| Aylar ve yıllar geçti, düzinelerce kabileyle görüştük ve bu kalıntıları evlerine götürmeye çalıştık. | TED | بعد شهور وثم سنوات، تقابلنا مع مجموعات من القبائل. لنكتشف كيف نعيد هذه الرفات لوطنها. |
| Biliyor musun, daha önce de görüştük biz, tam olarak bu odada hem de. | Open Subtitles | أتعرف؟ ، لقد تقابلنا من قبل في هذه الغرفة |
| İlaç finansmanı ve risk sermayesi konusunda uzman yüzlerce kişi ile görüştük | TED | تحدثنا إلى مئات الخبراء في مجال تمويل الأدوية ورأس المال الاستثماري. |
| ilaç geliştirmiş kişilerle görüştük. | TED | تحدثنا إلى الأشخاص المختصين بتطوير الأدوية. |
| Bugün o bilgisayar kaydındaki herkesle görüştük. | Open Subtitles | لقد قابلنا كل شخص سجل دخول من هذا الحاسب اليوم |
| Bir taşıyıcı anne ajansıyla görüştük ve, bize söylediği fiyatları duysan inanamazsın. | Open Subtitles | لقد التقينا بوكالة تأجير الأرحام و لا يمكنكِ أن تتصوري مدى تكاليفهم |
| Bir araştırma hakkında görüştük. Araştırma, çocukların oyun oynarken daha rahat risk aldıklarını gösteriyor. | TED | ناقشنا البحث، وظهر أن الطلاب شعروا بالراحة بالمخاطرة أثناء اللعب. |
| Babasına olanlar konusunda korktuğundan son zamanlarda birkaç kez görüştük. | Open Subtitles | حسنا,لقد إلتقينا هناك مرتين مؤخرا عندما كانت خائفة حقا بخصوص ما كان يجري بينها و بين والدها |
| Ailenin geçmişini konuşmak için birkaç kez görüştük. | Open Subtitles | لقد تقابلنا عدة مرات لنناقش تاريخ العائلة |
| Biz Amerika'da görüştük mü? Görüşmediğimizi söylemiştin? | Open Subtitles | اذاَ لقد تقابلنا فعلا فى امريكا فكرتك قلت اننا لم نفعل |
| O gün seninle görüştük ve arabadaydım. | Open Subtitles | تقابلنا هذا اليوم وكنت انا فى السيارة. |
| Carnegie Mellon'daki bilgi güvenliği ofisiyle görüştük ve gerçek şifreleri alabilir miyiz diye sorduk. | TED | لذا تحدثنا إلى مكتب أمن المعلومات بجامعة كارنجي ميلون وسألناهم إذا كان بمقدورنا امتلاك كلمات المرور الحقيقية للجميع |
| -Prince William adındaki barın barmeni ile görüştük. | Open Subtitles | تحدثنا إلى نادل من مكان يسمى الأمير وليام الحانة. |
| Bak Max, Original Cindy ve ben konuyu görüştük. | Open Subtitles | لذا ، ماكس ، سيندي الأصلية وأنا تحدثنا وإنتهينا إلى أمر |
| Sevdiğim çorba yok muymuş? Hayır, daha yeni bir taşıyıcı anneyle görüştük ve şansımız yoktu. | Open Subtitles | لا انا مستاءة لأننا قابلنا للتو أم بديلة اخرى و لم يحالفنا الحظ |
| Önce destek grubunda ve sonra da birkaç kez görüştük. | Open Subtitles | فى البداية , فى مجموعة دعم. ثم قابلنا بعضنا عدة مرات. |
| Ülkeyi dolaştık, mimarlar ve planlamacılarla görüştük. | TED | سافرنا عبر البلد التقينا بالمهندسين المعماريين والمخططين. |
| Cape Town şehrinde uzlaştık ve orada bir hafta boyunca görüştük. | TED | فقررنا أن نتقابل عند مدينة كيب تاون، وهناك التقينا لمدة أسبوع واحد. |
| Hepimiz bunu görüştük. En iyisi bu. | Open Subtitles | جميعنا ناقشنا الموضوع وذلك هو الافضل للكل |
| Pek iyi değil. Sadece bir kez görüştük. | Open Subtitles | مطلقاً ، فقد إلتقينا مرة فحسب.. |
| Bak, 94 tane insanla görüştük, ...ve hiçbirşey yok elimizde. | Open Subtitles | اسمعي، الحقيقة أننا استجوبنا 94 شخصاً، ولمْ نجد شيئاً نستدلّ به. |
| İkinci kurbanın kız arkadaşıyla görüştük ve intihar kaydını ona dinlettik. | Open Subtitles | لقد تكلمنا لصديقة الضحية الثانية و قمنا بتشغيل مذكرة الأنتحار لها |
| Sonra da tatilde görüştük. | Open Subtitles | وبعدها قابلناهم في العطلة |
| Mansfield'le termal temizliği iptal etmesi için görüştük. | Open Subtitles | فقط أمزح لقد اتصلنا بمانسفيلد ليوقف التطهير الحراري |
| O zamandan sonra ikimiz de birçok insanla görüştük. | Open Subtitles | و واعدنا العديد من الناس منذ ذلك الوقت |
| Yemek şirketiyle görüştük. | Open Subtitles | إتصلنا بشركة توريد الأطعمة وليس لهم سجلات |