| "İlginç görünüyor. Ama şu veya bu sebeple bana göre değil." | Open Subtitles | يبدو مشوقًا، ولكن تعلم أنه بسبب أو بآخر ليس من أجلي |
| Her şeyden önemlisi, inanıyorum ki, sağlık sistemimizi değerlendirdiğimizde, sistemin eskiden nasıl olduğuna göre değil, bizim nasıl olmasını seçtiğimize göre olacak. | TED | والأهم من ذلك كله، أعتقد أنه عندما نقيس الرعاية الصحية، سيكون، ليس من خلال النظام الكائن، بل بما اخترناه أن يكون. |
| Hedef kitlemize göre değil. | Open Subtitles | ليس وفقاً إلى مجاميعنا الدراسية. |
| Masumiyet Projesi'ne göre değil. | Open Subtitles | ليس وفقًا لمنظمة محاربة سوء العدالة |
| Senin temsilcine göre değil, seni istediklerini söyledi. | Open Subtitles | ليس وفقا لوكيلك، يقول انهم يريدونك انتِ. |
| Bu şeylerden ne kadar hoşlanıyor olsam da saha gezilerinden filan bunlar ona göre değil. | Open Subtitles | أدركت الان أنه بقدر حبى لهذه الأمور من الرحلات الميدانية فكل ذلك لا يناسب ليندا اطلاقا |
| Köpek şovu yapmam. Bana göre değil. | Open Subtitles | أنا لا أشارك بمسابقات الكلاب ليست من اختصاصي |
| Kramer, belki de bu ilişki sana göre değil. | Open Subtitles | كرايمر، ربما هذه العلاقة ليست مناسبة لك. |
| Düşmanlarımı kılıçlarıyle ölçerim, zincirlerine göre değil Başrahip. | Open Subtitles | أنا أميز أعدائى من سيوفهم ليس من قيودهم أيها الكاهن الأعظم |
| Düşmanlarımı kılıçlarıyla ölçerim zincirlerine göre değil, başrahip. | Open Subtitles | أنا أميز أعدائى من سيوفهم ليس من قيودهم أيها الكاهن الأعظم |
| Burası sana göre değil, tatlım. Çorabın kaçabilir. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن تكونوا هنا فقد تتلفون ملابسكم |
| Bu bize göre değil. Geçmişte kalmış bir şey! | Open Subtitles | هذا ليس من طبيعتنا، تجري أحداثها في الماضي |
| Halle Lockhart'a göre değil. | Open Subtitles | " ليس وفقاً لأقوال " هالي لوكارت |
| Anneme göre değil... polise göre de. | Open Subtitles | ليس وفقاً لرأي أمّي... أو الشرطة |
| Sisteme göre değil. | Open Subtitles | هذا ليس وفقًا للنظام، في الواقع، |
| Hastanın beynine göre değil. | Open Subtitles | ليس وفقا لهذا الدماغ |
| Bu elbise bir dula göre değil. Bunu artık giyemezsin. | Open Subtitles | ولكنه لا يناسب أرملة لا يمكنكِ ارتدائه الآن |
| Faunia Farley sana göre değil ve senin dünyandan biri değil. | Open Subtitles | تخلى عنها و ستنتهى متاعبك فونيا فيرلى ليست من طبقتك و هى ليست من دنياك |
| Bu senin bırakın yapsınlar yaklaşımın bana göre değil. | Open Subtitles | سياسة عدم التدخل هذه خاصتك ليست مناسبة لي في الحقيقة |
| Açık ilişki, bana göre değil. Benim tarzım değil. | Open Subtitles | أن يقوم أحد بتعرية جراحه و كل ما تبقى من هذا الهراء , لكه هذا ليس لي , انه ليس أسلوبي |
| Onların şu demokratik tatları bana göre değil Louis. İşte bu halis Louisianalı. | Open Subtitles | دماء بطعم الديموقراطية لا تناسب ذوقي يا عزيزي لويس هذا دم أمريكي نقي |
| Görünüşe göre değil çünkü o burada. | Open Subtitles | من الواضح لا لأنه موجود هنا |
| Ben aktörlük öğrenmek için buradayım, bilet kontrolü için değil. Bu bana göre değil. | Open Subtitles | انا هنا لاتعلم التمثيل وليس لافحص التذاكر انها لا تناسبني |
| Oh, Tanrım, olmaz çünkü bu hiç bana göre değil. | Open Subtitles | لن نقوم بشراء باستا جاهزة ، آنستي لا يا الهي لأن هذا سيكون حساسًا و غير مناسب |
| Bütün bu dünya sizin, arkadaşlarınızın... ve onların bütün faydalarına göre olabilir ama kesinlikle bana göre değil. | Open Subtitles | هذا العالم بالكامل قد يكون مناسباً لكما ولجميع أصدقاؤكما لكن بالتأكيد ليس مناسباً لي |
| - Ben iyiyim, General Hammond. - Dr Fraiser'a göre değil. | Open Subtitles | أنا بخير يا جنرال هاموند ليس طبقا لرأى دكتور فريزر |
| Bilgi Sistemi'ne göre değil. | Open Subtitles | ليس طبقاً لقاعدة بيانات البصمات |