| Hatta yeni bir keşif görevi için ekip göndermenize bile izin verdik. | Open Subtitles | لقد سمحنا حتى بإرسال فريق آخر في مهمة استطلاعية جديدة |
| Düşündüm ki, evde olduğuna göre belki sonunda onunla biraz zaman geçirebilirdin ama sonra sen bir bebek bakıcılığı görevi için bizi gönüllü yaptın. | Open Subtitles | ظننتكِ ستقدرين أخيرًا على تمضية بعض الوقت معه بما أنكِ في البيت وإذا بكِ تقدميننا للتطوع في مهمة حضانة |
| uzaklıkta bulunan, Andrews Hava Üssü'ndeki, Başkent Washington'un "Ulusal Muhafız Birliği"nden üç F-16, . Kuzey Carolina'daki bir eğitim görevi için, 180 deniz mili uzaklıkta bir mesafeye uçurulur. | Open Subtitles | التى تبعد 15 ميل عن البنتاجون تطير جنوبا 180 ميل بحرى لمهمة تدريبية فى كارولاينا الشمالية |
| Süpermen olduğunu hatırlamak için daima yardım etme görevi için dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | لتذكر انه سوبرمان انه دائما يذهب الى الخارج لمهمة المساعدة |
| ZAMAN SORUNU SG-10, olağan bir araştırma görevi için P3W-451'deydi. | Open Subtitles | الوحدة 10 كانت فى مهمة روتينية لأستكشاف القطاع بى 3 |
| - Basın sözcüsü görevi için başkasıyla ilgileniyorlar. | Open Subtitles | يتباحثون امر شخصا اخر لمنصب الناطق الاعلامي |
| Mürebbiyelik görevi için Bayan Stoddard ile görüşmeye geldim. | Open Subtitles | "أتيت للقاء السيده "ستادارد لأجل وظيفة المربيه |
| Her zaman sana o üçünün bir keşif görevi için uygun olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد نصحتك بان هؤلاء الثلاثة ليسوا مناسبين من أجل مهمة إستطلاعية |
| Ward, tarihi değiştirme görevi için zamanda geri gönderildi. | Open Subtitles | وورد تم إرساله عبر الزمن إلى هنا في مهمة لتغيير التاريخ |
| Bizse kanat koruma görevi için kuzeye gideceğiz. | Open Subtitles | نحن سنتوجه شمالاً في مهمة حماية الأجنحة. |
| Bizse kanat koruma görevi için kuzeye gideceğiz. | Open Subtitles | نحن سنتوجه شمالاً في مهمة حماية الأجنحة. |
| Korkarım bir kurtarma görevi için daha fazla gemiyi tehlikeye atamayız. | Open Subtitles | يوسفنى القول باننا لا يمكننا المجازفة بسفن اخرى لمهمة الانقاذ |
| Kargo, bilim ve teknoloji görevi için vaktinde gelmesi mühim bilgiler içeriyor. | Open Subtitles | الطرد يحتوي على معلومات حساسة للوقت وحرجة لمهمة العلوم والتكنلوجيا |
| Üst düzey kent görevi için standart teçhizat. | Open Subtitles | -مسألة معايير بالنسبة لمهمة طلبت منك أن تنفذها |
| Keşif görevi için bu gezegene gönderilmiş gibiyim. | Open Subtitles | وكأننى طرت إلى هذا العالم فى مهمة إستكشافية |
| Bir kurtarma görevi için uçak bize lazım. | Open Subtitles | اسمع، نحن نريد الطائرة فى مهمة إنقاذ |
| Ben do-or-die görevi için buradayım. | Open Subtitles | أننى هنا فى مهمة حياه أو موت. |
| Üzerine bir de FBI, başkan yardımcılığı görevi için hakkımda inceleme yapacakmış. | Open Subtitles | وعلاوة على ذلك أتفهم أنه طُلِب من المباحث الفدرالية أن تجري تدقيق عليّ لمنصب نائب الرئيس |
| Bunlar AHM'deki yeni görevi için aldığı yeni ayakkabılar gerginlik belirtilerini de eklersen elimizde manipülasyona açık karagözlü bir acemimiz olur. | Open Subtitles | ANC تلك أحذية جديدة لمنصب جديد في أضف أربع علامات القلق ونحصل على ظبية العينين المبتدئة المهيأة للتلاعب |
| Mürebbiyelik görevi için Bayan Stoddard ile görüşmeye geldim. | Open Subtitles | "أتيت للقاء السيده "ستادارد لأجل وظيفة المربيه |
| Washington bu ekibi Delaware görevi için bizzat kendi seçti. | Open Subtitles | لقد أنتقى واشنطن فريقه بيده من أجل مهمة ديلاوير |
| DGİ'na keşif görevi için temin ettiğim geminin adı Scopuli. | Open Subtitles | قدمت سفينة لعضو من أعضاء الـ " آوبا " من أجل مهمة خداعية " تلك السفينة تُدعى " سكوبيولاي |