| Gözlerimle gördüğüm, o yerlerde sürünen yaratık. | Open Subtitles | ذلك المخلوق المضحك المقزز الذي رأيته الآن يزحف على الأرض. |
| gördüğüm o garip parmaklarıyla bilgileri insanların beyinlerinden emen bir büyücü türü. | Open Subtitles | إنهم سلالة من المشعوذين يستنزفون المعرفة من عقول الناس بإصبعهم الغريب الذي رأيته |
| gördüğüm o geleceğin gerçekleşmemesi için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و أنا أحاول بكل جهد الحرص أن المستقبل الذي رأيته لا يحدث |
| Ben sadece, bugün gördüğüm o bileziği almak istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط شراء هذا السوار الذي رأيته اليوم في المدينة في دكان المجوهرات الصغير. |
| İnsanlar hayallerle yaşayabilir ama sende gördüğüm o öfke. | Open Subtitles | يمكن للناس تعلّم التعايش مع الأوهام لكنّ الغضب الذي رأيته فيك |
| Şehir halkının gözlerinde gördüğüm o korkuyu görmezden gelemeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | علمتني أنه لا يمكنني تجاهل الآلم الذي رأيته في عيون أهالي المدينة. |
| Rüyamda gördüğüm o kişiyi hatırlamama yardım edecek. | Open Subtitles | أشعر أنّني لو أكلت هذا قد أتذكر الشخص الذي رأيته في حلمي |
| Bugün gördüğüm o herifi sevdim. | Open Subtitles | أحببت ذاك الرجل الذي رأيته فيك اليوم. |
| Öldüğümde gördüğüm o ışığın ortasında bekliyor şu an. | Open Subtitles | هي تقف في النور الذي رأيته حينما مِتُّ |
| Laboratuvarında bugün gördüğüm o herif. | Open Subtitles | الشخص الذي رأيته في مختبرك هذا اليوم |
| - Yanında gördüğüm o çocuk ne oluyor o zaman? | Open Subtitles | وماذا عن الفتى الذي رأيته برفقتك؟ |
| - gördüğüm o bütün pislikleri unutmam gerek. - Olmaz, Jim... | Open Subtitles | ـ أريد أن أنسى الهراء، الهراء الذي رأيته ـ لا، (جيم) |
| gördüğüm o sahne çok iyiydi. | Open Subtitles | المشهد الذي رأيته كان رائعاً. |
| Rüyamda gördüğüm o adamı. | Open Subtitles | الذي رأيته في حلمي |
| Ayrıca Monterey'de gördüğüm o yaratık bu işten asla yorulmaz. | Open Subtitles | لكن الوحش الذي رأيته في (مونتيري) لن يمل أبدًا من هذا العمل. |
| Yanında gördüğüm o adam da... | Open Subtitles | -وذاك الرجل الذي رأيته معه .. |