| Dillere destan bir düğün olacak. Krallıkta gözyaşlarına boğulmayan kimse kalmayacak. | Open Subtitles | سيكون زفافاً هائلاً، لن تفارق الدموع عيناً واحدة في المملكة بأسرها |
| Tüm bunlar çok fazlaydı, ve kontrolümü kaybederek, gözyaşlarına boğuldum, ve canım eşim Jayant' a sordum. | TED | مقهورة بسبب فداحة الامر و الاحساس التام بقلة الحيلة ذرفت الكثير من الدموع وسألت زوجي العزيز، جيانت |
| Binlerce işkenceye, binlerce ölüme katlanabilirim, ama gözyaşlarına değil. | Open Subtitles | أستطيع أن أتحمل التعذيب الف مرة و الموت ألف لكن ليس دموعك |
| Çok geçmeden gözyaşlarına dönüşecek olan memnuniyet hissiyle doluyduk... ta ki deniz üzerimize kapanıncaya kadar." | Open Subtitles | وفرحنا تحول سريعاً إلى دموع حتى أغلق البحر علينا |
| Kalbimin ve onun gözyaşlarına cevap verdiniz. | Open Subtitles | لقد أجبتم على بكاء قلبي وقلبه. |
| Bombalamadan sonraki, başhemşire Malak'in yürek yakan videosunu dehşet içinde izledim. Erken doğan bebekleri güvenli bir yere götürmek için can havliyle küvözlerden kapıp alıyor ve sonra gözyaşlarına boğuluyordu. | TED | كان الرعب يتملكني وأنا أشاهد الصورة المفجعة لرئيسة الممرضات ملك، في أعقاب ما بعد القصف، وهي تسحب الأطفال حديثي الولادة خارج الحضانات، في محاولة يائسة لإنقاذهم، قبل أن تنفجر بالبكاء. |
| İlk gün onu anaokuluna götürdüm ve gözyaşlarına, veda etmeye ve yaşayacağımız zorluğa hazırlıklıydım oysa elimi bıraktı. | Open Subtitles | أخذته ليومه الأول في الحضانة، وكنت، تعلم، مستعدة للدموع والوداع، وكيف سيكون الأمر صعبا، |
| Annemin gözyaşlarına bağulduğunu göremem. | Open Subtitles | لا أستطيع احتمال رؤية الدموع فى عيون أمى |
| gözyaşlarına karşı savaş verdiğim onca yıl neden geçmiş ölmüyor? | Open Subtitles | للكثير من السنوات كنت أقاوم الدموع لما لا يستطيع الماضي أن يموت؟ |
| Aşağılık patrona, kana, tere ve gözyaşlarına katlanmanın tek sebebi odur. | Open Subtitles | السبب الوحيد لكى تعنى من تغيير الوقت الدم و العرق و الدموع |
| Menenjit ihtimaline karşı verdiğimiz antibiyotik gözyaşlarına kırmızı bir renk verebilir. | Open Subtitles | المضاد الحيوي الذي أعطيناه لكِ في حالة كان لديكِ التهاب السحايا يجعل الدموع حمراء |
| Yarım saat sonra, genç gözyaşlarına boğuldu ve Neuville'in oğlunun ona aylardır tecavüz ettiğini, söyledi. | Open Subtitles | مارجوت حاولت أن تكتشف لماذا. بعد نصف ساعة الطفل أعترف و الدموع بعيونه أن نيوفيل إغتصبه قبل شهر. |
| Mutlu bir günün arkasından gelen gözyaşlarına ancak bir erkek sebep olabilir. | Open Subtitles | الرجل فقط هو القادر على التسبب في الفرح في يوم و الدموع في اليوم التالي |
| gözyaşlarına rağmen, kendini oldukça anlaşılır ve akıllıca sözlerle ifade etmiştin. | Open Subtitles | بالرغم من دموعك سابقاً إلاّ أنك بيّنت أنّك شخص فصيح وذكيّ بشكل لا يصدّق |
| Hiçbir erkek gözyaşlarına değmez, Riley, ...seni kimse ağlatamaz. | Open Subtitles | لايوجد رجل يستحق ان تذرفي دموعك رايلي ولو كان يوجد لن يجعلك تبكين |
| Senin bir yalancı ve şerefsiz olduğunu düşünüyorum, ve gözyaşlarına tükürüyorum. | Open Subtitles | ...أظن أنك كاذب ونذل .وأنا أبصق علي دموعك |
| Patlak gözler, şişkin burun ve gözyaşlarına boğulmuş kirpikler. | Open Subtitles | بأعين منتفخة وأنف متورمة والرموش أصبحت دموع " من غزارة البكاء " |
| Sexten sonra dökülen gözyaşlarına çare olabilir. | Open Subtitles | هذا قد يوقف بكاء ما بعد الجنس |
| Şey, anlatmaya başladım ve bir şekilde aniden gözyaşlarına boğuluverdim. | Open Subtitles | بدأت بالتحدث إليها, ومن ثم فجأة، ولسبب ما.. فإذا بي انفجرتُ بالبكاء |
| Bıçağıyla karnını kesti ve o hala hayattayken gözyaşlarına bakmadan seni çıkardı. | Open Subtitles | هو أستخدم سطور لشقها وفتحها المسيل للدموع أخراجك منها بينما كانت لا تزال على قيد الحياة. |
| Babam sonra mızrağını alıp, annemin gözyaşlarına uzattı. | Open Subtitles | أبى أشار حينها للرمح ثم لدموع أمي |
| Kokpitin gerisindeki ilk bölümde gözyaşları içinde kadınlar ve gözyaşlarına hakim olmaya çalışan Gizli Servis ajanları oturuyordu. | Open Subtitles | في الجزء الاول قريباً من المقصورة امرأة تعوي و عملاء سريون يحاولون عدم اظهار دموعهم |
| Bir kadının gözyaşlarına engel olmaya çalışma. | Open Subtitles | لا تعبث بعواطف المرأة ! فإن عواطفها مقدسة |