| Önemsiyordu, ya da en azından gördüğüm en iyi önemsemiş takdilini yapıyordu. | Open Subtitles | او على الاقل ادى افضل تقليد لشخص يهتم فعلاً رأيته في حياتي |
| Affedersin dostum ama bu hayatımda gördüğüm en gülünç uyuma kıyafeti. | Open Subtitles | آسف يارفيق ، ولكن هذه أسخف ثوب نوم رأيته في حياتي. |
| Dişlerinin arkasında diş çıkan anaokulu öğrencilerinden sonra gördüğüm en havalı şeydi. | Open Subtitles | أذهل الأمور التي رأيتها قط هي أطفال الروضة بأسنان تنمو خلف أسنانهن |
| Harika bir tenisçisin ve de hayatımda gördüğüm en kötü sürücüsün. | Open Subtitles | إنك لاعبة تنس ماهرة إنك أسوأ سائقة سيارة رأيتها في حياتي |
| Hayatımda gördüğüm en saçma şey bu. | Open Subtitles | ذلك الشيءُ الأكثر ضحكاً أنا أَبَداً رَأيتُ. |
| Bu gördüğüm en etkileyici ikinci ödül. | Open Subtitles | هذا ثاني كأس مثير للإعجاب رأيته على الإطلاق |
| Tüm samimiyetimle söylüyorum ki bu bina gördüğüm en olağanüstü yapı. | Open Subtitles | حسناً، بكل صدق، هذا اجمل بناء رأيته في حياتي على الاطلاق |
| Sadece 12 yaşındayım ama hayatım boyunca gördüğüm en üzücü sahneydi. | Open Subtitles | انا في الثانية عشر ولكن هذا اتعس شيء.. رأيته في حياتي |
| Bu muhtemelen gördüğüm en kötü ve en muhteşem şey. | Open Subtitles | عجباً، هذا على الأغلب أسوأ وأروع شيء رأيته في حياتي. |
| Hayatımda gördüğüm en derin kırmızı su altında yaşar. | TED | اللون الأحمر القاني الأكثر عمقًا الذي رأيته في حياتي يوجد تحت الماء. |
| Hayatımda gördüğüm en tehlikeli ortam, ben geride başka bir adamla sepetleri bağlıyorum. | TED | هذه من أعظم البيئات الخطرة التي رأيتها في حياتي، وعدت مع الرجل، واقوم بسلخ هذه الاسماك |
| Asya'da gördüğüm en güzel yerler Sri Lanka ve Bali'ydi. | TED | أجمل المناظر الطبيعية التي رأيتها في آسيا كانت في سريلانكا وبالي. |
| Rahmetli annen, şimdiye kadar gördüğüm en büyük popoya sahipti! | Open Subtitles | أمك رحمها الله كانت لها أسمن مؤخرة رأيتها في حياتي |
| Bu gördüğüm en güzel salon, belli ki kusursuz bir zevkin var. | Open Subtitles | هذه أجمل دار رأيتها في حياتي من الواضح أنك تمتلك زوقاً رفيعاً |
| Hayatımda gördüğüm en kötü sessiz sinema oyuncularısınız. Tanrım. | Open Subtitles | أنت إثنان أسوأ لاعبي الحزوراتِ أنا أَبَداً رَأيتُ. |
| Ama o hiçbir şey, gördüğüm en berbat şeydi. | Open Subtitles | لكن لا شيءَ، هو كَانَ أسوأَ مِنْ أيّ شئِ أنا أَبَداً رَأيتُ. |
| Söylemeliyim ki, sen gördüğüm en işlevsel körsün. | Open Subtitles | يـنبغي أنْ أقـرّ أنتَ أكـثر شخص أعمى بأعلى مهارة رأيته على الإطلاق |
| Hayatımda gördüğüm en küçük 2,5 m.'lik ayı bu. | Open Subtitles | هذا أصغر دب ثلجي بمقاس ثمانية أقدام قد رأيته في حياتي |
| Dünyayı dize getirdim Fisher. Kısa ve kıvırcık. Bu, gördüğüm en beceriksiz polis işi. | Open Subtitles | أنا أملك العالم من خصيتيه يا فيشر. لقد كان هذا أكثر عمل شرطة أخرق شاهدته في حياتي. |
| Ömrümde gördüğüm en tuhaf görünüşlü grup. | Open Subtitles | هؤلاء اكثر مجموعة ذات مظهر غريب لاقتني في حياتي |
| - Tina, ... gördüğüm en güzel gözlere sahipsin. | Open Subtitles | أجمل عيون قد رأيتها من حوالى من خمسة الى عشر سنين |
| Ama Lanie bugüne dek gördüğüm en hezeyanlı, en kendiyle meşgul en benmerkezci kadınsın. | Open Subtitles | أنك أكثر إنسانة موهومة ومتورطة نفسيا وذاتية و أنانية قابلتها فى حياتي |
| Hayatımda gördüğüm en güzel şeysin. | Open Subtitles | أنك أجمل فتاة سبق وأن رأيتها في حياتي |
| Sen şuana kadar gördüğüm en iğrenç kazazadesin! | Open Subtitles | فأنت النوع الأكثر قرفا من الناجين الذين رأيتهم فى حياتى |
| Muhemelen bu hayatımda gördüğüm en karanlık geceydi. | Open Subtitles | ثم تحولت إلى ربما واحدة من أكثر الليالى التى رأيتها فى حياتى أعتاماً |
| Bu kesinlikle hayatımda gördüğüm en çirkin burun. | Open Subtitles | ذلك بالتأكيد الأنف الأقبح أنا أبدا رأيت في حياتي. |