| gülümserim, Konuşmalara katılmam ve bunu gibi şeyler söylerim "lanet," "kahrolası," ve "Bu çok sıkı!" | Open Subtitles | أبتسم ثم ابقى بعيدا عن المحادثة وأقول أشياءا من قبيل اللعنة وهذا رائع |
| gülümserim, karın kaslarımı gösteririm, insanlar fotoğraf çeker. O kadar. | Open Subtitles | أبتسم ، أظهر عضلاتي ، الناس تلتقط صور لي |
| Ondan sonrasına kadar beklemek isterseniz, daha çok gülümserim. | Open Subtitles | إذا أردتِ أن تنتظرى حتى أنتهى، لربما سأكون أبتسم أكثر |
| Sana 50.000 poundı nereden vereceğimi söylersen ben sana gülümserim. | Open Subtitles | سأبتسم لك إن أخبرتني أين يمكنني إيجاد 50 ألف جنيه |
| Gergin olduğumda gülümserim. | Open Subtitles | أميلُ إلى اللأبتسام عندما أكون متوترة |
| Sadece yalnızken gülümserim... kimse bakmıyorken. | Open Subtitles | أنا أبتسم فقط في سرية... حين لا ينظر أحد. |
| gülümserim Çünkü kimsenin başına dert olmak istemem. | Open Subtitles | ...أنا أبتسم لأنني لا أريد أن أتسبب بالمشاكل لأيِ كان |
| Güzel bir şey söylersin ve ben gülümserim. | Open Subtitles | تقول لي شيئاً جميلاً .. وأنا سوف أبتسم. |
| - Pediatridekiler gülümser. - Ben de gülümserim. | Open Subtitles | ومختصّو الأطفالِ يبتسمون - أنا أبتسم - |
| Şimdi, sen söyledin diye gülümsemem ama genelde gülümserim. | Open Subtitles | لن أبتسمَ الآن، لكنّني أبتسم |
| Ben de gülümserim. İyi işti. | Open Subtitles | أنا أبتسم, عملٌ رائع |
| Hala ne zaman ahşap kaplama görsem gülümserim ya da Peter Wong'u. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}... ما زلتُ أبتسم كلّما رأيتُ لوح خشب أو (بيتر وانغ). |
| gülümserim. | Open Subtitles | وكنتُ أبتسم. |
| Önce ben gülümserim ki, sen de gülümsemenin güvenli olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | سأبتسم أولا حينها تعرف أنه من الآمن أن تبتسم. |
| Eğer kırmızı bayrak görürsem sana cennetten gülümserim | Open Subtitles | سأبتسم من الجنّة إذا رأيت علما أحمر |
| Katili yakaladığımda gülümserim. | Open Subtitles | سأبتسم عندما أمسك بالقاتل |
| Gergin olduğumda gülümserim. | Open Subtitles | أميلُ إلى اللأبتسام عندما أكون متوترة |