| Seni görmek istiyor. | Open Subtitles | لقد اتيت بناء على اوامر الملك انه يريد رؤيتك |
| Babam bunu dikkate almamamı söyledi. Her şeyi görmek istiyor. | Open Subtitles | أخبرني أبي أن أتجاهل ذلك وأنه يريد رؤية كلّ شيئ |
| Üniversiteler yüksek notları görmek istiyor ve ödülleri de. Size bir şekilde anlatacağım. | TED | الجامعات تريد رؤية نتائج ودرجات عالية وتقديرات وجوائز، وهذا صحيح نوعًا ما. |
| Temizlen ve giyin. Küçük güzel karın seni görmek istiyor. | Open Subtitles | استحم وارتد ملابسك زوجتك الجميلة هنا لرؤيتك |
| Rupert Pumpkin adında bir adam geldi. Bay Langford'u görmek istiyor. | Open Subtitles | هناك رجل هنا إسمه روبرت بامبكين يريد أن يرى السيد لانجفورد |
| Çocuklarımızın sadece bir klübe katılmalarını değil, bir klüp kurmalarını istedik, çünkü üniversiteler bunu görmek istiyor. | TED | بل أسسوا ناديًا جديدًا، لأن الجامعات تريد أن ترى ذلك. |
| Annen oraya gitmeni istedi, seni görmek istiyor. | Open Subtitles | والدتك تطلب منك أن تذهب إلى هناك . . إنها تريد رؤيتك |
| Senden hoşlanan şu uzun saçlı çocuğu görmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريدين رؤية الولد ذو الشعر ذلك الذى يبدو مُغرماً بكى ؟ هل تُريديهم ان يرحبوا بكى فى المنزل |
| Jack, patron seni görmek istiyor. Seni şimdi görmek istiyor. | Open Subtitles | جاك، الرئيس يريد الكلام معك يريد رؤيتك الآن |
| - Hayır. Lütfen, Jason, gerçekten, seni görmek istiyor. Bekle! | Open Subtitles | هيا ارجوكي , جايسون حقا يريد رؤيتك - توقف - |
| Seni görmek istiyor ve yine o triplerinden birine girmiş durumda. | Open Subtitles | إنه يريد رؤيتك في الحال و هو في إحدى أمزجته |
| Birkaç mail attım, ama çoğu önce tasarıyı görmek istiyor. | Open Subtitles | . أرسلتُ عدة إيميلات لكن معظمهم يريد رؤية القانون أولاً. |
| - Çok iyi bir okul olmalı. - Yalnızca babasını görmek istiyor. | Open Subtitles | ـ أتمنى له أن يتمتع بدراسته هناك ـ السبب الرئيسي لذهابه هو أنه يريد رؤية والده |
| Yanıldığını biliyor. Scarlett'ı görmek istiyor. | Open Subtitles | هي تعلم أنكِ كنتِ مخطئة إنها تريد رؤية سكارليت |
| Karının avukatı aradı. Karın çocuğu görmek istiyor. | Open Subtitles | محامى زوجتك كلمنى وقال أنها تريد رؤية الطفل |
| Patron, Joe Young seni görmek istiyor. Çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بوس،جويونغهنا لرؤيتك ويقولانهمن المهمجدا |
| Anlaşmaya gidip gitmeyeceğimi görmek istiyor. Bu bir sınav, değil mi? | Open Subtitles | يريد أن يرى إذا اعترفت بتهمة أقل إنه اختبار أليس كذلك؟ |
| Sizinle nasıl olacağını görmek istiyor. Size asıl endişem bu demiştim. | Open Subtitles | تريد أن ترى ماذا سيحدث تحت مسؤوليتكم، ذكرت أن هذا قلقي الأساسي |
| Affedersiniz efendim. Dışarıda bir kız sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | المعذرة سيدي , توجد امراة بالخارج تريد رؤيتك |
| Kasetleri görmek istiyor musun? Demek elinde var? | Open Subtitles | إذاً أنتِ تريدين رؤية الأشرطة؟ |
| Binbaşı Borzov, Albay Malchenko sizi hemen karargahta görmek istiyor. | Open Subtitles | ماجور بورزوف,كولونيل مالتشنكو يريد أن يراك علي الفور في المقر |
| Twist ona hikayeyi anlattım, ama yemedi. Ortağımı yarın 3:00'de görmek istiyor. | Open Subtitles | تويست لقد اخبرته الراوية لكنه لم يصدقها , أنه يريد ان يرى شريكي غداً عند الثالثة |
| Bana mazeret kağıdı verebilir misin? - Mr. Harrigan seni görmek istiyor. | Open Subtitles | هل سوف تكتبين لي إذن بالدخول متأخراً السيد هاريغان يود رؤيتك |
| Michael Connolly, Fergus Connolly'yi görmek istiyor. | Open Subtitles | ـ هل أستطيع مساعدتك ؟ ـ نعم ، مايكل كونلي يود رؤية فيرغيس كونلي |
| Albay, General Hammond sizi ve takımınızı hemen görmek istiyor, efendim. | Open Subtitles | عقيد، جنرال هاموند يريدك وفريقك حالا، سيدي |
| Jeff, ilk toplantıdan sonra seni görmek istiyor. | Open Subtitles | حيف يرغب برؤيتك بعد أن تنتهي من موعدك الأول |
| Nina Bookbinder sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | نينا بوكبايندر هنا لتراك |