| Ama söylesene Gözlüğünü neden öyle takıyorsun? | Open Subtitles | لكن أخبرني بشيء واحد لماذا تضع نظارتك في خلف عنقك؟ |
| Tabi ki bunu derken, Gözlüğünü çöpe at ve lazer ameliyatı ol demek istedim. | Open Subtitles | وبهذه بالتأكيد اعني ارمي نظارتك في القمامة وبعد ذلك احصلي على عملية ليزر |
| Ve önünde sonunda, koltukaltı kılları çoktan çıkmış olan çocuk Gözlüğünü ikiye ayırıyor. | Open Subtitles | وفي النهاية، تنكسر نظاراتك لنصفين بواسطة الولد الكبير الذي لدية شعر إبط |
| Gözlüğünü kıracağım, koduğumun polisi! Beni tutamazsın! | Open Subtitles | سأكسر لك نظاراتك أيها الشرطي اللعين لا تستطيع احتجازي |
| Güneş yokken orta bölmede güneş Gözlüğünü takmanın bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هنالك سبب لوضعك النظارات في وسط السفينة |
| Başka insanların Gözlüğünü takmaya bayılıyorum! Atomsal sırları çalmış gibi görünüyor muyum? | Open Subtitles | أحب ارتداء نظارات أشخاص آخرين هل يبدوا انني سرقت اسرار نووية ؟ |
| Bu güneş Gözlüğünü sevdim. Her arabayla birlikte veriliyor mu bu? | Open Subtitles | أحب تلك النظارة هل تأتي مع أي سيارة؟ |
| Eğer oğlun Gözlüğünü koyduğu yeri unutmasaydı havaalanına geç kalmazdık. | Open Subtitles | أتعلمي؟ سنتأخر على أختك فى المطار إن لم يتذكر ابنك أين وضع نظارته |
| Sadece güneş Gözlüğünü takmaya odaklanıyorsun. | Open Subtitles | فقط عليك التركيز في إبقاء نظارتك على وجهك. |
| Şimdi de Gözlüğünü burnunun üzerine indir. | Open Subtitles | ،الآن، أريدك أن تنزل نظارتك .ضعها على أنفك |
| - Gözlüğünü buldum. Üzgünüm. - Onları kırdın. | Open Subtitles | ـ وجدت نظارتك آسف ـ لقد كسرتها |
| Senden istediğim Gözlüğünü çıkarman ve saçlarını sallayıp şöyle demen: | Open Subtitles | ما أريد منك أن تفعليه هو خلع نظاراتك وأن تحركي شعركِ |
| Öyleyse gitme. Gözlüğünü bana ver, yerine ben gideyim. | Open Subtitles | حسناً ، لا تذهب أعطني نظاراتك ، سأذهب كأني أنت |
| Madem fevkalade bir rica değilim arada bir belki de bana güneş Gözlüğünü vermelisin. | Open Subtitles | لذا، لأنني لست أصلي من وقتٍ لآخر ربّما يجب أن تعطيني نظاراتك الشمسية |
| Tamam, şimdi Gözlüğünü çıkar, saçlarını sal ve ne kadar güzel olduğunu bilmiyormuş gibi davran. | Open Subtitles | حسناً، الآن انزعي النظارات وأسدلي شعركِ وتصرفي كأنكِ لا تعلمين كم أنتِ جميلة |
| Ha, evet, ona ilk çift Gözlüğünü vermişti ve, mm, Kolombiya gibi bir yerde imzalamıştı. | Open Subtitles | أجل، أعطاه أول زوج من النظارات القبيحة وجعل كولومبيا يوقعه |
| # Korkma, Gözlüğünü çıkart # | Open Subtitles | ♪ خلع النظارات الخاصة بك، لا يكون خائفا ♪ |
| Sen de kendi yerine git. Kendi yerinde durmayan sensin. Kampımıza saldırdın ve Domuzcuğun Gözlüğünü çaldın! | Open Subtitles | انت لم تكتفي بحدودك لقد اتيت الى حدودنا وسرقت نظارات بيجي |
| Sen de kendi yerine git. Kendi yerinde durmayan sensin. Kampımıza saldırdın ve Domuzcuğun Gözlüğünü çaldın! | Open Subtitles | انت لم تكتفي بحدودك لقد اتيت الى حدودنا وسرقت نظارات بيجي |
| O lanet olası güneş Gözlüğünü de çıkar! | Open Subtitles | - فهمت ! -حسناً وانزع هذه النظارة اللعينة |
| Gözlüğünü sokakta birine sattığına inanabiliyor musun? | Open Subtitles | هل تصدّق بأنه باع نظارته في الشارع؟ |
| Okuma Gözlüğünü arıyorum, çünkü buralarda göremedim. | Open Subtitles | وكنت أبحث عن نظارة القراءة لأني لم ألحظها |
| Makyaj kutusuna Gözlüğünü bıraktığının farkında değildir. | Open Subtitles | وهى ليست مدركة انها اسقطت نظارتها داخل حقيبة المكياج |
| Leydi Astwell, okuma Gözlüğünü masanızda unuttuğunu sanmış. | Open Subtitles | الليدي ً أستوال ً ربما تركت نظاراتها على سطح مكتبك |
| Şimdi de Gözlüğünü burnunun üzerine indir. | Open Subtitles | الآن، حرّك نظّارتك إلى الأسفل قليلًا. |
| Gözlüğünü ona ver. | Open Subtitles | . أعطِه نظاراتكِ ! |
| Olay yerine kendi Gözlüğünü bıraktı, onu bulmamızı sağladı... ve yine de bunu göremedik. | Open Subtitles | ترك نظاراته في مسرح الجريمة لقد جعلنا نلتفت إتجاهه و مع ذلك لم نراه |