| Cleo'yu anlıyorum ve onunla ilgili gördüğüm tek şey sadece kemikleri. | Open Subtitles | إنها الحقيقة أنا أفهم كليو, و عظامها هي كل ما رأيته حتى الأن |
| Orada her kim üstüme atladıysa gördüğüm tek şey bana doğru uçan bir yumruktu. | Open Subtitles | الشخص الذي رماني من ذلك الزقاق كل ما رأيته هو سمكة متجهة حولي |
| Etrafımda gördüğüm tek şey kukularını kıvırtmayı öğrenen çıtır kızlar. | Open Subtitles | كل ما اراه هو فتيات صغيرات يتعلموا كيف يحركوا انفسهم |
| Otuz yıl sonra gördüğüm tek şey hiçbir yere gitmeyen tozlu bir yol. | Open Subtitles | بعد 30 عاماً.. كل ما أراه هو طريق ترابي يذهب إلى العدم |
| Bir buçuk gündür yaptığını gördüğüm tek şey bu. | Open Subtitles | هذا كل ما رأيتك تفعلينه خلال اليوم و نصف |
| Üniformaya bakınca gördüğüm tek şey hüzün oluyor. | Open Subtitles | الحزن.. هذا ما أراه في البزة الرسمة |
| Sana baktığımda gördüğüm tek şey bu bilesin. | Open Subtitles | عندما أنظر إليكِ ، فهذا كلّ ما أراه إعلمىذلكفحسب، |
| Şu ana kadar gördüğüm tek şey çok istekli bir düğün partisi. | Open Subtitles | كل ما رأيته حتى الآن هو حفل زفاف مفرط فى الحماس |
| Bunun şansla alakası yok, gördüğüm tek şey bu arabalardan herhangi birini alamayacak olan biri. | Open Subtitles | الحظ لا يتعلق بهذا , كل ما رأيته هو شخص لن يشتري أحد السيارات |
| Sana bağlandığımda gördüğüm tek şey öfke problemleri ve kadınlara yönelik sahip olduğun tartışılabilir zevk. | Open Subtitles | كل ما رأيته حين استقويت بك كان مشاكل تحكّم في الغضب وذوق في النساء مشكوك فيه. |
| Cidden, hippinin birinin sigara sarması geldiğimden beri gördüğüm tek şey. | Open Subtitles | حرفيًا كل ما رأيته منذ قدومي هنا هو شاب ما يلف السجائر |
| Orada gördüğüm tek şey hatalar! | Open Subtitles | كل ما رأيته هناك كان أخطاء |
| - Sonra da gördüğüm tek şey Jocelyn oldu. | Open Subtitles | وبعد ذلك كل ما رأيته كان (جوسلين) |
| gördüğüm tek şey öldürmek istediğim bir Atreides. | Open Subtitles | كل ما اراه اتريدس هو ما اود قتله |
| Şimdi ise gördüğüm tek şey bir adam. | Open Subtitles | والان كل ما اراه هو الاسمتا |
| - Ayrılalım. - gördüğüm tek şey atlar. | Open Subtitles | لنفترق كل ما اراه خيول - |
| Ben bu odaya baktığımda, gördüğüm tek şey, seçimler. | Open Subtitles | أنا أنظر في هذه الغرفة و كل ما أراه هو الخيارات |
| gördüğüm tek şey müşterimle gidip arkamdan iş çevirmiş olman. | Open Subtitles | كل ما أراه أنك هربتَ مع أحد زبائني وبدأتم لعبة جديدة خلف ظهري |
| Ama sende gördüğüm tek şey, bir Qureshi olmandı. | Open Subtitles | لكن كل ما رأيتك عليه , كان من طبائع المسلمين . . |
| gördüğüm tek şey, büyük ıslak bir tokat! | Open Subtitles | ما أراه هو صفعة ثلجيّة عملاقة على الوجه. |
| Üniformaya bakınca gördüğüm tek şey hüzün oluyor. | Open Subtitles | هذا ما أراه في البزة الرسمة |
| Çünkü gördüğüm tek şey boklar. | Open Subtitles | لأنِّي كلّ ما أراه هو أشخاص وضيعين |