| Bugün herkes zürafa ile boğuşurken, sen arabada oturup, gülüyordun. | Open Subtitles | لاحظتُ اليوم أنه عندما كان الجميع يصارعون الزرافة كنت جالساً في السيارة تضحك. لماذا؟ |
| Seni bıraktıklarında hala onlara gülüyordun. | Open Subtitles | عندما تركوك تذهب كنت ما تزال تضحك في وجوههم |
| Geçen hafta konuştuğumuzda şaka yapıp gülüyordun? Çiçekleri aldın mı? | Open Subtitles | كنت تمزح و تضحك هل اشتريت الزهور لصديقتك؟ |
| Aşağıda bunlarla ilgili şakalar yapıp gülüyordun. | Open Subtitles | بالأسفل كنت تضحكين وتمرحين بخصوص هذه الامور |
| Telefonda gülüyordun. Bunu görmek çok güzeldi. | Open Subtitles | لقد كنتى تضحكين فى الهاتف كان من اللطيف ان اراكى تفعلى ذلك |
| Devamlı gülüyordun. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ تَضْحكُ دائماً. |
| Demek bunca zaman bıyık altından gülüyordun. | Open Subtitles | إذًا كنتما تضحكان علىّ طوال هذا الوقت. |
| Sana söylediğim zaman bana gülüyordun. | Open Subtitles | انت كنت تضحك علي عندما اخبرتك سابقاً نحن الا ن جميعاً متورطون بهذا الشئ |
| Kocasının ben olduğumu düşündüğü zamanlarda bana gülüyordun. | Open Subtitles | أنت دائماً تضحك علي عندما تظن أنني زوجها المتوفي. |
| O bunu söylediğinde sırtlanlar gibi gülüyordun. | Open Subtitles | حقاً؟ لقد كنت تضحك مثل الضبع حينما قلت ذلك. |
| Öldürürken gülüyordun, hatta şarkı söylüyordun. | Open Subtitles | كنت تضحك عند فعل عذا الأمر عندما كنت تغني |
| Daha bu sabah okuyup gülüyordun. | Open Subtitles | في هذا الصباح لقد كنت عملياً تضحك عندما قرأتها |
| Hayır, az önce gülüyordun, ve ben "İtalya hesabı" dediğimde, | Open Subtitles | لا , لقد كنت تضحك ثم قلت حساب إيطاليا |
| Ama neden daha demin kendi kendine gülüyordun? | Open Subtitles | لكن لم كنت تضحك لوحدك قبل قليل؟ |
| Neden? Hep gülüyordun.. | Open Subtitles | كنت دائماً تضحك لأنك ولدت غني |
| Telefonda gülüyordun. Bunu görmek çok güzeldi. | Open Subtitles | لقد كنتى تضحكين فى الهاتف كان من اللطيف ان اراكى تفعلى ذلك |
| Sonra da onunla beraber kestane ağacının oraya gittin başında çiçeklerden yapılma tacın vardı sanki o çok komikmiş gibi gülüyordun. | Open Subtitles | وذهبتم بعدها لشجرة البلوط انت وتاجك المصنوع من الزهر تضحكين وكانه يملك حس دعايه |
| Beni anlıyormuş gibi davrandın, ama içinden bana gülüyordun! | Open Subtitles | كنتِ تتظاهرين بأنكِ تفهمينني، لكنك في الحقيقة تضحكين في داخلك! |
| Bana mı gülüyordun? | Open Subtitles | هل كنت تضحكين بسبي |
| O at, tam bir deliydi, seni öldürebilirdi, ve sen gülüyordun. | Open Subtitles | كان الحصان مجنونا, وكان من الممكن أن يقتلك ... ... و أنت كنت تضحكين . |
| - Evet,sen gülüyordun! | Open Subtitles | - نعم، أنت كُنْتَ تَضْحكُ |
| Bana gülüyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنتما تضحكان عليّ، أليس كذلك؟ |