـ ربما يمكنني مساعدتك ـ لدي مقابلة عمل بالشارع المقابل خلال عشر دقائق |
| Önemli bir görüşmem var. | Open Subtitles | كيف حالك يا صديقي ؟ ؟ في عجلة , لدي مقابلة هامة |
| Bu da okul psikologuyla görüşmem gerekecek demek ve o da beni tehlikeli garip biri filan diye damgalayacak. | Open Subtitles | و الذي يعني أنه سيكون عليَّ مقابلة الطبيب النفسي للجامعة و الذي سيصنّفني كغريبة أطوار خطرة أو ما شابه... |
| İş yerinde gürültü yapmayacaksın gerçekten çok önemli bir görüşmem var. Tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكنك اصدار ضوضاء فى المكتب لدى اجتماع مهم حقاً، افهمت ؟ |
| Kimya asistanı ile görüşmem olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | لقد نسيت, لديَّ اجتماع مع استاذي للكيمياء. |
| Oh, evet, bence de en iyisi bu. Evet, benimde sabah erken bir görüşmem vardı. | Open Subtitles | هذا في الحقيقة أفضل، عندي اجتماع مبكر للمسابقة |
| Matematiği yaparım, fakat şu lanet olası terapistlerle görüşmem. | Open Subtitles | حسناًً, سوف أعمل على الرياضيات لكن لن أقابل أى من هؤلاء المعالجين |
| Hayır, olamaz. Adamla bankada görüşmem var. | Open Subtitles | لا, لا أستطيع فلدى لقاء مع الرجل فى البنك |
| Chuck, nasıl bir oyun oynuyorsun bilmiyorum ama, görüşmem bir saat içinde olacak. | Open Subtitles | تشاك , لا أعرف أية لعبة تلعبها لكن مقابلتي بعد ساعة |
| Gidip patronumla görüşmem gerek ama sonra seni almaya gelirim. | Open Subtitles | علي أن اذهب لمقابلة رئيستي ولكن سأعود لاصطحابكِ بعد ذلك |
| Beni okula bırakacak mısın? Bugün dört farklı görüşmem var. | Open Subtitles | حسناً ، لدى أربعة مقابلات شخصية ، ايهم ارتدى ؟ |
| Benim FBI görevlisiyle görüşmem gerek. | Open Subtitles | أنا .. أريد التحدث مع مندوب مكتب التحقيقات الفيدرالي |
| Başkanla görüşmem gerekiyor, hala deniyorum, hala deniyorum. | Open Subtitles | أني سأقابل السيد الرئيس و أنا لا زلت أحاول ، لا زلت أحاول |
| Borç için görüşmem gereken adam senmişsin diye duydum. | Open Subtitles | سَمعت أنك الرَجل الذي يجب أن أقابله بشأن دَين |
| Kalıp, sohbet etmek istedim ama, uydu görüşmem var. | Open Subtitles | سأود أن أظل وأدردش معكم , ولكن لدي مقابله عبر الأقمار الصناعيّه |
| Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama yarın sabah seninle görüşmem gerekiyor. | Open Subtitles | أسفة على الإتصال بوقت متأخر لكن من الضروري أن أجتمع معكِ في الصباح |
| Bu akşam bir görüşmem var. Ona merak etmemesini söyleyin. | Open Subtitles | لدي إجتماعٌ مع أحدهم هذه الليلة، أخبروه انني بخير |
| Bugün Butch, Channing ve Donnie ile birebir görüşmem lazım. | Open Subtitles | سأجتمع على انفراد بـ(باوتش) و(شانينغ) و(دوني) اليوم |
| - Sizinle görüşmem gereken bir şey var. | Open Subtitles | أنتتعملمتأخراً هُناك شيئاً اريد مناقشته معك |