| Bu bağışıklık sistemini güçlendiren bir bileşik ve aşırı üretimi seni Promisin'e karşı dirençli hale getirdi. | Open Subtitles | انه مركب لتعزيز نظام المناعة إفراط إفراذه يجعلك تقاوم البروميسين |
| Yani seks insan iletişimini güçlendiren bir duygu? | Open Subtitles | إذن ممارسة الجنس كوسيلة للـ، آه، لتعزيز التواصل الإنساني فكرة بالية؟ |
| - İlişkimizi güçlendiren bir işbirliği... | Open Subtitles | -تعاون لتعزيز علاقاتنا . |
| Bakteriyi güçlendiren katkı maddeleri laboratuarlarımızda bulunmuyor. | Open Subtitles | الاضافات الموجودة لتقوية كبسولات البكتيريا غير موجودة في مختبراتنا |
| Eğer büyüyü güçlendiren benim özümse belki ona geri çevirecek anahtar da benim. | Open Subtitles | إن كانت نعمتي هي السبيل لتقوية التعويذة فربما تكون السبيل لعكسها |
| - Vajinayı güçlendiren bir egzersiz. | Open Subtitles | -انها تمارين لتقوية المهبل . |