| Ona şöyle bir baktık, güldük, ağladık ve onun bir bakımevinde kalmaya ihtiyacı olduğunu gördük. | TED | القينا نظرة عليها, ضحكنا , وبكينا, وعلمنا انها في حاجة للانتقال الى نزل. |
| Sarışındı, melek gibi yüzü vardı, hepimiz güldük. | Open Subtitles | لقد كان أشقراً ، له وجه ملائكى ، و ضحكنا جميعاً |
| Veya yerlere yuvarlanana kadar güldük mü hiç? | Open Subtitles | هل بكيت أبداً أمامكِ أو ضحكنا بشدة حتى تدحرجنا على الأرض؟ |
| Biz... bugün deli gibi güldük! Gülmekten öldüm! | Open Subtitles | لقد كنا نضحك اليوم مثل المجنون لقد كدت اموت من الضحك |
| Güzel bi gün. yedik, içtik, güldük geğirdik, sikiştik ve ossurduk. | Open Subtitles | يوم لطيف تنولنا الطعام, احتسينا شراب وضحكنا |
| Daha az imtiyazlı insanlara güldük ve bunun zararsız olduğunu sandık. | Open Subtitles | الضحك على من هم أقل حظا والتفكير على أنه غير مؤذ |
| O kadar çok hata yaptı ki ona sadece güldük. | Open Subtitles | اقترف أخطاءً كثيرة لدرجة أننا ضحكنا عليه |
| Selam, ben Peter Griffin. Kâh güldük, kâh eğlendik. | Open Subtitles | مرحبا ،انا بيتر غريفن لقد ضحكنا كثير الليلة |
| Konuştuk, güldük. Şuradaki peynirlerden verir misin? | Open Subtitles | لقد أكلنا و ضحكنا هل يمكنك أن تعطينى بعض هذه الأعضاء الذكرية بنكهة الجبنة؟ |
| Sonra bir kaç şey içtik, ve biraz güldük. | Open Subtitles | و بعد ذلك خرجنا , و شربنا و ضحكنا مع بعض , بعض الشيء |
| Bazı üzücü olaylara birlikte güldük ama birlikte bir geleceğimiz olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أعني, لقد ضحكنا حول أشياء محزنة, ولكن ولكن لا أعتقد أنّه سيكون لهذه العلاقة مستقبل |
| Bugün erken saatlerde prova odasında takılıyorduk, bayağı güldük. | Open Subtitles | كنا معاً في التدريب بالغرفة سابقاً ضحكنا جيداً |
| Bu laftan sonra uzun uzun güldük. | Open Subtitles | .لقد ضحكنا جيداً على هذا .ضحكة طويلة جيدو، في الواقع |
| O kadar çok güldük ki annem arabayı kenara çekmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | و ضحكنا جداً لدرجة أن أمي حاولت إيقاف السيارة |
| güldük, denizden birkaç şey topladık. Biraz okyanus suyu içtik. | Open Subtitles | أعني, لقد ضحكنا,جمعنا نماذج البحر شربنا من المحيط |
| Geçen gece Ann'le birlikte o günü hatırlayıp güldük. | Open Subtitles | لقد كنت و " آن " نضحك فى تلك الليلة عن الوقت الذى كان فيه " مارتن" |
| Resim yaptık, güldük, Turbo heriften konuştuk. | Open Subtitles | كنا نرسم و نضحك و نتحدث عن شخص التربو |
| Evet, ölümün gözünün içine baktık ve güldük. | Open Subtitles | أجل ، فقد نظرنا الى الموت وكنا نضحك |
| Barda takıldık, birkaç kadeh içtik, biraz güldük. | Open Subtitles | جلسنا في الحانة، وشربنا بعض المشروبات وضحكنا قليلاً |
| Biraz konuştuk, güldük ve sonra onu kahve içmeye götürdüm. | Open Subtitles | واعتذرت , وتحدثنا وضحكنا وخرجنا لتناول القهوة جيد لك |
| ben ve yeni kız arkadaşlarım arkandan terbiyesizce konuşup buna güldük. | Open Subtitles | كنا نتكلم بالسوء عنك ونضحك عليك بدون علمك |
| Ekmek isteyeceğimi anında tahmin edince güldük ettik falan derken yarın akşam çıkıyoruz. | Open Subtitles | وقد جاوبتني مباشرةً بأنه الخبز ، فضحكنا وتولدت بيننا شرارة ، لذا اتفقنا على أن نلتقي في ليلة الغد |
| Çay içerken elden ele gezdirdik, onu okuyup güldük, sonra çok pahalı bir sömürgecilik öncesi duş aldık. | Open Subtitles | احتسينا الشاي وتناقلناه، وسخرنا منه، ثم اشترينا منضحة حمام باهظة جداً من زمن ما قبل الاستعمار، |
| güldük ve "Yakında görüşürüz" demeyi sürdürdük | Open Subtitles | ضَحكنَا وإستمررنَا بالقَول نشاهدْك قريباً |