| Beni okula götürdüğün ve dekana beni önerdiğin için sana minnettarım. | Open Subtitles | أقدر لك الوقت , أخذتني إلى المدرسة وتحدثت مع العميد لمصلحتي. |
| Dün beni götürdüğün o kanlı ve garip yeri de hatırlayamamıştın. | Open Subtitles | بالأمس ، المكان الغريب الذي أخذتني له المغطى بالدماء لم تتذكرهـ |
| Bu arada, geçen gece bizi hastaneye götürdüğün için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لأنك أخذتنا إلى المشفى . الليلة الماضية على أية حال |
| Geçen gün, beni hastahaneye götürdüğün için teşekkür etmek niyetiyle geldim. | Open Subtitles | أردت شكركِ لأخذي إلى المستشفى ذلك اليوم |
| Beni markete götürdüğün için sağ ol. Roy'a bonfile yapacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | أشكركِ على توصيلي للمتجر وعدت "روي" أن أصنع له رغيف لحم |
| Müzik setini götürdüğün yere götürme. Bir haftadır onlarda. | Open Subtitles | لا تأخذيه حيثما أخذتي جهاز التسجيل فلايزال عندهم منذ أسبوع |
| Beni Pinkberry'ye götürdüğün için ben de sana teşekkür ederim. | Open Subtitles | الشكر لكِ على أخذي لهذا (المطعم المسمّى (التوت الوردي |
| Bu senin evin, cipin ve bu da beni tanıştığımız gün götürdüğün hastane ve acil servis. | Open Subtitles | هذا منزلك وسيارتك الجيب، وهذه المستشفى التي أخدتني إليها يوم تقابلنا. |
| Beni götürdüğün binayı araştırdım, babam ölmeden bir hafta önce orayı satın almış. | Open Subtitles | لقد نظرت في المبنى الذي أخذتني إليه، واشتراه أبي في الأسبوع السابق لموته. |
| New York'ta beni götürdüğün o züppe restoranda... önemli olan herkesin gözleri önünde... | Open Subtitles | إنه أول مطعم راق أخذتني إليه في نيويورك تماما أمام كل من يحسب له حساب |
| Pekala, dün gece beni götürdüğün yer varya... | Open Subtitles | حسنا ها هو الأمر، هل تعرف المكان الذي أخذتني إليه البارحة؟ |
| Beni, onu şarkı söylerken izlemeye, ilk kez götürdüğün zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر المرة الأولى التي أخذتني لرؤيتها وهي تغني |
| Beni, onu şarkı söylerken izlemeye, ilk kez götürdüğün zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر المرة الأولى التي أخذتني لرؤيتها وهي تغني |
| Bizi götürdüğün için teşekkürler Kimberly. | Open Subtitles | (شكرا لأنك أخذتنا يا (كيمبرلي |
| Bizi götürdüğün için teşekkürler Kimberly. | Open Subtitles | (شكرا لأنك أخذتنا يا (كيمبرلي |
| Beni spor salonuna götürdüğün için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لأخذي للتمارين |
| götürdüğün için sağol. Teşekkürler. | Open Subtitles | أشكرك على توصيلي |
| Umarım yeni yıl akşamı götürdüğün sıçan deliğinden daha iyidir. | Open Subtitles | سيكون أفضل من ذلك المكان الفوضوي الذي أخذتي إليه بالسنة الجديدة |
| Beni götürdüğün için teşekkürler, Lori. | Open Subtitles | شكراً على أخذي ،(لوري). |
| Bu senin evin, cipin ve bu da beni tanıştığımız gün götürdüğün hastane ve acil servis. | Open Subtitles | هذا منزلك وسيارتك الجيب، وهذه المستشفى التي أخدتني إليها يوم تقابلنا. |
| Bugün onu da yanında götürdüğün için çok memnunum. | Open Subtitles | أنا مّتنةٌ أنّكَ أتيت بها. |
| Mektup 'ta kızı alıp, Londra'ya götürdüğün yazıyor. | Open Subtitles | (الرسالة تقول بأنك أخذتها الى (لندن |
| Çünkü bir şeyler fena kokuyor ve bu şeyler kesinlikle senin götürdüğün yiyecekler. | Open Subtitles | لان هناك شيء تخرج منه رائحة مقززة وانا متأكدة ان ذلك هو الطعام الذي احضرتيه |