| O gözlere baktım ve içinde kendimin bana baktığını gördüm. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى تلك العيون وأرى نفسي أُحدِق بالجهة الأخرى |
| Hızdan bahsetmedi. Gözümüz sürekli hareket halindedir, gözlere, burunlara, dirseklere, çevremizdeki ilginç şeylere bakar. | TED | لم يذكر السرعة . عينك بإستمرار في حركة تتحرك , تنظر إلى العيون , الأنف, المرفقين تنظر إلى الأشياء المهمة في ا لعالم |
| Hepimiz göze sahibizdir, ... ... ama bazılarımız mavi gözlere, bazılarımız kahverengi gözlere sahibizdir. | TED | تماما مثلما أننا جميعاً لدينا عيون لكن بعضنا لديه أعين بنية اللون والبعض لديه أعين زرقاء |
| gözlere zarar vermemeye çalışıyorsa o zaman onu görmeleri çok önemli. | Open Subtitles | ان كان مهتما بعدم إيذاء العينين فإذن خط النظر ما يهم |
| Ah şu gözlere bak. Her şeyi unuttunuz, değil mi? | Open Subtitles | تلك العيون الجوفاء، لقد نسيتَ كل شئ، أليس كذالك؟ |
| - gözlere odaklanın. - Tiyatronun da bir haritasını veriyorum. | Open Subtitles | خصوصا العيون لقد ضمنتها رسم تخطيطى للمسرح |
| - gözlere odaklanın. - Tiyatronun da bir haritasını veriyorum. | Open Subtitles | خصوصا العيون لقد ضمنتها رسم تخطيطى للمسرح |
| Utanç, böyle açık gözlere giremez bile. | Open Subtitles | الخجل لا يمكنه ان يظهر في العيون المفتوحه علي اتساعها |
| Gördüğüm en büyük, inanılmaz mavi gözlere sahip. | Open Subtitles | لديها أكثر العيون الزرقاء الضخمة دهشةً التي لم تراها من قبل |
| Şu gözlere bak. Bu o*ospunun gözü dönmüş. | Open Subtitles | أنظر إلى تلك العيون هذه العاهرة تتميز غضبا |
| Bunun gibi bulanık benekler elde ediyorsunuz bunlar gözlere belki de sadece çok çok soyut bir şekilde benziyor. | TED | أنت تعرف ، وأنت تسير لأن يكون هذا النوع من البقع الباهتة مثل هذا إلا أنه ربما تشبه عيون بطريقة مجردة للغاية. |
| Yani uzaklık ve hızı ölçebilecek iyi gözlere sahip olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أن لديك عيون ثاقبه بالنسبه للسرعه و المسافه |
| Şu gözlere bir bakın. Davetkar bakışlar. Bir de şubenin verdiklerine bakın. | Open Subtitles | أنظر للعيون عيون السرير وانظر لما أعطاني القسم |
| Çünkü her ikisi de büyük kahverengi gözlere ve küçük çeneye sahipler. | Open Subtitles | لأن كلاهما لديه نفس العينين الواسعتين البنيتين و الذقن البارز الصغير |
| Böylesi gözlere sahip olan biri neden ölmek istesin ki? | Open Subtitles | رأيتهما مفعمتين بالحياة لماذا يرغب شخص بهاتين العينين أن يموت ؟ |
| O kocaman, güzel gözlere bakıyordum. Yakışıklı bir köpek balığı gibi. | Open Subtitles | كنت انظر إلى عيناه الكبيرتان الجميلتان إنه كقرش وسيم |
| Herkes aynı tanrıya aynı şekilde inanmaz ama... sadece şunu söyleyebilirim, hiçkimse ... parlayan gözlere ve kafasında bir yılan olan şeylere tanrı diye inanmaz. | Open Subtitles | لكن الجميع لا يؤمنون كلهم بنفس الإله، بنفس الطريقة ولكن لا أحد لدينا يؤمن بشخص ذي عينين براقتين و أفعى في رأسه |
| Şimdiye kadar gördüğüm en güzel gözlere sahip bir kahve dükkanı sahibiyle daha çok zaman geçirebilirim diye umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل بأنه يمكنني تقضيت وقت أكثر مع مالكة محل القهوة من فقط حدث و أمتلك الأعين الأكثر جمالاً التي لم أرى مثلها من قبل |
| Bir gün,benim yaptığım gibi bu gözlere sahip olduğun zaman,benden daha iyi ol. | Open Subtitles | ويوماً ما, عندما تكتسب نفس العينان التي لدي قم بملاحقتي |
| Tanrım, görüp görebileceğiniz en güzel gözlere sahipti. | Open Subtitles | رباه، إنها تملك أجمل عينان من الممكن أن تروها |
| gözlere merhem gibisin. | Open Subtitles | . انكِ تذهلين الاعين |
| Şu öfkeli gözlere, kocaman dişlere bak. | Open Subtitles | إنظرْ إلى تلك العيونِ الغاضبةِ وأسنان عملاقة. |
| Gördüklerin, eski ışıltılı gözlere, elma yanaklara benziyor mu? | Open Subtitles | هل نبدو مثلكِ بهذه الخدود الرائعة والعيون الساطعة؟ |
| Diğer yana. gözlere bak. Daima gözlere! | Open Subtitles | الجهة المقابلة، انظر في العين، دائما انظر في العين |
| Hayatımı kurtarmak için adını hatırlayamıyorum ama hayatımda gördüğüm en mavi gözlere sahipti | Open Subtitles | لا اذكر ماهو اسمها لكنها كانت تحظى بالعين الاكثر زرقة لم ارى مثيل لها |