| Görünen o ki, bu bıyıklı tüy yumağı Prens değil. | Open Subtitles | حسنا، من الواضح إن ذلك الماكر ليس الأمير أنت أبله |
| Görünen o ki tepki alabilmek için fikrini belirtmesi yetiyor. | Open Subtitles | من الواضح ، أنها تعبر عن رأيها لأثارة ردة الفعل |
| Demek ki Görünen o ki baya genç olduğum . | Open Subtitles | أعني، على ما يبدو أنني صغيرة جداً على هذه الحفلات |
| Neden? Görünen o ki şirket kurallarına uymakta pek başarılı değilim. | Open Subtitles | على ما يبدو , أنني لستُ جيداً كثيراً بالتزام خطّ الشركة |
| Bir karısı var, ve Görünen o ki, kimse fotoğrafını çekememiş. | Open Subtitles | انه متزوج، ولكن يبدو انه لا احد يملك أي صورة لزوجته |
| Carpe diem... Bugünü yaşa. Görünen o ki bunu oğlumuza öğretememişiz. | Open Subtitles | عِش يومكَ، وأنتهز الفرصة من الواضح أنني لم أعلّم ذلك لإبني |
| Görünen o ki; asıl katili korumak için yalan söylüyor. | Open Subtitles | فلماذا اعترفت؟ من الواضح أنها تكذب للتغطية على القاتل الحقيقي |
| Görünen o ki işler senin için gayet iyi gitmiş. | Open Subtitles | حسناً، من الواضح بأن الأمور تحسنت بالنسبة لك بشكل جيد. |
| Görünen o ki garsonlara karşı aşırı teşekkür ediciyim ama kesinlikle bana yakın olanlara yeterince teşekkür etmiyorum. | TED | من الواضح أنني شاكرة قهرية للنادلات والنوادل لكن بالتأكيد لا أشكر بالقدر الكافي الناس القريبة مني. |
| Ama Görünen o ki, biraz borç takıyor. | Open Subtitles | لكن من الواضح أنه جلب على نفسه بعض الديون. |
| Ve Görünen o ki bu doktoru etkilememiş, çünkü bana bir kutuda yaşadiğimi ve yaş meselesine kafayi taktiğimi söyledi. | Open Subtitles | و على ما يبدو ليس كفاية لإثارة اعجاب الطبيب و الذي يقول أني أعيش بتحفظ لأني أهتم قليلاً بفارق السن |
| Görünen o; ve burada oluşundan yola çıkarak buraya bir şey geldi diyebilirim. | Open Subtitles | نعم على ما يبدو ونظراً لكونكِ هنا فأظن أنَّ شيئ ما عبر خلالها |
| Ve şimdi Görünen o ki, babasının günahlarını almış durumda. | Open Subtitles | والآن على ما يبدو ان خطايا الأب, قد ورثها الأبن. |
| Görünen o ki bunların hepsi evrensel bir dilin parçası. | TED | إنهم جميعا جزء من لغة عالمية، على ما يبدو. |
| Will kesinlikle onlarla ve Görünen o ki, sorunsuz hareket edebiliyor. | Open Subtitles | ويل حتما معهم و يبدو انه يمكنه ان يتحرك بدون مشكلة |
| Görünen o ki, Şili iki badire atlatmış. | TED | لذا يبدو أن شيلى ضربت عصفورين بحجر واحد. |
| Görünen o ki, bilgisayarlar görüntü tanımada sinir ağları gibi algoritma öğrenen makineler sayesinde, hızla daha iyiye gidiyorlar. | TED | وكما تبيّن لاحقًا، فإن أجهزة الكمبيوتر تصبح أفضل في التعرف على الصور بفضل خوارزميات تعلم الآلة، مثل الشبكات العصبية، |
| Görünen o ki o binadaki başka bir laboratuardan bir şey çalınmış. | Open Subtitles | اتّضح أنّ هناك شيء آخر سُرق من مُختبر آخر في ذلك المبنى. |
| Görünen o ki, kuzeyli komedyenler dünyanın en hızlı insanları. | Open Subtitles | صانع المجلات هو أسرع رجل في العالم كما إتضح لنا |
| Görünen o ki, eğer dünyayı okumak istiyorsanız, bunu ön yargısız bir şekilde yapmak istiyorsanız, dünya size yardım ediyor. | TED | تبين أنه، إذا كنت تريد قراءة كتب من أنحاء العالم، إذا كنت تريد مواجهة شيء بعقل منفتحٍ، سيقوم الجميع بمساعدتك. |
| Arkadaş olabileceğimizi sandım ama Görünen o ki yapamıyorsun. | Open Subtitles | اعتقدت انه يمكننا أن نكون أصدقاء ولكن لا يمكن هذا كما هو واضح |
| Görünen o ki hatırı sayılır kuvvette bir güçle başetmek zorundasınız. | Open Subtitles | ومن الواضح أن انك تتعامل مع بعض قوة كبيرة ملحوظة. |
| Görünen o ki, sırrın neredeyse ortaya çıkacağı zamanlar olmuş. | Open Subtitles | على مايبدو انه هناك اوقات عندما قارب السر على الانكشاف |
| Fakat sessizlik, bugünlerde oldukça nadir bir şey ve sağlığımız açısından, hepimiz onun için para ödüyoruz -- Görünen o ki şaşırtıcı derecede yüksek bir fiyat. | TED | ولكن الصمت سلعة نادرة جدًا هذه الأيام، وندفع جميعًا ثمن ذلك من صحتنا. وهو ثمن كبير بشكل مدهش، كما اتضح لاحقًا. |
| Bazı kusurlar, çünkü Görünen o ki, birileri düzinelerce Americalıyı takip ediyor. | Open Subtitles | لابد من خلل يا له من خلل لأنه على ما يبدوا شخص ما يتتبع بشكل غير قانوني الكثيرين في |
| Görünen o ki baba başka bir yerde yemeğe davetli. | TED | ويبدو الأب قد تلقى دعوة لتناول العشاء في مكان آخر. |
| Görünen o ki üst banyoda, mısır'ın da dâhil olduğu talihsiz bir kaza yaşanmış. | Open Subtitles | يَبدو أنه كان هناك حادثة مؤسفة في دورة مياهـ الطابق العلوي |